Kahve ikramı

Kahve ikramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde misafirlere bir törenle kahve ikram edilirdi. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulurdu. Ardından...

Kolesterolü düşürüyor

Kolesterolü düşürüyor

Yapılan araştırmalarda; ramazan boyunca total kolesterolde yüzde 8 ile yüzde 12 civarında düşme gözlenmiştir. Kolesterol, bilindiği gibi damarlarda...

Ukbe Bin Âmir

Ukbe Bin Âmir

Eshâb-ı suffadan. Ukbe bin Âmir, Medîne otlaklarında koyun güderdi. Peygamber efendimizin Medîne'ye hicret ettiğini de dağda haber...

Kıyamet ve ahıret

Kıyamet ve ahıret

Muhbir-i sâdıkın yani hep doğru haber verici Peygamber efendimiz kabir ve kıyâmet hâllerinden, Haşrdan (kabrden kalkınca arasât meydanında toplanmak)...

İtikâd ve amel

İtikâd ve amel

Allahü teâlânın bildirdiği her din, iki kısmdır: İtikâd ve amel. Yani iman ve ahkâm. Bunlardan iman, her dinde aynıdır. İman, dînin aslı ve...

Bu bedeli kullar ödeyemez

Bu bedeli kullar ödeyemez

Evliyalardan birine bir gün, (Efendim, İhlas hususunda en çok etkilendiğiniz bir olay yaşadınız mı?) diye sorarlar. Evet yaşadım buyurur ve devam eder; Mekke-i...

Allah vereni sever

Allah vereni sever

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bizim dinimiz iyilik etmek, şefkat dinidir. Kur’an-ı kerimde, (Muhakkak ki Allah iyilik edenlere yardım eder, verenleri sever)...

İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi emreder!

İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi emreder!

İslâmiyeti bilen, İslâm ahlâkı ile ahlanmış bir müslüman ileri görüşlü olur, gerici olmaz. İslâm düşmanları, temiz...

Anlamak, kalbe nakşetmek demektir

Anlamak, kalbe nakşetmek demektir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Faydasız ilimden sana sığınırım yâ Rabbî) diye dua ediyor. Bu dua, (Öğrendiklerimizle amel etmeli,...

Alın yazısı insanın icraatıdır

Alın yazısı insanın icraatıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünyada farklı yerlere akan nehirler vardır. Kimi Karadeniz’e, kimi Akdeniz’e, kimi de başka denizlere akıyor. O nehirlerin...

Abdullah Bin Abbâs

Abdullah Bin Abbâs

Tefsîr âlimlerinin şâhı. Resûlullah efendimiz Mekke’de iken, Abdullah ibni Abbâs’ın annesine buyurmuştu ki: - Senin bir oğlun...

Fi’l-cümle ta’âm bişürû…

Osmanlı’da ramazan hazırlığı, şaban ayında başlar...

Selmân-ı Fârisî

Ehl-i beytten sayılan İranlı sahâbî. Eshâb-ı kirâmdan...

Manâ içinde manâ

Kur’ân-ı kerîm insan sözü değildir. Kur’ân-ı...

Eden kendine eder

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimiz, baştan...

Abdullah bin Mübarek ha…

Abdullah bin Mübarek, Sehl'e ders okuturdu, En...

Vücut yenileniyor

Orucun sağlığa olan etkileri sadece Müslüman...

Kainatin Efendisi

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Hazret-i Hadice’nin rüya…

Sevgili Peygamberimiz yirmi beş yaşlarında...

Eshab-ı kiram

Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe

Kur'ân-ı kerîmi en iyi okuyanlardan. Hazret-i...

Tufeyl Bin Amr

Işık Saçan Sahâbî. Tufeyl bin Amr...

Aliyyül Mürteda

Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı. Halifeliği...

Hikmetli Sözler

İyi arkadaş bulmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber...

Boş eve hırsız niye girsi…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kim...

Hizmette insan eğitimi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Büyük...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İyilik eden mutlaka karşılığını görür. Ettiği iyilik sonunda dönüp dolaşıp geri gelir. Yeter ki biz iyiliği karşılıksız yapıp hemen unutalım. Kötülük de böyledir, o da çıkıp geri gelir. Zulüm payidar olmaz. Diğer günahların cezası âhirete kalabilir, ama zulmeden dünyada da mutlaka cezasını görür. Müminin zulmetmesi olacak iş değildir.

Bir zata, bir talebesi, başka şehirdeki işin başında bulunan talebeyi över, (Çok hizmet ediyor, çok kazanıyor) der. O talebeyi iyi tanıyan hocası buyurur ki: (O arkadaş yanındakileri üzüyor, kalblerini kırıyor. Bizim yolumuzda, üzmek, kalb kırmak yoktur. Milyonlar kazansa ettiği hizmetlerin ona bir faydası olmaz. Kırdığı kalbler yüzünden yaptıkları heba olur. Allahü teâlâ, kalbi kırık olanların yanındadır. Küfrü, şirki affetmez, kibirliyi Cennete koymaz. Seven sevdiği gibi olur. Büyükleri sevdiğini söyleyen, fakat onlardan çok farklı yaşayan sözünde samimi değildir.)

İmam-ı Rabbanî hazretlerinin halifelerinden Âdem-i Bennurî hazretlerinin elini tutan herkesin bütün vücudu zikrederdi. Bunu duyan bir şarapçı da, meyhaneden çıkıp onun evine gelir. Âdem-i Bennurî hazretleri, (Niye geldin?) diye sorunca, (Elini sıkmaya geldim) der. (Git buradan, her tarafın şarap kokuyor) diyerek kovar. Adam (Peki) der, sallana sallana çıkıp gider. O anda (Allah demek için gelen bir kulumu sen nasıl kovarsın?) diye bir ses gelir. Âdem-i Bennurî hazretlerinin ödü kopar. Hemen bir talebesini gönderir, (Tez o sarhoşu getir!) der. Sarhoş o talebeye, (Gelmem, o benim kalbimi kırdı) der. Bu sefer büyük bir talebesini gönderir, (Git yalvar yakar, ona ölünceye kadar bakacağımı söyle!) der. Sarhoş yine aynı cevabı verip gelmez. Bu sefer daha büyük bir talebesini gönderir, (Yine gelmezse, onun elini tut, beni hatırlayarak kulağına bir kere Allah de!) diye tembih eder. Buna da sarhoş yine (Gelmem!) der. Talebe, (Peki gelme, ama kulağına bir şey söyleyeceğim) der. Sarhoş (Söyle!) der. Talebe onun elini sıkıca tutar, hocasını hatırlayıp kulağına (Allah) der demez, sarhoşun bütün vücudu zikre başlar. Sonra birlikte dergâha gelirler. Âdem-i Bennurî hazretleri onun gönlünü alır, hakkını helâl ettirir. Şu hâlde hak helâl ettirmek için elden ne gelirse yapmalıdır.