Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, nice bayramlara kavuştursun! Ramazan-ı şerif geldi geçti, inşallah hakkını verebilmişizdir, inşallah, bizden şefaatçi olarak ayrılmıştır.

Büyüklerimiz bize, bu dünyada ve âhirette lazım olacak her şeyi verdiler, doğru imanı öğrettiler. Hakiki bayram budur.
Sâlih müminlerin, Allah rızası için bir araya geldiği yer, Cennet bahçesi olur. Buraya ne yüzle geleceğiz, ne anlatacağız diye düşünüyorduk, ama Allah’ın izniyle, büyüklerin yardımı yetişiyor, söylenmesi gerekenleri söylemek nasip oluyor. Onların himmeti, yardımı hiç durmaksızın yağıyor. Bir an, bizi kendimize bıraksalar darmadağın oluruz, Allah korusun! Onun için çok şükredeceğiz. Hakiki bayramın biri de budur.

Bir arkadaş, bir şeylerden dertlenmiş, anlatıyormuş, hocası ona demiş ki: (Hocamızı, İmam-ı Rabbânî hazretlerini tanımışsın, bunlar vasıtasıyla Cenab-ı Hakk’ı, Resulullah efendimizi, bu yolu tanımışsın, hâlâ dünyalık işler için üzülüyorsun, seni ne kadar dövsek az gelir.)

Büyüklerimiz birer birer bu dünyadan göçtüler, bunun üzüntüsü içindeyiz, ama şefaat var, müjde var, hem de Resulullah efendimizin müjdesi var. Teselli kaynağımız bu. Dünyada kim kimi severse, âhirette onunla beraber olacak. Bu olmasa, gülecek yüzümüz kalmazdı. İmam-ı a'zam hazretleri, (Hayatımda bir defa güldüm, ona da çok pişmanım) buyuruyorlar. O büyüklerin hasretiyle, o ayrılıkla insanın gülecek yüzü olmaz, ama hem bu müjde olduğu için, hem de bizi yalnız bırakmayacakları için, mübarek hocamızın defalarca söylediği gibi, (Bu hizmetlerimizde bulunan bir arkadaş dışarıda kalsa, biz onu almadan Cennete girmeyiz) buyurdukları için, o müjdeyle, biz de burada, keyfimiz yerinde dolaşıyoruz.

Bir zat anlatır: Hocam vefat ettiği günün akşamında, bütün sevenleriyle, talebeleriyle bir araya geldik, 6-7 bin kişi taziyede bulundular. O gece rüyamda, istirahat ettiği odasına girdim, uzanmış yatıyordu, yanına girince doğruldu ve (Allah senden razı olsun) dedi. Yani âhirete gittiler ve oradan da onların rızalarını almış olduk. Artık dünya hiç umurumda değil. Bu kadar memnun olmalarının sebebi, her zaman olmamız gerektiği gibi, o gün de birlik ve beraberlik içinde olmamızdı. Onun için o duayı aldık. İnşallah bir arada olduğumuz müddetçe bizi orada da bırakmazlar. Ama eğer bu birlik ve beraberliğimize zarar verirsek, bozarsak, işte o zaman kaybedenlerden oluruz.