Ülkemizde Prof. Dr. Münip Yeğin ve arkadaşları tarafından yapılan “İslamî Oruç Üzerinde Biyokimyasal Bir Araştırma” adıyla yayınlanan bir çalışmada orucun biyoşimik kan tablosu incelenmiştir. Araştırmada sekiz uzman ve dört kişilik yardımcı kadro görev almış ve ramazan ayı içerisinde, orucunu tam olarak tutan muhtelif meslek ve yaştan yüz kişi gönüllü olarak araştırmaya katılmıştır. Bir karşılaştırma yapabilmek için ramazandan önce ve ramazanın son haftasında kan alınarak; kanlardaki total protein, albümin, globulin, kan şekeri gibi değerler incelenmiştir. Detaylı analizlerle elde edilen bulgular rapor edildikten sonra, total açlık araştırmalarının sonuçları ile toplam yüz oruçlu üzerinde yapılan analiz sonuçları sonucu şöyledir:

1- Oruç tutanlarda bir fizyolojik açlık (yani hakiki açlık) tablosuna rastlanmadı.

2- Yağ depolarının harekete geçirilmesi suretiyle lipit metabolizması fizyolojik sınırlar içinde süratlenmiştir. Bu sayede damar sertliğine sebep olan “ateroskleroz”un teşekkül etme ihtimali azalmaktadır.

3- 20. Asrın aterosklerozu ve ona eşlik eden kolesterol yüksekliği, hiper tansiyon, angina pektoris, enfarktuslar ve bazı böbrek hastalıkları gibi, zenginlik ve refah hastalıklarına yakalanmamak için en mükemmel bir “tıbbî proslaksi” veya “sağlık kazanma egzersizi”dir.

4- Oruçta insanın açlık hissi duyması, istediği her an yiyip içebilme alışkanlığının kişiye verdiği “psikolojik bir hadise”dir. Bu açlığa “psikolojik açlık” veya “yalancı açlık” da denilebilir.

5- Oruç “açlık” olmadığına göre, sadece bir “total perhiz”den ibarettir.