Zübeyr Bin Avvâm

Zübeyr Bin Avvâm

Cennetle müjdelenenlerden. Hazret-i Zübeyr, Peygamber efendimizin halası olan Hazret-i Safiyye’nin oğludur. İlk Müslümanlardandır. Cennetle...

Allah’ın yeryüzünde en sevdiği yer

Allah’ın yeryüzünde en sevdiği yer

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünya, âhiretin ufak bir misalidir. Burada mescitlere, camilere gelenler, orada hakiki saadet yurdu olan Cennete gideceklerdir....

Nefsin isyan etmediği an yoktur

Nefsin isyan etmediği an yoktur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir hadis-i kudsîde, (Nefsiniz bana düşmandır, siz de ona düşman olun) buyuruluyor. Nefsin düşman olması, (Allahü...

Kapasiteyi artırmak

Kapasiteyi artırmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dine hizmet ederken, insan, kapasitesini arttırmaya çalışmalı. Büyük başarılar, aynı mevcutla, aynı himmet ve gayretle,...

Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe

Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe

Kur'ân-ı kerîmi en iyi okuyanlardan. Hazret-i Ebû Bekir zamanında Müseylemet'ül Kezzâb'a karşı yapılan Yemâme...

Sonsuza giden sevgide çatışma olmaz

Sonsuza giden sevgide çatışma olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mahşerde güneş bir mızrak boyu yaklaşacak, çok sıkıntı çekilecektir. Orada yedi sınıf insan, Arş'ın altında...

İhsan eden ihsan görür

İhsan eden ihsan görür

Kıyamet günü bir müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü...

Üseyd Bin Hudayr

Üseyd Bin Hudayr

Eshâb-ı kirâmın sancaktarlarından. Medîne'ye İslâmiyeti öğretmek için gelen Mus'ab bin Umeyr Medîne'de...

Nefsanî işin sonu, Rahmanî olmaz

Nefsanî işin sonu, Rahmanî olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir genç, bir zata gelip, (Efendim, ben Allah rızası için evlenmek istiyorum) der. O zat da, (Cenab-ı Hak sana, arzuna uygun...

Adî Bin Hâtim Tâî

Adî Bin Hâtim Tâî

Âilece cömert olan sahâbî. Eshâb-ı kirâm efendilerimiz, Peygamber efendimizin emriyle zaman zaman Medîne dışındaki...

Murada kavuşmak için

Murada kavuşmak için

Murâdlara nâil olmak için şu duâyı okumalıdır: “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i...

Hastanın iyileşmesi ic…

Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Osman bin Huneyf...

Allahü teâlânın en c…

İnsanlara yapılan iyilikler, âhiretin azablarından kurtulmağa...

Ezan-ı Muhammedi ile if…

Osmanlı’da iftar açmak için iftar topundan...

Yaver’in ‘iştahsız’ ift…

Baba Yaver’in hikayeleri her ramazanda dilden...

İlim ve ahlâk

İslamiyet, , ilm ve ahlâk ve...

Nur’un Amine’ye geçmes…

Kurban edilmekten kurtulan, Abdullah, büluğ çağına...

Kainatin Efendisi

Kavmini azab ile korkut!

Sevgili Peygamberimize, peygamberliği bildirildi ve...

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Eshab-ı kiram

Ömer-ül Faruk

Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe. Hazret-i...

Âsım Bin Sâbit

Arıların koruduğu sahâbî. Asr-ı saâdette küfür...

Ebu Rafi

Peygamberimizin azatı kölelerinden. Ebu Rafi aslen...

Hikmetli Sözler

Başarının yolu gönül alma…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize...

Bir kavmin efendisi, onla…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber...

Dinin yarısı sabır, yarıs…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Öfke...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İslamiyet’e hizmet ederken büyüklerimize tâbi olmak ve söz dinlemek çok önemlidir. Çalışanların birbirini kırması, o büyükleri kırmak gibidir. Hizmetlerde âmirin maiyetinde olanlar, onun sözünden kesinlikle ayrılmamalı. Onu dinlemek ve ona tâbi olmak büyüklere tâbi olmaktır. Uyum içinde, birlik ve beraberlik içinde çalışılınca, aklın ermediği başarılar görülür.

Verilen işin takibi de önemlidir. Görevi alan, aldığı işin bitirildiğini mutlaka bildirmeli. Eğer bir yerde takılıyorsa, onu da bildirmeli. Çünkü bir saatin bir dişlisi durursa, o saat, vakti yanlış gösterir. O hâlde herkes kendine verilen işi, öncelikle yerine getirmeli. Bilgi vermemek işe önem vermemek demektir.

Başarı, Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmak, Onun kullarının duasını almak ve büyüklerin arzularını yerine getirmektir. Bu üçü birlikte olursa istenen başarı olur.

Bu hizmetlerde çalışan herkes işin sahibidir. (Bu iş benimdir, işin sahibi benim) diye çalıştığı için başarılıdır. Yoksa başkasının işinde hiç kimse bu kadar başarılı olamaz.

Bu işlerimizde çalışanların birbirleriyle yardımlaşmaları, birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermeleri, vakfa para yardımı yapmak gibidir, aynı sevabı kazandırır. Bir arkadaşın ihtiyacını giderip duasını almak çok önemlidir.

Başka yerlerde çalışanlar, çalıştıkları yerden bir şey almak için geliyorlar. Dine hizmette çalışanlar ise, bir şey vermek için geliyorlar. Almayı hiç düşünmezler. Maaş almaları onlara zarar vermez, çünkü gayeleri o değildir. Esas gayeleri vermektir. Bedeniyle, aklıyla veya para kazandırmak suretiyle olan bu vermeler, bir araya geliyor ve o küçük derelerden, büyük bir nehir meydana geliyor. Bunlar niçin almayıp da veriyorlar? Bu hizmetlerin başındaki büyüklerimiz, böyle verdikleri için ve bu iş de, bu maksatla kurulduğu için hep vermek hedefleniyor. İş, baştakine tâbidir. Büyükler, bir şeyler almak şöyle dursun, bunun düşüncesi bile, hizmetleri bitirir.

Hizmetler, çalışanların ihlâsı devam ettiği müddetçe devam eder. İhlâsları yok olursa işler de biter. Onun için ihlâslı kişiler lazımdır. Böyle bir kimse, çalışmayıp otursa da, orada bulunması yeter. Çünkü bu hizmetler ihlâs sahibi olmayanlarla yürümez.