Büyük zatları inkâr etmek felakettir

Büyük zatları inkâr etmek felakettir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müslümanlar bir araya geldikleri zaman, bilseler de bilmeseler de, anlasalar da anlamasalar da, konuşsalar da konuşmasalar da,...

Osman-ı Zinnureyn

Osman-ı Zinnureyn

Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe. Hazret-i Osman, Müslüman olmadan önce ticâretle uğraşırdı. Zengin bir tüccârdı. Cemiyette,...

O aslında bizi değil, hizmetlerimizi seviyor

O aslında bizi değil, hizmetlerimizi seviyor

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet itikadı ve bu yolun büyüklerinin sevgisi bir cevherdir. Allahü teâlâ bu cevheri...

Elçi Hazretleri Merak Etmesinler

Elçi Hazretleri Merak Etmesinler

Kırım harbi arefesinde Rusya, fevkalade elçi olarak Prens Mençikofu İstanbula gönderdi. Elçi, protokol icabı Sadrazamdan sonra Hariciye nazırını da...

Elhamdülillah hata itmedük!

Elhamdülillah hata itmedük!

Sultan İkinci Mahmud, bir yaz gününde tebdil-i kıyafet iki mabeyncisini yanına alarak Sirkeci’ye gider. Beylerbeyi’ne geçeceklerdir. İhtiyar bir...

Hile ve yalan âcizliktir

Hile ve yalan âcizliktir

İslâm dînini bilmiyenler, milletin sağlam imanını, ilme ve akla dayanarak bozamıyacaklarını, islâma hücûm ettikçe, kendi yüz...

Korku ve sevgi

Korku ve sevgi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Merhum hocamız anlatıyor: (Seyyid Abdülhakîm efendiye karşı bir edepsizlik yapmaktan o kadar korkardım ki, belki yanlış bakarım...

Doğru yolda olmanın ölçüsü

Doğru yolda olmanın ölçüsü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Allahü teâlânın rızasını kazanmak için, Onun emirlerini, Onun emrettiği gibi...

Ameller ve niyet

Ameller ve niyet

Amel, yani iş üçe ayrılır: Birincisi, masıyyet yani günah olan işler. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü...

Zafere kavuşmak için iki şart

Zafere kavuşmak için iki şart

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İki şeye dikkat edilirse, zafer mutlaka nasip olur: 1- Namazı doğru kılmak, 2- Âmire itaat. Kur’an-ı kerimde mealen,...

Resulullah’a teşekkür

Resulullah’a teşekkür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâdan sonra, Onun Resulüne de teşekkür edeceğiz. Çünkü Resulullah sallallahü...

Âlim, kitaptan söyleyen…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir kimse...

Mümin kalb kırmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İyilik eden...

Hazret-i Hadice ile evl…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin Nevfel’den...

Felç hastası için dua…

İmâm-ı Muhammed bin Sa’îd Busayrî hazretleri...

Neticeyi sebepten bilme…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mülkü de...

Şehid olarak ölebilme…

Hergün yirmibeş kere “Allahümme bârik lî...

Kainatin Efendisi

“Hacer-ül-Esved”in yeri

Resulullah efendimiz otuz beş yaşında...

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında...

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Eshab-ı kiram

Hadice-tül Kübra

Peygamberimizin ilk hanımı. Hazret-i Hadice; güzelliği...

Hansa Hatun

Meşhur kadın şair sahabilerden. Peygamber efendimiz...

Hasan bin Ali

Cennet gençlerinin efendisi. Peygamber efendimizin, "Cennet...

Hikmetli Sözler

Allah bizi şeytanların şe…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i...

Dinimizde niyetin önemi b…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allah...

Sevaba ortak mânevî şirke…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bu...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İyilik eden mutlaka karşılığını görür. Ettiği iyilik sonunda dönüp dolaşıp geri gelir. Yeter ki biz iyiliği karşılıksız yapıp hemen unutalım. Kötülük de böyledir, o da çıkıp geri gelir. Zulüm payidar olmaz. Diğer günahların cezası âhirete kalabilir, ama zulmeden dünyada da mutlaka cezasını görür. Müminin zulmetmesi olacak iş değildir.

Bir zata, bir talebesi, başka şehirdeki işin başında bulunan talebeyi över, (Çok hizmet ediyor, çok kazanıyor) der. O talebeyi iyi tanıyan hocası buyurur ki: (O arkadaş yanındakileri üzüyor, kalblerini kırıyor. Bizim yolumuzda, üzmek, kalb kırmak yoktur. Milyonlar kazansa ettiği hizmetlerin ona bir faydası olmaz. Kırdığı kalbler yüzünden yaptıkları heba olur. Allahü teâlâ, kalbi kırık olanların yanındadır. Küfrü, şirki affetmez, kibirliyi Cennete koymaz. Seven sevdiği gibi olur. Büyükleri sevdiğini söyleyen, fakat onlardan çok farklı yaşayan sözünde samimi değildir.)

İmam-ı Rabbanî hazretlerinin halifelerinden Âdem-i Bennurî hazretlerinin elini tutan herkesin bütün vücudu zikrederdi. Bunu duyan bir şarapçı da, meyhaneden çıkıp onun evine gelir. Âdem-i Bennurî hazretleri, (Niye geldin?) diye sorunca, (Elini sıkmaya geldim) der. (Git buradan, her tarafın şarap kokuyor) diyerek kovar. Adam (Peki) der, sallana sallana çıkıp gider. O anda (Allah demek için gelen bir kulumu sen nasıl kovarsın?) diye bir ses gelir. Âdem-i Bennurî hazretlerinin ödü kopar. Hemen bir talebesini gönderir, (Tez o sarhoşu getir!) der. Sarhoş o talebeye, (Gelmem, o benim kalbimi kırdı) der. Bu sefer büyük bir talebesini gönderir, (Git yalvar yakar, ona ölünceye kadar bakacağımı söyle!) der. Sarhoş yine aynı cevabı verip gelmez. Bu sefer daha büyük bir talebesini gönderir, (Yine gelmezse, onun elini tut, beni hatırlayarak kulağına bir kere Allah de!) diye tembih eder. Buna da sarhoş yine (Gelmem!) der. Talebe, (Peki gelme, ama kulağına bir şey söyleyeceğim) der. Sarhoş (Söyle!) der. Talebe onun elini sıkıca tutar, hocasını hatırlayıp kulağına (Allah) der demez, sarhoşun bütün vücudu zikre başlar. Sonra birlikte dergâha gelirler. Âdem-i Bennurî hazretleri onun gönlünü alır, hakkını helâl ettirir. Şu hâlde hak helâl ettirmek için elden ne gelirse yapmalıdır.