Yardım eden yardım görür

Yardım eden yardım görür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâ, dinimize uyanlara yardım eder. Bunu Kur’an-ı kerimde yeminle bildiriyor. (Eğer siz Allah’ın...

Resulullaha iman etmedikçe..

Resulullaha iman etmedikçe..

Bir kimse, Muhammed aleyhisselama iman etmedikçe, Allaha iman etmiş olamaz. Cenâb- ı Hak, Kur’ân-ı kerîmde, Nisâ sûresi, sekseninci...

Dine hizmet nimetinin şükrü

Dine hizmet nimetinin şükrü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâ, (Verdiğim nimetlere şükrederseniz artırırım) buyuruyor. Onun yolunda çalışmaktan, Onun dinine...

Allahü teâlânın razı olduğu iş

Allahü teâlânın razı olduğu iş

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbanî hazretleri bir gün yerden bir çöp alıp buyurur ki: (Bu çöpe bir teveccüh etsem,...

Mugire-Tebni Su’be

Mugire-Tebni Su’be

Meşhûr beş dâhiden biri olan Sahâbî. Meşhûr Arap dâhilerinden Mugîre der ki: Biz Araplar içinde, dînine son...

Oruç, kanserin DÜŞMANIDIR

Oruç, kanserin DÜŞMANIDIR

Kanser üzerinde yapılan bir araştırmada oruçlu kimselerin adrenalin ve kortizon hormonlarının kana daha kolaylıkla karıştığı gözlenmiştir. Bu hormonlar...

Ya dünya ya âhiret

Ya dünya ya âhiret

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Âhiret, dünyanın zıttıdır. Dünya sıkıntı, âhiret ferahlık yeridir. Cennette gözlerin görmediği, kulakların...

Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin vefatının 13. yılı

Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin vefatının 13. yılı

Merhum Enver Abimizin 2001 yılındaki taziye sohbetinden: Allah adamları, vefat ettikten sonra kınından çıkmış kılıç gibi daha keskin, daha tesirli olur. Yani...

Evliyaya derece vermek

Evliyaya derece vermek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Rahmet-i ilahi dünyada dinli dinsiz herkese gelir, ama Resulullah'tan nimetler, sadece şu iki şartla gelir: 1- Onun...

Kapalı olan kaba su dolmaz

Kapalı olan kaba su dolmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda yapılan dine hizmet, Allahü teâlânın yardımı ve büyüklerin duasıyla,...

Uyuyarak beklemek

Uyuyarak beklemek

Bir talebe; âlim ve faziletli bir zat olan hocasını çok severmiş. Sohbetinde bulunmaya can atıyormuş. Hocasına durumu bildirirler. Hocası da, (Madem bizi seviyor,...

Ya dünya ya âhiret

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Âhiret, dünyanın...

Hazreti Hâlid'in üstün …

Hazreti Hâlid bin Velid, Müslüman olduktan...

Benim sonum ne olacak

Ali Bekka hazretleri çok ağlardı. Öyle...

Kırk bin kahramanın baş…

Hazreti Ebû Bekir halîfe iken, Ebû...

Allah nasıl misafir edi…

Musa Aleyhisselâmın ümmeti: - Ya Musa! Rabbimizi...

Kalbde imanın sabit kal…

Bunun için, Resûlullah her zaman, “Allahümme...

Kainatin Efendisi

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Muhterem annenin vefatı

Sevgili Peygamberimizin, üç-beş yaşlarında bile...

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın...

Eshab-ı kiram

Zeyd Bin Hârise

İlk îman eden köle. Zeytin gözlü...

Hafsa Binti Ömer

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Ömer’in kızı olan...

Berâ Bin Âzib

Kıblenin değiştiğini haber veren sahâbî. Berâ...

Hikmetli Sözler

İhlâs azalınca

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bu...

İman etmek ve imanı kuvve…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan...

Rızıkların daralması

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanlar...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allah diyen aziz, para diyen rezil olur. Herkes bu iki kutup etrafında toplanmıştır. Bir kısmı Allah yolunu, bir kısmı paranın yolunu tutmuştur. Paranın yolunu tutan, daima hüsrana uğrar ve Cehennemin dibine gider. Allah diyen, bol paraya kavuşur, parasını hep hayra sarf eder. İnsanların değil, Allah’ın kıymet verdiğine kıymet verir, çünkü insan fanidir. Onun verdiği değer de fanidir. Allah’ın verdiği değer ise bakidir, çok kıymetlidir.

Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin hak yolu bulması şöyle anlatılır:
(Bir ağaç altında otururken, iki gözü kör bir kuşun ağaçtan inip, yeri eşerek altın bir kutu çıkardığını görür. Dikkat edince, kutunun içindeki susamı kuşun yediğini görür. Daha sonra başka bir yeri gagasıyla eşer ve o kutuda bulunan suyu içer. Tekrar gagasıyla gömüp ağaca çıkar. Topraktaki kutuların yerleri belirsiz hâle gelir. Bunları görünce, Allahü teâlâya tevekkül etmenin hakikatini anlar ve tevekkül etmeye karar verir. Biraz ileride, bir viranede fakirlerle karşılaşır. Geceyi birlikte geçirirler. Ertesi gün, Zünnûn-i Mısrî hazretleri, bir küp altın bulur. Küpün ağzında bulunan tahta kapakta, Allah ismi yazılıdır. Altınları fakirlere dağıtır, kendisi de tahtayı alıp, o gece orada yatar. Uyandıkça, yazıyı öpüp, başına koyar, gözüne sürer. Gece rüyasında, (Allah’ın ismini aziz tuttun. Sen de aziz ol!) derler. Sonra uyanır. O anda, gönlü ve içi nurla dolar.)

Kendisi de şunu anlatır:
(Bir gün dağda dolaşırken bir topluluk gördüm. Herkesin belli bir rahatsızlığı var. (Burada ne yapıyorsunuz?) diye sorduğumda, (Şu mağarada bir âbid var, her yıl bir sefer dışarı çıkar, bize okur, hepimiz şifâ buluruz) dediler. Ben de onlara katılarak, dışarı çıksın diye bekledim. Beyaz sakallı heybetli bir zat çıktı. Heybetinden sanki dağ sallandı. Sonra şefkatli bir gözle onlara baktı, bir şeyler okudu, onlara doğru üfledi. Okumalarını bitirip mağaraya girerken eteğine yapışıp (Milletin bedenî hastalığına okuduğunuz gibi, benim de kalbî hastalığıma şifa okur musunuz?) dedim. Bana hiç bakmadı bile ve eteğini elimden çekip, (Sen Rabbini bırakarak benim yanıma gelme, git Rabbin için çalış!) dedi. Ondan sonra kemâle geldim.)