Temelsiz bina olmaz

Temelsiz bina olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Elbette temelsiz ev, köksüz ağaç olmaz. Dinimizde bu temel ve kök, doğru imandır, imanın ve İslam’ın...

Her yıl daha kötü olacaktır

Her yıl daha kötü olacaktır

Zamanımızda helâl ve haramı gözetmek, hatta Ebülleys-i Semerkandînin en kolay olan fetvâsına bile uymak çok güc oldu. Bu fetvâya...

Osman-ı Zinnureyn

Osman-ı Zinnureyn

Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe. Hazret-i Osman, Müslüman olmadan önce ticâretle uğraşırdı. Zengin bir tüccârdı. Cemiyette,...

Kendinden tiksinmeyenin hâli

Kendinden tiksinmeyenin hâli

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin talebelerinden biri, gördüğü rüyalar üzerine, "Artık ben kemâle geldim. Sohbete lüzum...

Namaz için üzülmek

Namaz için üzülmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Eskiden bir vakit camiye, cemaate yetişemeyene, 2-3 gün (Başın sağ olsun) demeye gidilirmiş. (Çok yazık, sen bu cemaati nasıl...

Önce ölmek, sonra olmak

Önce ölmek, sonra olmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, hocası hayattayken, edebinden tam 30 yıl vaaz ve nasihat etmemişti. Bir gün rüyasında Resulullah...

Manevi değerlere hürmet

Manevi değerlere hürmet

Müslümanlar, birbirine hurmet eder, yardıma koşar. Din yolunda ve dünya işlerinde sıkıntıda görünce kurtarırlar. Ramazân-ı şerîfe, oruc...

Senin de borcun var mı?

Senin de borcun var mı?

On bir ayın sultanı ramazanın bir gününde Devlet-i Osmani’nin padişahı Üçüncü Mustafa Han, vezir-i azam Koca Ragıp Paşa’nın...

Biz seni genç ve kuvvetli sanırdık!

Biz seni genç ve kuvvetli sanırdık!

İstanbul’da yetişen âlim ve evliyanın büyüklerinden Merkez Efendi (Muslihuddin Musa Efendi) küçük yaşta memleketinde yaptığı ilk...

Hayat sana yakıştığı müddetçe

Hayat sana yakıştığı müddetçe

Abbasi halifelerinden biri, meclisindeki âlimlerle fıkhi meseleleri konuşurken, yaşlı amcası içeriye girer. Halife ona sorar: - Amca, bu âlimlerin...

İhsan eden ihsan görür

İhsan eden ihsan görür

Kıyamet günü bir müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü...

Allah nasıl misafir edi…

Musa Aleyhisselâmın ümmeti: - Ya Musa! Rabbimizi...

Teslimiyetin önemi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i aliyye...

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında bir...

Sa'd Bin Mu'âz

Ensârın en hayırlılarından. Muhammed aleyhisselâmın bi'setinin onuncu...

Hansa Hatun

Meşhur kadın şair sahabilerden. Peygamber efendimiz zamanında...

Varna meydan muharebesi

Sultan II. Murad, şehzade Alaaddin Çelebi'nin...

Kainatin Efendisi

O, bu ümmetin Peygamberi…

Şam yönüne gitmekte olan kervandakiler...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

Süt annenin anlattıkları

Halime Hatun, Peygamber efendimizi, süt...

Eshab-ı kiram

Bilâl-i Habeşî

Peygamber efendimizin müezzini. Bilâl-i Habeşî hazretleri...

Mikdâd Bin Esved

Resûlullahın süvârilerinden. Hicretin ikinci yılında Bedir...

Meymune Binti Hâris

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbas’ın...

Hikmetli Sözler

İlmin kabı amel, amelinki…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her...

İyilik edene teşekkür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünyanın...

Gerçek hayat, öldükten so…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müslüman...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İyilik eden mutlaka karşılığını görür. Ettiği iyilik sonunda dönüp dolaşıp geri gelir. Yeter ki biz iyiliği karşılıksız yapıp hemen unutalım. Kötülük de böyledir, o da çıkıp geri gelir. Zulüm payidar olmaz. Diğer günahların cezası âhirete kalabilir, ama zulmeden dünyada da mutlaka cezasını görür. Müminin zulmetmesi olacak iş değildir.

Bir zata, bir talebesi, başka şehirdeki işin başında bulunan talebeyi över, (Çok hizmet ediyor, çok kazanıyor) der. O talebeyi iyi tanıyan hocası buyurur ki: (O arkadaş yanındakileri üzüyor, kalblerini kırıyor. Bizim yolumuzda, üzmek, kalb kırmak yoktur. Milyonlar kazansa ettiği hizmetlerin ona bir faydası olmaz. Kırdığı kalbler yüzünden yaptıkları heba olur. Allahü teâlâ, kalbi kırık olanların yanındadır. Küfrü, şirki affetmez, kibirliyi Cennete koymaz. Seven sevdiği gibi olur. Büyükleri sevdiğini söyleyen, fakat onlardan çok farklı yaşayan sözünde samimi değildir.)

İmam-ı Rabbanî hazretlerinin halifelerinden Âdem-i Bennurî hazretlerinin elini tutan herkesin bütün vücudu zikrederdi. Bunu duyan bir şarapçı da, meyhaneden çıkıp onun evine gelir. Âdem-i Bennurî hazretleri, (Niye geldin?) diye sorunca, (Elini sıkmaya geldim) der. (Git buradan, her tarafın şarap kokuyor) diyerek kovar. Adam (Peki) der, sallana sallana çıkıp gider. O anda (Allah demek için gelen bir kulumu sen nasıl kovarsın?) diye bir ses gelir. Âdem-i Bennurî hazretlerinin ödü kopar. Hemen bir talebesini gönderir, (Tez o sarhoşu getir!) der. Sarhoş o talebeye, (Gelmem, o benim kalbimi kırdı) der. Bu sefer büyük bir talebesini gönderir, (Git yalvar yakar, ona ölünceye kadar bakacağımı söyle!) der. Sarhoş yine aynı cevabı verip gelmez. Bu sefer daha büyük bir talebesini gönderir, (Yine gelmezse, onun elini tut, beni hatırlayarak kulağına bir kere Allah de!) diye tembih eder. Buna da sarhoş yine (Gelmem!) der. Talebe, (Peki gelme, ama kulağına bir şey söyleyeceğim) der. Sarhoş (Söyle!) der. Talebe onun elini sıkıca tutar, hocasını hatırlayıp kulağına (Allah) der demez, sarhoşun bütün vücudu zikre başlar. Sonra birlikte dergâha gelirler. Âdem-i Bennurî hazretleri onun gönlünü alır, hakkını helâl ettirir. Şu hâlde hak helâl ettirmek için elden ne gelirse yapmalıdır.