Abdullah Bin Revâha

Abdullah Bin Revâha

Resûlullahın şâiri. Hicretin yedinci senesi idi... Sevgili Peygamberimiz ve Eshâbı hep birlikte, Medîne'den hareket ettiler. Niyetleri;...

Annenin hizmete ihtiyacı var

Annenin hizmete ihtiyacı var

İki kardeş vardı. Yatalak annelerine bir gece biri, diğer gece öteki bakacaktı. Öyle anlaşmışlardı. Abid olan nafile ibadete çok düşkündü,...

Ebû Ubeyde Bin Cerrâh

Ebû Ubeyde Bin Cerrâh

Cennetle müjdelenen ümmetin emîni. Araplar arasındaki nâdir okuma-yazma bilenlerden olan Ebû Ubeyde bin Cerrâh ve arkadaşları Osman bin...

Namaz için üzülmek

Namaz için üzülmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Eskiden bir vakit camiye, cemaate yetişemeyene, 2-3 gün (Başın sağ olsun) demeye gidilirmiş. (Çok yazık, sen bu cemaati nasıl...

Dengeyi bulmak

Dengeyi bulmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İdarecinin çizdiği dairenin dışında hizmet etmeye çalışmak, daima, hem çalışana hem de büyüklere sıkıntı...

Bir yabancının hac düşünceleri

Bir yabancının hac düşünceleri

18. yüzyılda Osmanlı ülkesine gelerek intibalarını yazan Hristiyan tarihçi M. A Ubucini, Müslümanların Hac ibadetini araştırdıktan sonra kendi dini...

 Af ve magfiret için

Af ve magfiret için

Af, mağfiret ve âfiyet için çok duâ etmelidir. Bunların hepsini ihtiva eden çok kıymetli duâ, “Allahümme rabbenâ...

Burada bir incelik var

Burada bir incelik var

Bir zaman, karı koca, Mısır’dan hacca gelmişler. Hac dönüşü Medine’ye uğramışlar. Bu sırada develerini kaybetmişler. Yol paraları da yok. Ortada...

Kurbanlık oğul

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra şanı ve şöhreti daha çok arttı. Aradan yıllar geçti. Cenab-ı Hak, gönlünün...

İki cihan saadeti

İki cihan saadeti

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünya ve âhiret saadeti iki şeyle olur: Birincisi, İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi büyük bir Allah dostuna...

Padişahın işi ne

Padişahın işi ne

Sultan Murat Han o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil,...

Başarının yolu gönül al…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize hizmet...

Tohumu ekmeyep yiyenler

Bu dünya, âhıretin tarlasıdır. Burada tohumlarını...

Abdullah Bin Cahş

Uhud şehîdlerinden. Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri...

Sehl Bin Sa'd

Medîne'de en son vefât eden sahâbî. Sehl...

İki yolun farkı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir din...

Vahşî

Yalancı peygamber Müseyleme’yi öldüren sahabî. Vahşî, Hazret-i...

Kainatin Efendisi

Nur’un yaratılması

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın...

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın...

Süt annenin anlattıkları

Halime Hatun, Peygamber efendimizi, süt...

Eshab-ı kiram

Ebû Talhâ

Resûlullahın fedâisi. İslâm Güneşi Mekke'de parlarken...

Hâlid Bin Velid

Allahın kılıcı lâkabı ile tanınan...

Ebüdderdâ

Kâdılık yapan sahâbîlerden. Ebüdderdâ hazretleri, Bedir...

Hikmetli Sözler

İmanın varlığına alâmet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Biri...

Sevmek itaatle ölçülür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Âmir...

İhlâs olmazsa

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Evliya bir zata, bir gün biri ziyarete gelir, (Uzun zamandır merak ediyorum. Bu talebeleriniz sizi niye bu kadar çok seviyorlar?) diye sorar. O zat şöyle cevap verir: (Bunun birkaç sebebi vardır: Birincisi, ben bunları çok seviyorum. Bunlar temiz, salih, Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda dinimize hizmet ediyorlar. Hepsi Allahü teâlânın sevdiği insanlar; ben böyle kıymetli insanları nasıl sevmem ki? (Minel kalbi ilel kalbi sebila) buyuruluyor. Yani kalbden kalbe yol vardır, o yoldan sevgi akar. Esas sebep budur. İkincisi, bizim yolumuzda almak yok, vermek vardır. Para sevgisi kesinlikle kalbime girmemiştir. Çünkü paranın yeri ceptir. Kalbe girerse tehlikeli olur. Üçüncüsü, Allahü teâlâ tevazu ehlini sever. Kibirliyi sevmez. Çünkü gül yerde, toprakta biter, dağ başındaki kayada bitmez. Kendimi hiçbir din kardeşimden üstün görmedim.)

Sonra o kimseye, (Merak ettiğiniz durum şimdi anlaşıldı mı?) diye sorar. O da, (Evet şimdi işin püf noktasını anladım) der. Sonra, o zat sözüne devam eder: (Biz insanlardan bir şey beklemeyiz, onların rızalarını almak için yön değiştirmeyiz, biz Allah için yaşar, Allah için ölürüz. Sırf Onun rızasını almak için çalışırız. Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretlerine, (Siz Allahü teâlânın sevgili, makbul bir kulusunuz) derler. (Nereden bildiniz?) buyurur. (Efendim, herkes sizi seviyor) derler. (Biz insanlar sevsin diye ibadet etmiyoruz. Biz, Allah bizi sevsin diye Ona kulluk ediyoruz) buyurur.

İnsanlar birini çok sevebilir, fakat o kimse Allah indinde sevgili olmayabilir. Aksine, insanlar bir kimseyi sevmeyebilirler, onu hor görürler, ona kötü muamele ederler, fakat Allah onu sever. Bu yüzden, biz bütün varlığımızla Allah’a dönmek için uğraşmalıyız. Yoksa, insanlar bizi sevsin diye, zoraki onların seveceği işleri yapmak yanlış olur. Öyle yapanların hepsi mahvolmuştur. Yönünü insanlara dönen, onlardan sevgi bekleyen, gösteriş yapan, perişan olur. Çünkü itibar sonadır, insan nasıl ölmüşse, öyle haşrolur. Dolayısıyla insanın Allahü teâlâ indindeki durumu muteberdir. Yoksa insanların nazarındaki itibarının önemi yoktur. O hâlde insanların sevgisini değil, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için çalışmalıdır.)