İyilikleri yaymak, kötülüklere engel olmak lazımdır. Böyle olmasaydı, Allah Peygamberleri göndermez, dinleri bildirmez, insanları islâm dînine davet etmez ve diğer dinlerin yanlış, bozuk olduğunu haber vermezdi ve geçmiş Peygamberlere inanmayanları azâblarla helâk eylemezdi. Herkesi kendi hâline bırakır, kimseye birşey emir etmez ve inanmayanlara azâb yapmazdı. Cihâdı emretmezdi.

Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde cihâd için ve cihâd eden Müslümanlar için ve şehîdler için fazîletler, meziyyetler ne sebebden bildirildi? İslâm düşmanlığı yapan zâlim krallara haddini bildirmek, onlara sıkıntı vermek ve Allahü teâlânın bu mahlûklarını harâb etmek, niçin emir olundu?

Nitekim insana, kendi nefsine düşmanlık etmesini ve nefislerin, Allahü teâlâya düşman olduğunu bildirdi ve nefis ile cihâd etmeğe cihâd-ı ekber ismini verdi ve Allahü teâlâ neden rızâsını ve yakınlığını bu cihâda bağladı? Allahü teâlâ, niçin nefsleri kendi başına bırakmadı? Demek ki bunlar, Allahü teâlânın düşmanlarıdır. Allahü teâlâ, düşmanlarından intikâm alınmasını istemekdedir.

Allahü teâlâ nihâyetsiz merhametinden dolayı, evvelâ Peygamberleri sonra bunların yerine, Evliyâyı ve Ulemâyı davetci gönderdi. Bunların dilleri ve kalemleri ile sevaplarını ve azâplarını bildirerek, özre ve bahâneye yol bırakmadı. Allahü teâlânın irâdesini ve âdetini kimse değiştiremez. Hakîkati bilmeyenlerin ve görmiyenlerin sözü ile, nizâm-ı âlem bozulmaz. Allahü teâlâ, isteseydi, herkesi doğru yola hidâyet eder, Cennete sokardı. Fakat, ezelde Cehennemi insanla ve cinle doldurmak istedi. Allahü teâlânın büyüklüğünü anlayabilen bir kimse, Ona sebebini soramaz.

Peygambere “sallallahü aleyhi ve sellem” tâbi olan, insanları davet etmekte ve emr-i ma’rûf, nehy-i münker etmekde de tâbi olur. Bunları yapmayan, Ona tâbi olmuş değildir. Allahü teâlânın düşmanı olmasaydı, (Buğd-ı fillâh) farz olmazdı. İnsanı Allahü teâlâya yaklaştıran şeylerin birincisi olmazdı. İmanın tamamlayıcısı olmazdı. Allahü teâlânın rızâsının ve sevgisinin husûlüne sebeb olmazdı. Peygamberimiz “İbâdetlerin efdali, müslimânları müslimân oldukları için sevmek, kâfirleri, kâfir oldukları için, sevmemektir” buyurdu.