Sevaba ortak mânevî şirket

Sevaba ortak mânevî şirket

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bu zamanda hak ile bâtıl, imanla küfür, iyi ile kötü karıştı, insanlar bunları ayırt edemez hâle geldi. O...

Haramdan kaçmak

Haramdan kaçmak

Haramları, büyük günah ve küçük günah diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günahlardan da, büyük günah...

Nefsine pay vermeyenin mükafatı

Nefsine pay vermeyenin mükafatı

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri ordu ile bir sefere katılmıştı. Ordu kumandanı ona bazı kıymetli hediyeler gönderip, lütfedip kabul etmesini istirham ettiğini...

Helâl olduğunu bildiğinizi yiyiniz!

Helâl olduğunu bildiğinizi yiyiniz!

Çok kimseler, dünya malını, hep haram sanır. Bazısı da, dünyadaki şeylerden çoğu haramdır der. Burada, insanlar üç türlüdür:...

Adî Bin Hâtim Tâî

Adî Bin Hâtim Tâî

Âilece cömert olan sahâbî. Eshâb-ı kirâm efendilerimiz, Peygamber efendimizin emriyle zaman zaman Medîne dışındaki...

Esas hasta benmişim

Esas hasta benmişim

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin gözlerinde aşırı ağrı meydana geldi. Herkese iyilik eden, cömertliği ile meşhur bir doktor çağırdılar, bu doktor,...

Bir şey öğretti, o da bana yetti

Bir şey öğretti, o da bana yetti

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlânın bir kuluna en büyük nimeti, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi mübarek bir rehberi, sevgili bir...

Dünyada en bedbaht insan

Dünyada en bedbaht insan

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimde mealen, (Kim Allah’a güvenirse, Allah ona yeter) buyuruluyor. Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan...

Güneş artık doğmak üzere!

Güneş artık doğmak üzere!

Artık, sevgili Peygamberimizin yaşları kırka doğru ilerlemekte...Nübüvvetin tebliği yaklaşmakta... Alametler de tek tek ortaya...

Ana-babanın sorumluluğu

Ana-babanın sorumluluğu

Dinin, sonraki nesillere intikalinde çocukların, gençlerin rolü büyüktür. Bunun için çocuklara önem verip, İslam dini...

Abdullah Bin Huzâfe

Abdullah Bin Huzâfe

Resûlullahın elçilerinden. Peygamber efendimiz, Hudeybiye antlaşmasından sonra, İslâmın bütün dünyaya yayılması ve insanların...

Osmanlılarda okçuluk

Okçuluk  Osmanlıların ünlü sporlarındandır. Çok eski...

Unutursan, unutulursun

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî...

İmam-ı Züfer hazretleri

İmam-ı Züfer, dinde büyük müctehid idi, Sadece...

Sahih-ül yed olmak esas…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet...

Müslüman nasıl olmalı

Müslümanlar, Allahü teâlânın yasak ettiği, zararlı...

Hüseyin bin Ali

Cennet gençlerinin seyyidi. Ümm-i Hâris hazretleri anlatır: Birgün...

Kainatin Efendisi

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Zulüm, had safhadaydı...

Yeryüzünün merkezi olan mübarek Mekke’de...

Hoş geldin ya Resulallah

Yedi kat yer, yedi kat...

Eshab-ı kiram

Ebû Talhâ

Resûlullahın fedâisi. İslâm Güneşi Mekke'de parlarken...

Hâlid Bin Velid

Allahın kılıcı lâkabı ile tanınan...

Fatıma-tüz-zehra

Peygamberimizin en sevgili kerimesi. Hazret-i Fâtıma...

Hikmetli Sözler

Eden kendine eder

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İyilik...

Allah tevbe edeni affeder

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her...

En güzel fren

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İslamiyet’e hizmet ederken büyüklerimize tâbi olmak ve söz dinlemek çok önemlidir. Çalışanların birbirini kırması, o büyükleri kırmak gibidir. Hizmetlerde âmirin maiyetinde olanlar, onun sözünden kesinlikle ayrılmamalı. Onu dinlemek ve ona tâbi olmak büyüklere tâbi olmaktır. Uyum içinde, birlik ve beraberlik içinde çalışılınca, aklın ermediği başarılar görülür.

Verilen işin takibi de önemlidir. Görevi alan, aldığı işin bitirildiğini mutlaka bildirmeli. Eğer bir yerde takılıyorsa, onu da bildirmeli. Çünkü bir saatin bir dişlisi durursa, o saat, vakti yanlış gösterir. O hâlde herkes kendine verilen işi, öncelikle yerine getirmeli. Bilgi vermemek işe önem vermemek demektir.

Başarı, Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmak, Onun kullarının duasını almak ve büyüklerin arzularını yerine getirmektir. Bu üçü birlikte olursa istenen başarı olur.

Bu hizmetlerde çalışan herkes işin sahibidir. (Bu iş benimdir, işin sahibi benim) diye çalıştığı için başarılıdır. Yoksa başkasının işinde hiç kimse bu kadar başarılı olamaz.

Bu işlerimizde çalışanların birbirleriyle yardımlaşmaları, birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermeleri, vakfa para yardımı yapmak gibidir, aynı sevabı kazandırır. Bir arkadaşın ihtiyacını giderip duasını almak çok önemlidir.

Başka yerlerde çalışanlar, çalıştıkları yerden bir şey almak için geliyorlar. Dine hizmette çalışanlar ise, bir şey vermek için geliyorlar. Almayı hiç düşünmezler. Maaş almaları onlara zarar vermez, çünkü gayeleri o değildir. Esas gayeleri vermektir. Bedeniyle, aklıyla veya para kazandırmak suretiyle olan bu vermeler, bir araya geliyor ve o küçük derelerden, büyük bir nehir meydana geliyor. Bunlar niçin almayıp da veriyorlar? Bu hizmetlerin başındaki büyüklerimiz, böyle verdikleri için ve bu iş de, bu maksatla kurulduğu için hep vermek hedefleniyor. İş, baştakine tâbidir. Büyükler, bir şeyler almak şöyle dursun, bunun düşüncesi bile, hizmetleri bitirir.

Hizmetler, çalışanların ihlâsı devam ettiği müddetçe devam eder. İhlâsları yok olursa işler de biter. Onun için ihlâslı kişiler lazımdır. Böyle bir kimse, çalışmayıp otursa da, orada bulunması yeter. Çünkü bu hizmetler ihlâs sahibi olmayanlarla yürümez.