Ramazanın son on günü

Ramazanın son on günü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ramazan-ı şerif hakkımızda hayırlı ve mübarek olsun! Ramazanı ihya eylemek, bayramı rahat huzur içinde karşılamak, nasib olur...

A'meş ve hanımı

A'meş ve hanımı

İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretlernin arkadaşlarından, o dönemin hadis ve kıraat âlimlerinden Süleyman A'meş, bir gece evinde eşiyle tartışmış ve hanımını...

Nimetlere kavuşamamanın sebebi

Nimetlere kavuşamamanın sebebi

İnsanların, âhıretteki nimetlere nâil olmamaları, bu nimetlerden yüz çevirdikleri içindir. Yüz çeviren, elbette birşey alamaz....

Allah’ın adı ile oku!..

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın onyedinci Pazartesi günü, Hira Dağı’ndaki mağarada... Tefekküre dalmış halde... Gece yarısından sonra...

Vermezse Mabut

Vermezse Mabut

Sultan Mahmut han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer. Yaşlı çaycıya herkesin tıkandı baba diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini...

Mirac aklın bittiği, imanın başladığı yerdir

Mirac aklın bittiği, imanın başladığı yerdir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir iş, ne kadar sıkıntı içinde olmuşsa, o kadar uzun ömürlü olur. Peygamber efendimiz, (En çok sıkıntıyı ben...

Ateşte yanan, ibadete nasıl koşar?

Ateşte yanan, ibadete nasıl koşar?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından dinimizi doğru öğrenip buna uygun yaşamak, hem de bunları başka insanlara ulaştırıp...

İmrân bin Husayn

İmrân bin Husayn

Meleklerle konuşan Sahâbî. İmrân bin Husayn, Hayber savaşında Müslüman oldu. Ondan sonraki bütün savaşlarda Peygamber efendimizin...

Ebû Talhâ

Ebû Talhâ

Resûlullahın fedâisi. İslâm Güneşi Mekke'de parlarken, Ebû Talhâ 20 yaşlarında delikanlıydı... Medîne'nin asîl...

Otlukbeli Savaşı

Otlukbeli Savaşı

Karamanoğlu İbrahim'in 1464'te ölmesi üzerine oğulları birbirlerine düşmüşlerdi. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yardımıyla İshak...

Enes Bin Mâlik

Enes Bin Mâlik

Resûlullahın hizmetçisi. Medîneli çocuklar hem koşuyor, hem de sevinçle bağırarak etrafı çınlatıyorlardı: - Resûlullah...

İnsan âciz bir varlık…

Allahü teâlâ, insanları olgunlaştırmak ve kalblerindeki...

Muhterem annenin vefatı

Sevgili Peygamberimizin, üç-beş yaşlarında bile hususi...

Salihlerin sohbetinde b…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî...

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına aldığında...

Ben bir zerreyim

Hasan-ı Basri hazretlerine sevenleri sordu: - Bütün...

Gemiye binmenin şartı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Sahipsiz olmak...

Kainatin Efendisi

En güvenilir kimse...

O; doğru, doğruların doğrusu... Hiçbir...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

Zulüm, had safhadaydı...

Yeryüzünün merkezi olan mübarek Mekke’de...

Eshab-ı kiram

Ümm-i Hânî

Hazret-i Ali’nin kızkardeşi. Peygamber efendimiz hicretten...

Zübeyr Bin Avvâm

Cennetle müjdelenenlerden. Hazret-i Zübeyr, Peygamber efendimizin...

Ebû Talhâ

Resûlullahın fedâisi. İslâm Güneşi Mekke'de parlarken...

Hikmetli Sözler

Kendi görüşüne göre din ö…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber...

Hidayet, fitne ve sabır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bizim...

Allahü teâlânın merhameti…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, her kulunu bir yerde istihdam ediyor. Hikmet-i ilahi, bazı kulları küfre hizmet ederken, bazı kulları da her şeyini feda ederek, insanların dünya ve âhiret saadetlerine kavuşmaları için dinimize hizmet ediyor. Binlerce evliyanın, ulemanın hayatını okuyoruz, hepsi aynı şeyi söylüyorlar:
1- Allah’ı ve ölümü unutmayın!
2- Dünyanın cazibesine ve nefsinize aldanmayın.

İnsana gezdiği yerlerden mutlaka ya rahmanî veya şeytanî bir şeyler bulaşır. Eğer İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi Allahü teâlânın sevdiği, büyük bir zatın kitaplarını rehber edinmemişse, yani mürşidi yoksa, artık onun mürşidi şeytan olur. Şeytanın ve nefsin elinde oyuncak olur ve sapıtır.

Merhum hocamız buyururdu ki:
(Abdülhakim Arvâsî hazretlerinden öğrendiklerimin vesikalarını bulmak için, ömrüm kitap okumakla geçti. Vardığım kanaat şu olmuştur ki, çok kitap okuyan, çok şaşırır, yolunu sapıtır. O kitap öyle diyor, bu kitap böyle diyor. Hakikate kavuşmak için çok kitap okuyan, hakikatten uzaklaşır. Ancak bir mürşid-i kâmilden İslamiyet’i öğrenen, onun dediği yolda yürüyen, onun eserlerini okuyan kurtulur. Fakat o mürşid-i kâmilden istifade etmek için de, çok ağır bir şart vardır. Boş olmak, bilgiçlik taslamamak, akıl yürütmemek, kendini aradan çıkarmak şarttır.)

Dolu bir bardak boşalmadan, içine bir şey konamaz. Kirli bardak temizlenmeden, içine zemzem konulsa bozulur, içilemez. Onun için kalblerimizdeki kirleri temizlemeden kendimizden vazgeçmeden, aklımızı, ilmimizi, faziletimizi, ne varsa hepsini sıfırlamadan, büyük zatlardan istifade etmek mümkün değildir. İstifade etmenin alametleri vardır. Birincisi, aşkla hizmet etmektir. Daha sonra, alçakgönüllü, merhametli, güler yüzlü ve cömert olmaktır, yani onlardaki güzel ahlâkın intikal etmesi lazımdır. Aksi hâlde kendi bilgisiyle, kendi aşkıyla, kendi düşüncesiyle hareket ettiği müddetçe, adım adım hakikatten uzaklaşır.

İstifade etmek için, teneşir tahtasındaki ölü gibi olmalı. Teslimiyet ne güzeldir. Çünkü en zor iş odur. Herkes, (Bu işte ben varım) diyor. Eğer sen varsan, onlar yoktur. İki var olmaz. Biri varsa, diğeri yoktur.