İlk insan ve ilk Peygamber Âdem aleyhisselâm ve ona iman edenler şehirlerde yaşardı. Okumak, yazmak bilirdi. Demircilik, iplik yapmak, kumaş dokumak, çiftçilik, ekmek yapmak gibi sanatları vardı. Âdem “aleyhisselâm”ın boyu ve ömrü kesin olarak bildirilmedi.

Allahü teâlâ, kendisine on kitap gönderdi. Cebrâîl “aleyhisselâm”, oniki kere gelmişti. Bu kitaplarda, iman edilecek şeyler, çeşitli dillerde lügatlar, hergün bir vakit namaz (sabâh namazı) kılmak, gusl abdesti almak, oruc tutmak, leş, kan, domuz yimemek, birçok sanatlar, tıb, ilâclar, hesâb, hendese yani geometri gibi şeyler bildirilmişti.Altın üzerine para dahî basmış, maden ocakları işletilip âletler yapılmıştı.

Nûh aleyhisselâmın gemisinin, ateş yanarak, kazanı kaynayarak hareket ettiğini, Kur’ân-ı kerîm açıkça bildiriyor. Bazı târîhciler, hiçbir vesîka ve incelemeğe dayanmadan, yalnız dinleri inkâr etmek, Peygamberleri küçültmek maksadı ile, ilk insanlar vahşî idi, birşey bilmezdi diyerek Âdem, Şis (Şît) ve İdrîs “aleyhimüsselâm” gibi Peygamberlerin birer masal, birer hurâfe olduğunu göstermek, böylece müslimân evlâdlarını dinsiz, imansız yetiştirmek istiyorlar.

Hiçbir dîne inanmıyanlardan bir kısmı da, fen adamı görünerek bozuk düşüncelerini, fen perdesi altında, etrâfa saçıyor. Meselâ “Bütün canlıların yapı taşı olan hücre, milyonlarca sene evvel, denizlerde, tesâdüfen kendi kendine meydana gelip, zamanla küçük deniz bitkileri ve hayvanları ve sonra karadakiler meydana gelmiş, en son insan hâline dönmüştür” gibi şeyler söylüyorlar. Böylece, Âdem aleyhisselâmın topraktan yaratılmadığını, Kur’ân-ı kerîmin ve mukaddes kitapların, hâşâ, hikâye olduklarını, ilk canlı maddeyi vücûda getiren büyük bir kudretin varlığına inanmanın fenne uymıyacağını anlatıyorlar. Böyle kâfirlere “Ateist” denir. Bunlardan müslimân görünenlere “Zındık” denir.

Fen bilgileri, müşâhede ve tedkîk ilimleridir. Fen olayları, önce his uzvları ile veya bunları takviye eden âletlerle gözlenir ve olayın sebebleri tahmîn olunur. Sonra, bu olay, tecrübe ve tekrâr edilerek, bu sebeblerin tesîrleri, rolleri tesbît edilir.

İnsanlar, bugünkü derecede kalmayıp, ilk canlıların ne sûretle yaratıldığı hakkında doğru bilgi edinilirse, İslâmiyete zararlı değil, faydalı olur. Çünkü, canlı ve cansız, herşey yok idi. Hepsi, sonradan yaratıldı. Ayet-i kerîmede “Herşeyi nasıl yarattığımı arayın, işlerimdeki intizâmı, incelikleri görün! Böylece varlığıma, kudretimin, bilgimin sonsuzluğuna inanın!” buyuruldu.