Ebû Hüreyre

Ebû Hüreyre

En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî. Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde...

Cennete giden yola girmek

Cennete giden yola girmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlânın razı olduğu tek doğru yol vardır. İki noktadan bir doğru geçer. Sonsuz sayıda eğri...

Allahü teâlânın merhameti sonsuzdur

Allahü teâlânın merhameti sonsuzdur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir kul, Rabbine az da olsa yaklaşırsa, Rabbi, ona daha çok yaklaşır. Kalbimizi Ona çevireceğiz. Kul, (Yâ Rabbî!)...

Zat-ı şahanem ile arama kimse giremez

Zat-ı şahanem ile arama kimse giremez

Kemankeş Mustafa Paşa, Dördüncü Murad Han’ın sadrazâmlarındandır. Savaşlardaki gayreti, şecaati, kıvrak zekâsı ve askeri dehasıyla Sekbanbaşı,...

Esas hasta benmişim

Esas hasta benmişim

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin gözlerinde aşırı ağrı meydana geldi. Herkese iyilik eden, cömertliği ile meşhur bir doktor çağırdılar, bu doktor,...

Hayat sana yakıştığı müddetçe

Hayat sana yakıştığı müddetçe

Abbasi halifelerinden biri, meclisindeki âlimlerle fıkhi meseleleri konuşurken, yaşlı amcası içeriye girer. Halife ona sorar: - Amca, bu âlimlerin...

Bizden ne öğrendin?

Bizden ne öğrendin?

Mürşid-i kâmilin biri, bir talebesine sorar: - Evladım, kaç senedir bizi tanıyorsun? - 22 senedir efendim. - Bu kadar zamanda bizden ne...

Herkesin alın yazısı kendi icraatıdır

Herkesin alın yazısı kendi icraatıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kur'an-ı kerimde mealen, (Herkes kendine uygun olan işi yapar) buyuruluyor. İnsanlar iki gruba ayrılır: Yapıcı ve yıkıcı. Dolayısıyla...

Strese alıştırma egzersizi

Strese alıştırma egzersizi

Oruç, hormonal yönden stresi tetiklediği halde organların verdiği cevaplar ve davranışlar açısından stresin tam karşıtıdır. Adeta hormonlarla stresi...

Kötü birine iyilik yapıldığında

Kötü birine iyilik yapıldığında

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İyilik eden, iyilik görür. Ancak kötü kimseye iyilik eden, ondan kötülük görür....

Küfre götüren günah

Küfre götüren günah

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Gıybet, küfre en yakın günahtan biridir. Kim dikkat edip bu günahtan sakınmazsa, artık tabiî bir hâl alır ve...

Hizmet için üç şart

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İslamiyet’e hizmet...

Abdullah Bin Zübeyr

Medîne'de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî. Abdullah bin...

Mugire-Tebni Su’be

Meşhûr beş dâhiden biri olan Sahâbî. Meşhûr...

Sonra yaparım diyenler

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünya fanidir...

Resulullah’a teşekkür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâdan...

Dine hizmette başarının…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet...

Kainatin Efendisi

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra...

Süt annenin anlattıkları

Halime Hatun, Peygamber efendimizi, süt...

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Eshab-ı kiram

Saîd Bin Âmir

Hazret-i Ömer'e benzeyen vâli. Saîd bin...

Mus'ab Bin Umeyr

İslâmda ilk öğretmen. Mus'ab bin Umeyr...

Abdullah Bin Ömer

En çok hadîs bilen sahâbîlerden. Abdullah...

Hikmetli Sözler

Kendimizi düzeltmeden baş…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Asıl...

Veren olgun, alan uygun o…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Güneş...

İnsan tek başına kurtulam…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İslamiyet’e hizmet ederken büyüklerimize tâbi olmak ve söz dinlemek çok önemlidir. Çalışanların birbirini kırması, o büyükleri kırmak gibidir. Hizmetlerde âmirin maiyetinde olanlar, onun sözünden kesinlikle ayrılmamalı. Onu dinlemek ve ona tâbi olmak büyüklere tâbi olmaktır. Uyum içinde, birlik ve beraberlik içinde çalışılınca, aklın ermediği başarılar görülür.

Verilen işin takibi de önemlidir. Görevi alan, aldığı işin bitirildiğini mutlaka bildirmeli. Eğer bir yerde takılıyorsa, onu da bildirmeli. Çünkü bir saatin bir dişlisi durursa, o saat, vakti yanlış gösterir. O hâlde herkes kendine verilen işi, öncelikle yerine getirmeli. Bilgi vermemek işe önem vermemek demektir.

Başarı, Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmak, Onun kullarının duasını almak ve büyüklerin arzularını yerine getirmektir. Bu üçü birlikte olursa istenen başarı olur.

Bu hizmetlerde çalışan herkes işin sahibidir. (Bu iş benimdir, işin sahibi benim) diye çalıştığı için başarılıdır. Yoksa başkasının işinde hiç kimse bu kadar başarılı olamaz.

Bu işlerimizde çalışanların birbirleriyle yardımlaşmaları, birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermeleri, vakfa para yardımı yapmak gibidir, aynı sevabı kazandırır. Bir arkadaşın ihtiyacını giderip duasını almak çok önemlidir.

Başka yerlerde çalışanlar, çalıştıkları yerden bir şey almak için geliyorlar. Dine hizmette çalışanlar ise, bir şey vermek için geliyorlar. Almayı hiç düşünmezler. Maaş almaları onlara zarar vermez, çünkü gayeleri o değildir. Esas gayeleri vermektir. Bedeniyle, aklıyla veya para kazandırmak suretiyle olan bu vermeler, bir araya geliyor ve o küçük derelerden, büyük bir nehir meydana geliyor. Bunlar niçin almayıp da veriyorlar? Bu hizmetlerin başındaki büyüklerimiz, böyle verdikleri için ve bu iş de, bu maksatla kurulduğu için hep vermek hedefleniyor. İş, baştakine tâbidir. Büyükler, bir şeyler almak şöyle dursun, bunun düşüncesi bile, hizmetleri bitirir.

Hizmetler, çalışanların ihlâsı devam ettiği müddetçe devam eder. İhlâsları yok olursa işler de biter. Onun için ihlâslı kişiler lazımdır. Böyle bir kimse, çalışmayıp otursa da, orada bulunması yeter. Çünkü bu hizmetler ihlâs sahibi olmayanlarla yürümez.