Zat-ı şahaneye ılık hoşaf mı verilür?

Zat-ı şahaneye ılık hoşaf mı verilür?

İkinci Mahmud Han döneminde iki defa Şeyhülislamlık makamına gelen Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi, mübarek bir şahsiyet olmasına mütekabil...

İnsan âcizdir

İnsan âcizdir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanın haddini bilmesi için, kendisinin âciz ve hayatın hayâl olduğunu bilmesi yeterlidir. İnsan, kendiliğinden...

 Af ve magfiret için

Af ve magfiret için

Af, mağfiret ve âfiyet için çok duâ etmelidir. Bunların hepsini ihtiva eden çok kıymetli duâ, “Allahümme rabbenâ...

Ümm-i Hiram

Ümm-i Hiram

Hala sultan olarak tanınan kadın sahabi. Ümm-i Hiram, Enes bin Malik’in teyzesidir. Resulullahın da teyzeleri tarafından akrabasıdır. Cahiliyye devrinde Amr...

Gerçek âlimlerin ortak özelliği

Gerçek âlimlerin ortak özelliği

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bütün Ehl-i sünnet âlimlerinin ortak bir özelliği vardır. O da, sorulan suallere, soranın dünyasını değil,...

Bütün mesele imanı korumaktır

Bütün mesele imanı korumaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her ülfetin, bir külfeti vardır. Çok kıymetli bir pırlanta sahibinin, çalınacak korkusuyla gözüne uyku...

Kur’ân-ı kerîm

Kur’ân-ı kerîm

Kur’ân-ı kerîmin kelimeleri arabîdir. Fakat, bu kelimeleri yanyana dizen, Allahü teâlâdır. Bu kelimeler, insan dizisi değildir....

Ana Hakkı ve Alkama'nın sonu

Ana Hakkı ve Alkama'nın sonu

Hazreti Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) eshabıyla oturmuş sohbet ediyordu. Bir kadın sahabe Resulullah'ın huzuruna telaşla girerek: - Ya...

İtalya'da Bir Yeniçeri

İtalya'da Bir Yeniçeri

Bir Osmanlı Yeniçeri’si 1683’deki Viyana Kuşatması’nın hemen ardından bir yeniçeri İtalya’ya geçip yerleşir. İl Turco olarak...

Tevbe istiğfar etmek

Tevbe istiğfar etmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimde Nasr suresinde mealen, (Eğer siz Allahü teâlâya tevbe istiğfar ederseniz mutlaka onu affedici...

Midenin bir aylık dinlenme dönemi

Midenin bir aylık dinlenme dönemi

Her yemekten vücut hazım ve sindirim işlemi sırasında yoğun enerji kullanılır. Bu enerji ihtiyacını karşılamak için yemeklerden sonra kalp tarafından, mide ve...

Sultan yine tebdil-i kı…

Sultan İkinci Mahmud Han, musahibi (sohbet...

İhlâs varsa, fitne olma…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dine hizmette...

Berâ Bin Âzib

Kıblenin değiştiğini haber veren sahâbî. Berâ bin...

Görmeden inanmak

Görmeden inanmak önemlidir. Bekara suresinin başında...

Feyrûz Bin Deylemî

Yemenli sahâbîlerden. Feyrûz bin Deylemî San’a’da bulunuyordu...

Allah tevbe edeni affed…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her gaflet...

Kainatin Efendisi

Hazret-i Hadice’nin rüya…

Sevgili Peygamberimiz yirmi beş yaşlarında...

Süt annenin anlattıkları

Halime Hatun, Peygamber efendimizi, süt...

Nur’un yaratılması

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın...

Eshab-ı kiram

Beşir Bin Sa'd

Hazret-i Ebû Bekir'e ilk bîât...

Ebû Zer-i Gıfârî

Gıfârî kabilesinin reisi. Ebû Zer-i Gıfârî...

Sâbit Bin Kays

Peygamber efendimizin hatîblerinden. 630 senesinde henüz...

Hikmetli Sözler

İki istikameti olan bir i…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü...

Ramazan ayının her günü b…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her...

Ölülere yardım etmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ölünün...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, her kulunu bir yerde istihdam ediyor. Hikmet-i ilahi, bazı kulları küfre hizmet ederken, bazı kulları da her şeyini feda ederek, insanların dünya ve âhiret saadetlerine kavuşmaları için dinimize hizmet ediyor. Binlerce evliyanın, ulemanın hayatını okuyoruz, hepsi aynı şeyi söylüyorlar:
1- Allah’ı ve ölümü unutmayın!
2- Dünyanın cazibesine ve nefsinize aldanmayın.

İnsana gezdiği yerlerden mutlaka ya rahmanî veya şeytanî bir şeyler bulaşır. Eğer İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi Allahü teâlânın sevdiği, büyük bir zatın kitaplarını rehber edinmemişse, yani mürşidi yoksa, artık onun mürşidi şeytan olur. Şeytanın ve nefsin elinde oyuncak olur ve sapıtır.

Merhum hocamız buyururdu ki:
(Abdülhakim Arvâsî hazretlerinden öğrendiklerimin vesikalarını bulmak için, ömrüm kitap okumakla geçti. Vardığım kanaat şu olmuştur ki, çok kitap okuyan, çok şaşırır, yolunu sapıtır. O kitap öyle diyor, bu kitap böyle diyor. Hakikate kavuşmak için çok kitap okuyan, hakikatten uzaklaşır. Ancak bir mürşid-i kâmilden İslamiyet’i öğrenen, onun dediği yolda yürüyen, onun eserlerini okuyan kurtulur. Fakat o mürşid-i kâmilden istifade etmek için de, çok ağır bir şart vardır. Boş olmak, bilgiçlik taslamamak, akıl yürütmemek, kendini aradan çıkarmak şarttır.)

Dolu bir bardak boşalmadan, içine bir şey konamaz. Kirli bardak temizlenmeden, içine zemzem konulsa bozulur, içilemez. Onun için kalblerimizdeki kirleri temizlemeden kendimizden vazgeçmeden, aklımızı, ilmimizi, faziletimizi, ne varsa hepsini sıfırlamadan, büyük zatlardan istifade etmek mümkün değildir. İstifade etmenin alametleri vardır. Birincisi, aşkla hizmet etmektir. Daha sonra, alçakgönüllü, merhametli, güler yüzlü ve cömert olmaktır, yani onlardaki güzel ahlâkın intikal etmesi lazımdır. Aksi hâlde kendi bilgisiyle, kendi aşkıyla, kendi düşüncesiyle hareket ettiği müddetçe, adım adım hakikatten uzaklaşır.

İstifade etmek için, teneşir tahtasındaki ölü gibi olmalı. Teslimiyet ne güzeldir. Çünkü en zor iş odur. Herkes, (Bu işte ben varım) diyor. Eğer sen varsan, onlar yoktur. İki var olmaz. Biri varsa, diğeri yoktur.