Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bizde çok büyük hakkı olan üç kişiden biri, dünyaya gelmemize sebep olan ana babadır. Diğeri, dinimizi doğru öğrenmemize sebep olan hocadır. Öteki de, maddî rızkımıza sebep olan işverendir.

Bir Müslüman çok başarılıysa, tuttuğu altın oluyorsa, işin temelinde, muhakkak ana babasının rızası, duası vardır, onları çok memnun etmiştir. Çünkü Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Ana babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir, reddolmaz) buyuruyor. Bedduası da böyledir.

Bir evlat, ana babasının; bir işçi de işvereninin duasını, rızasını alamazsa, Allah’ın rızasını alamaz. Yani, bize gelen nimete vesile olana teşekkür etmezsek, o nimet için yapacağımız şükrü Allahü teâlâ kabul etmez. Çünkü hadis-i şerifte, (Kendisine iyilik edene teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmiş olmaz) buyuruluyor.

Ana babamız hayattaysa, ellerini öpüp, gönüllerini, dualarını almaya çalışmalıyız. Hattâ (Cennet anaların ayakları altındadır) hadis-i şerifine uyarak, annemizin ayaklarının altını öpmeliyiz. O zaman çocuklarımız da bize gerekli hürmeti gösterir. İnsan ne ekerse onu biçer. Eden kendine eder.

Çocuklarımıza malı mülkü, taşı toprağı değil, namazı vasiyet etmeliyiz. Peygamber efendimizin ve bütün evliya zatların vasiyeti namazdır. Çünkü doğru kılınan namaz, her derde devadır. Büyük bir zatın küçük yaştaki oğluna vasiyetindeki iki husus şöyledir: (1- Bayılmak ve deli olmak hariç, hiçbir vakit namaz üzerinden geçmeyecek, yani kazaya kalmayacak. O hâlde baba hakkı olarak sana vasiyetimdir, karada, havada, denizde, nerede olursan ol, Allah’ın emri olan namazı terk etmeyeceksin. 2- Eğer en yüksek mektebi bitirip bir meslek sahibi olmazsan, sana hakkım helâl olmasın. Çünkü ben sana iyi bir dinî terbiye verdim. Bu dinî terbiyeyi, alacağın ilimle ve kültürle birleştirirsen çok faydalı bir insan olursun. Dinî terbiye ve ilim, iki el, iki ayak, iki göz gibidir. Biri eksik olursa, insan da eksik olur.)

Vefat edeceği sırada da oğluna demiş ki: (Oğlum, kitaplarını al, şöyle önümden geç! Ben âhirete gidiyorum. Allah’ın huzuruna varınca diyeceğim ki: Ya Rabbî, ben gözlerimi, oğlumu tahsile gönderirken kapadım.)