Çarşıya giderken ve başka zamanlarda

Çarşıya giderken ve başka zamanlarda

Lâ ilâhe illallahü vahde hü lâ şerîke leh, le hül mülkü ve le hül hamdü, yuhyî ve yümît, ve...

Kimi seversen ahirette onunla berabersin

Kimi seversen ahirette onunla berabersin

Büyüklerle beraber olmak için, onları sevmek yeter. Ancak, hiçbir ibadet yapmayan ve hiçbir günahtan sakınmayan büyükleri asla...

Vücudun her organı kıymetlidir

Vücudun her organı kıymetlidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize yapılan hizmette, herkes bir vücudun organları gibidir. Beyin çok iyi olsa, el, gövde veya ayak yoksa neye yarar?...

Büyük günah ve iman

Büyük günah ve iman

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan, Peygamberimizden gelen haberlere inanmak ve inandığını söylemek “iman” dır. İbâdetler,...

Allahü teâlânın razı olduğu iş

Allahü teâlânın razı olduğu iş

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbanî hazretleri bir gün yerden bir çöp alıp buyurur ki: (Bu çöpe bir teveccüh etsem,...

Kimler dost edinilir?

Kimler dost edinilir?

Bazı çevreler, Hıristiyanları, Yahudileri kendilerine dost edinmektedirler. “Tesavvuf, herkesle iyi geçinmektir, herkese karşı hoşgörülü...

Kahve ikramı

Kahve ikramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde misafirlere bir törenle kahve ikram edilirdi. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulurdu. Ardından...

Her şeyi göze almıştı!

Her şeyi göze almıştı!

Müslümanlara sıkıntı veren Yahudi Ebû Râfi’ye haddini bildirmek için onun kalesine giren Hazreti Abdullah bin Atîk, bundan sonrasını...

En güzel fren

En güzel fren

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan, dünya peşinde koşarken dağdan bırakılan bir kaya gibi yuvarlanır, yuvarlandıkça hızı artar, hızı arttıkça daha...

İlme hizmet etmek nasıl olur?

İlme hizmet etmek nasıl olur?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Suların aktığı yerde, ağaçlar ve yeşillikler olur. Su yoksa, bunlar olmaz veya tek tük olur. İşte İslamiyet’in emrettiği...

Ebû Ubeyde Bin Cerrâh

Ebû Ubeyde Bin Cerrâh

Cennetle müjdelenen ümmetin emîni. Araplar arasındaki nâdir okuma-yazma bilenlerden olan Ebû Ubeyde bin Cerrâh ve arkadaşları Osman bin...

Ümm-i Şerik

Devsli muhacir hanım sahabîlerden. Devs’de müslüman olan...

Ermeni tehciri

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti...

Dürüstlük, güven ve sev…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Din büyüklerinin...

Din nedir?

Din, insanları sonsuz saadete götürmek için...

Hayat sana yakıştığı mü…

Abbasi halifelerinden biri, meclisindeki âlimlerle fıkhi...

Abbas Bin Ubâde

Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî. Abbas bin...

Kainatin Efendisi

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Ümmetim!.. ümmetim!..

Kâinatın efendisi doğduğu sırada, hazret-i...

Mübarek göğsünün yar…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i...

Eshab-ı kiram

Ukayl Bin Ebi Tâlib

Hazret-i Ali'nin abisi. Hazret-i Ukayl Peygamberimizin...

Abdullah Bin Revâha

Resûlullahın şâiri. Hicretin yedinci senesi idi...

Âmir Bin Füheyre

Meleklerin defnettiği sahâbî. Âmir bin Füheyre...

Hikmetli Sözler

Habercinin vazifesi haber…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmanımızı...

Hizmette doğruluk esastır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: En...

Ateşte yanan, ibadete nas…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İyilik eden mutlaka karşılığını görür. Ettiği iyilik sonunda dönüp dolaşıp geri gelir. Yeter ki biz iyiliği karşılıksız yapıp hemen unutalım. Kötülük de böyledir, o da çıkıp geri gelir. Zulüm payidar olmaz. Diğer günahların cezası âhirete kalabilir, ama zulmeden dünyada da mutlaka cezasını görür. Müminin zulmetmesi olacak iş değildir.

Bir zata, bir talebesi, başka şehirdeki işin başında bulunan talebeyi över, (Çok hizmet ediyor, çok kazanıyor) der. O talebeyi iyi tanıyan hocası buyurur ki: (O arkadaş yanındakileri üzüyor, kalblerini kırıyor. Bizim yolumuzda, üzmek, kalb kırmak yoktur. Milyonlar kazansa ettiği hizmetlerin ona bir faydası olmaz. Kırdığı kalbler yüzünden yaptıkları heba olur. Allahü teâlâ, kalbi kırık olanların yanındadır. Küfrü, şirki affetmez, kibirliyi Cennete koymaz. Seven sevdiği gibi olur. Büyükleri sevdiğini söyleyen, fakat onlardan çok farklı yaşayan sözünde samimi değildir.)

İmam-ı Rabbanî hazretlerinin halifelerinden Âdem-i Bennurî hazretlerinin elini tutan herkesin bütün vücudu zikrederdi. Bunu duyan bir şarapçı da, meyhaneden çıkıp onun evine gelir. Âdem-i Bennurî hazretleri, (Niye geldin?) diye sorunca, (Elini sıkmaya geldim) der. (Git buradan, her tarafın şarap kokuyor) diyerek kovar. Adam (Peki) der, sallana sallana çıkıp gider. O anda (Allah demek için gelen bir kulumu sen nasıl kovarsın?) diye bir ses gelir. Âdem-i Bennurî hazretlerinin ödü kopar. Hemen bir talebesini gönderir, (Tez o sarhoşu getir!) der. Sarhoş o talebeye, (Gelmem, o benim kalbimi kırdı) der. Bu sefer büyük bir talebesini gönderir, (Git yalvar yakar, ona ölünceye kadar bakacağımı söyle!) der. Sarhoş yine aynı cevabı verip gelmez. Bu sefer daha büyük bir talebesini gönderir, (Yine gelmezse, onun elini tut, beni hatırlayarak kulağına bir kere Allah de!) diye tembih eder. Buna da sarhoş yine (Gelmem!) der. Talebe, (Peki gelme, ama kulağına bir şey söyleyeceğim) der. Sarhoş (Söyle!) der. Talebe onun elini sıkıca tutar, hocasını hatırlayıp kulağına (Allah) der demez, sarhoşun bütün vücudu zikre başlar. Sonra birlikte dergâha gelirler. Âdem-i Bennurî hazretleri onun gönlünü alır, hakkını helâl ettirir. Şu hâlde hak helâl ettirmek için elden ne gelirse yapmalıdır.