İyi huyları tamamlamak için gönderildim
İslâm kelimesi, “Nefsini teslîm etmek, boyun eğmek, selâmete ulaşmak” ve aynı zamanda “Barış” manâlarına gelir. İmâm-ı a’zam hazretleri,”Allahü teâlânın emirlerine teslîm olmak ve boyun eğmek” diye tarîf etmiştir.
Bu tarîfler, dikkat ile incelenirse, iyi bir Müslümanın Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uyan güzel ahlâklı bir kimse olacağı, kendiliğinden meydana çıkar.
Müsliman, muhakkak güzel ahlâklı ve fazîletli olmalıdır. İslâm dîni, baştan başa ahlâk ve fazîletdir. İslâm dîninin, dostlara ve düşmanlara karşı yapılmasını emir ettiği iyilik, adâlet, cömertlik, akılları şaşırtacak derecede yüksektir. Ondört asırlık hâdiseler, bunu düşmanlara da, pek iyi göstermiştir. Bununla ilgili sayılmıyacak kadar çok vesîka vardır:
Mesela, Bursa müzesi arşivinde, ikiyüz sene öncesine âit bir mahkeme kaydında diyor ki, Altıparmakdaki yehûdî mahallesi yanında bir arsaya Müslümanlar câmi’ yapıyor. Yehûdîler, arsa bizimdir, yapamazsınız dediklerinde, iş mahkemeye intikâl ediyor. Arsanın yehûdîlere âid olduğu anlaşılarak, mahkeme câmi’in yıkılmasına, arsanın yehûdîlere verilmesine karar veriyor ve hüküm yerine getiriliyor. Adâlete bakınız!
Güzel ahlâk dinimizin esasıdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “İyi huyları tamamlamak, iyi ahlâkı dünyaya yaymak için gönderildim”. Başka bir hadis-i şerifte, “İmanı yüksek olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır” buyuruldu. İman bile, ahlâk ile ölçülmektedir.
İslamiyette rûh temizliği esasdır.Yalan söyliyen, hîlekârlık yapan, insanları aldatan, zulmeden, haksızlık yapan, din kardeşlerine yardım etmiyen, büyüklük satan, yalnız kendi menfeatini düşünen bir kimse, ne kadar ibâdet ederse etsin, hakîkî bir Müslüman sayılmaz.
Mâ’ûn sûresinin ilk üç âyetinde meâlen, “Ey Resûlüm, kıyâmet gününü inkâr eden, yetîmi, öksüzü incitip hakkını gasbeden, fakiri doyurmayan ve başkalarını da fakire iyiliğe teşvîk etmeyen o kimseyi gördün mü?” buyurulmuştur.
İslâm dîninde yasaklardan, haramlardan sakınmak, emirleri, farzları yapmaktan daha önce gelmektedir. Hakîkî bir Müslüman, her şeyden önce, tam ve mükemmel bir insandır. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Resûlullah Efendimiz,”Kendisine yumuşaklık verilen kimseye dünya ve âhiret iyilikleri verilmiştir” buyurmuştur.