Osmanlı’nın en önemli devlet adamlarından Sadrazam Koca Ragıp Mehmed Paşa’dan çok bahsedildi. Paşa, Devlet-i Osmani’nin neredeyse bütün kademelerinde bulunmuş, Ordu-yu Hümayun Riyaseti, Tebriz Defter Emâneti, Hemedân Riyâset Vekâleti, Revan-Bağdat Defterdarlığı, Reis’ül Küttab’lık, Osmanlı temsilcisi, Cizye muhasebecisi, Halep, Rakka, Mısır Valisi gibi daha sayamadığımız onlarca görevde yer almıştı.

Ragıp Paşa, ‘Ağa’lık rütbesinden, Paşa olarak valiliğe atanmıştı. Daha sonraki yıllarda Vezir-i azamlığa kadar yükseldi. Göreve başlamadan önce ihtiyar ve yaşlı devlet azâlarına uğrayıp, onların duasını alıp, vedalaşmak istemişti. Uğradıkları arasında emekli olduktan sonra yalısında istirahata çekilen Sadrazam Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa da mevcuttu.

Mustafa Paşa, nezaket ziyaretine gelen Ragıp Paşa’yı hoş sohbet karşıladı. Velakin; “Hoşgeldin Ragıp Ağa”, “Nasılsın bre ağa”, “Biz de iyiyiz Elhamdülillah ağa” gibi sohbet boyunca devamlı ‘Ragıp Ağa’ diye hitap ettiği için Ragıp Paşa içinden, “Herhalde Mustafa Paşa’ya, Paşa olduğumu anlatamadım!” diyerek kendisinin sadr-ı azam olarak atandığını bir kez de şöyle anlatmayı denemiş: “Paşam, zat-ı şahanemiz Sultan Mustafa Han, bendenizi huzura çağırıp; ‘Sana vezirlik verdim, artık paşa oldun!’ deyince öyle sevindim ve öyle şaştım ki anlatamam...”

Lafını esirgemeyen Çorlulu Mustafa Paşa da cevabı yapıştırmış: “Evet, ‘Ragıp Ağa’ oğlum. Size vezirliğin verilmesini işittiğimizde biz de çok şaştık!..”