Adalet ve tevazu

Adalet ve tevazu

Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı....

Sevmek lafla değil, itaatle belli olur

Sevmek lafla değil, itaatle belli olur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Muhabbet, gayet ince ve hassas bir yoldur. Bir Ehl-i sünnet âlimini sevdiğini söyleyen kimsenin, ona itaat etmesi gerekir....

Cezzar Ahmed Paşa

Cezzar Ahmed Paşa

Fransız ihtilalinin kudretli adamı Napoleon, kısa bir zaman içinde bütün Avrupa yı şaşırttı. Toulon limanından 450 gemiyle çıktı. 1.000 yıllık Venedik...

İnsan âcizdir

İnsan âcizdir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanın haddini bilmesi için, kendisinin âciz ve hayatın hayâl olduğunu bilmesi yeterlidir. İnsan, kendiliğinden...

Enver Abinin sohbetlerinden...

Enver Abinin sohbetlerinden...

En hayırlı iş, dinimize hizmettir, fakat bu hizmetlerin zerresini kendimizden bilirsek, yanarız. Müminlerin duası, büyüklerin himmeti ve Allahü...

Cimrilik ateşi

Cimrilik ateşi

Resul-i ekrem efendimiz, Kâbe’yi tavaf eden birinin gözyaşları içinde (Ey Beytin sahibi, bu beytin hürmetine beni affet) diye ağlayarak dua...

İşlerin en iyisi hangisidir?

İşlerin en iyisi hangisidir?

Müslümanların ihtiyâçlarını karşılamanın ve onları sevindirmenin ve güzel ahlâklı olmanın kıymetini bildiren hadis-i şeriflere bugün...

Elçi Hazretleri Merak Etmesinler

Elçi Hazretleri Merak Etmesinler

Kırım harbi arefesinde Rusya, fevkalade elçi olarak Prens Mençikofu İstanbula gönderdi. Elçi, protokol icabı Sadrazamdan sonra Hariciye nazırını da...

İmanın esası

İmanın esası

Hubb-i fillâh ve Buğd-ı fillâh, imanın esasıdır. Cenab-ı Hakkın en çok beğendi şeydir. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma,...

Oruç aç kalmak değil

Oruç aç kalmak değil

Dr. Dewey, Dr. Guelpa, Dr. Frumusan, Dr. Pauchet gibi oruçla ilgili araştırmalarda uzmanlaşmış tabipler de, hastalarını tedavi etmek için kısa ve uzun...

Hüseyin bin Ali

Hüseyin bin Ali

Cennet gençlerinin seyyidi. Ümm-i Hâris hazretleri anlatır: Birgün Resulullahın huzuruna varıp, bir rüya gördüğümü ve...

Allah bizi şeytanların …

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i aliyye...

İsyan etmedi fakat..

Kâfirleri sevmemek, onlara kalb ile düşmanlık...

Ana-babanın sorumluluğu

Dinin, sonraki nesillere intikalinde çocukların, gençlerin...

Unutursan, unutulursun

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî...

Yıldırım Bayezid ve iht…

Sultan Yıldırım Bâyezîd Han, Niğbolu zaferinden...

Taptığınız ayağımın alt…

Muhyiddin-i Arabi hazretleri, büyük veli ve...

Kainatin Efendisi

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Mübarek göğsünün yar…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Eshab-ı kiram

Hafsa Binti Ömer

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Ömer’in kızı olan...

Bilâl-i Habeşî

Peygamber efendimizin müezzini. Bilâl-i Habeşî hazretleri...

Osman-ı Zinnureyn

Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe. Hazret-i...

Hikmetli Sözler

Altı cilt Mektubat'ın öze…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Üç...

Hasreti çekilen insan

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müslümanın...

Orucun ve iftiraya uğrama…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Günlerin...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İyilik eden mutlaka karşılığını görür. Ettiği iyilik sonunda dönüp dolaşıp geri gelir. Yeter ki biz iyiliği karşılıksız yapıp hemen unutalım. Kötülük de böyledir, o da çıkıp geri gelir. Zulüm payidar olmaz. Diğer günahların cezası âhirete kalabilir, ama zulmeden dünyada da mutlaka cezasını görür. Müminin zulmetmesi olacak iş değildir.

Bir zata, bir talebesi, başka şehirdeki işin başında bulunan talebeyi över, (Çok hizmet ediyor, çok kazanıyor) der. O talebeyi iyi tanıyan hocası buyurur ki: (O arkadaş yanındakileri üzüyor, kalblerini kırıyor. Bizim yolumuzda, üzmek, kalb kırmak yoktur. Milyonlar kazansa ettiği hizmetlerin ona bir faydası olmaz. Kırdığı kalbler yüzünden yaptıkları heba olur. Allahü teâlâ, kalbi kırık olanların yanındadır. Küfrü, şirki affetmez, kibirliyi Cennete koymaz. Seven sevdiği gibi olur. Büyükleri sevdiğini söyleyen, fakat onlardan çok farklı yaşayan sözünde samimi değildir.)

İmam-ı Rabbanî hazretlerinin halifelerinden Âdem-i Bennurî hazretlerinin elini tutan herkesin bütün vücudu zikrederdi. Bunu duyan bir şarapçı da, meyhaneden çıkıp onun evine gelir. Âdem-i Bennurî hazretleri, (Niye geldin?) diye sorunca, (Elini sıkmaya geldim) der. (Git buradan, her tarafın şarap kokuyor) diyerek kovar. Adam (Peki) der, sallana sallana çıkıp gider. O anda (Allah demek için gelen bir kulumu sen nasıl kovarsın?) diye bir ses gelir. Âdem-i Bennurî hazretlerinin ödü kopar. Hemen bir talebesini gönderir, (Tez o sarhoşu getir!) der. Sarhoş o talebeye, (Gelmem, o benim kalbimi kırdı) der. Bu sefer büyük bir talebesini gönderir, (Git yalvar yakar, ona ölünceye kadar bakacağımı söyle!) der. Sarhoş yine aynı cevabı verip gelmez. Bu sefer daha büyük bir talebesini gönderir, (Yine gelmezse, onun elini tut, beni hatırlayarak kulağına bir kere Allah de!) diye tembih eder. Buna da sarhoş yine (Gelmem!) der. Talebe, (Peki gelme, ama kulağına bir şey söyleyeceğim) der. Sarhoş (Söyle!) der. Talebe onun elini sıkıca tutar, hocasını hatırlayıp kulağına (Allah) der demez, sarhoşun bütün vücudu zikre başlar. Sonra birlikte dergâha gelirler. Âdem-i Bennurî hazretleri onun gönlünü alır, hakkını helâl ettirir. Şu hâlde hak helâl ettirmek için elden ne gelirse yapmalıdır.