Osman Bin Talhâ

Osman Bin Talhâ

Kâbe'nin hizmetinde olan sahâbî. Osman bin Talhâ, Mekke'de Kâbe Kayyımlığı ile vazîfeliydi. Sülâlesi câhiliye...

Ameller, niyete bağlıdır

Ameller, niyete bağlıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimizde esas olan, niyettir. Güzel ve doğru niyet şarttır. Müminin niyeti, amelinden önce gelir. Peygamber efendimiz,...

Kâ'b Bin Mâlik

Kâ'b Bin Mâlik

Peygamber efendimizin şâirlerinden. Kâ'b bin Mâlik, babasının tek oğlu olup hâli vakti yerinde idi. Arabistan'ın ileri gelen...

Saadetin başı

Saadetin başı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir mümin, evliya bir zatın kabrini ziyarete giderse, o zatın kalbinden bu müminin kalbine feyz akar. Ziyaret eden de, feyz...

Allah, kuluna kâfidir

Allah, kuluna kâfidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ne kadar tedbir alırsa alsın, insan yine âcizdir. Para pul, eş dost, mevki makam veya mal mülk olsun, Allah’tan başka şeye...

Osmanlılarda okçuluk

Osmanlılarda okçuluk

Okçuluk  Osmanlıların ünlü sporlarındandır. Çok eski zamanlardan beri harp sahasında kendileriyle karşılaşanlar, Türklerin ok atmadaki...

Dindar olanı tercih

Dindar olanı tercih

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bileşik kaplardan birine su döküldüğü zaman, su diğer tüpe geçer, ondan sonra tekrar bu tüpe gelir....

Fitneden korunmak için

Fitneden korunmak için

Fitneden korunmak için, “Allahümme innî eûzü-bike min azâbil-kabri ve min azâbinnâr ve min fitnetil mahyâ...

Son din İslamiyettir

Son din İslamiyettir

Adem aleyhisselamdan beri birçok hak din gelmiştir. Her yeni din, kendisinden önce gelen dîni nesh etmiş, değiştirmiş, yürürlükten...

Hazreti Hâlid'in üstün başarısı

Hazreti Hâlid'in üstün başarısı

Hazreti Hâlid bin Velid, Müslüman olduktan sonra, ilk olarak Mûte Gazâsında bulundu. İslâm askeri Mûte’ye hareket ederken,...

Din ve vicdan hürriyeti

Din ve vicdan hürriyeti

Amerika ve Avrupa, Müslüman çocuklarını dinlerinden uzaklaştırmak ve ahlaksızlığa yönlendirmek için sinsice hazırlanmış kitaplar, filmler piyasaya...

İlk insanın yaratılışı

İlk insan Âdem aleyhisselâm Peygamber idi...

Son din İslamiyettir

Adem aleyhisselamdan beri birçok hak din...

En büyük nimet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Kıyamette Cehennemin...

Dine hizmet nimetinin ş…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâ...

Abdullah Bin Ebi Bekr-i…

Hazret-i Ebû Bekir’in oğlu. Zekî ve kabiliyetli...

Fatıma-tüz-zehra

Peygamberimizin en sevgili kerimesi. Hazret-i Fâtıma, hicretten...

Kainatin Efendisi

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra...

En güvenilir kimse...

O; doğru, doğruların doğrusu... Hiçbir...

Mübarek göğsünün yar…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i...

Eshab-ı kiram

Âsım Bin Sâbit

Arıların koruduğu sahâbî. Asr-ı saâdette küfür...

Said bin Zeyd

Cennetle müjdelenenlerden. Saîd bin Zeyd hazretlerinin...

Abbâs Bin Abdülmuttalib

Peygamberimizin amcası. Hazret-i Abbâs, gençlik zamanında...

Hikmetli Sözler

Ramazanın son on günü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ramazan-ı...

Benim hediyem de budur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü...

Herkes sahibiyle ve hocas…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kadı...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Evliya bir zata, bir gün biri ziyarete gelir, (Uzun zamandır merak ediyorum. Bu talebeleriniz sizi niye bu kadar çok seviyorlar?) diye sorar. O zat şöyle cevap verir: (Bunun birkaç sebebi vardır: Birincisi, ben bunları çok seviyorum. Bunlar temiz, salih, Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda dinimize hizmet ediyorlar. Hepsi Allahü teâlânın sevdiği insanlar; ben böyle kıymetli insanları nasıl sevmem ki? (Minel kalbi ilel kalbi sebila) buyuruluyor. Yani kalbden kalbe yol vardır, o yoldan sevgi akar. Esas sebep budur. İkincisi, bizim yolumuzda almak yok, vermek vardır. Para sevgisi kesinlikle kalbime girmemiştir. Çünkü paranın yeri ceptir. Kalbe girerse tehlikeli olur. Üçüncüsü, Allahü teâlâ tevazu ehlini sever. Kibirliyi sevmez. Çünkü gül yerde, toprakta biter, dağ başındaki kayada bitmez. Kendimi hiçbir din kardeşimden üstün görmedim.)

Sonra o kimseye, (Merak ettiğiniz durum şimdi anlaşıldı mı?) diye sorar. O da, (Evet şimdi işin püf noktasını anladım) der. Sonra, o zat sözüne devam eder: (Biz insanlardan bir şey beklemeyiz, onların rızalarını almak için yön değiştirmeyiz, biz Allah için yaşar, Allah için ölürüz. Sırf Onun rızasını almak için çalışırız. Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretlerine, (Siz Allahü teâlânın sevgili, makbul bir kulusunuz) derler. (Nereden bildiniz?) buyurur. (Efendim, herkes sizi seviyor) derler. (Biz insanlar sevsin diye ibadet etmiyoruz. Biz, Allah bizi sevsin diye Ona kulluk ediyoruz) buyurur.

İnsanlar birini çok sevebilir, fakat o kimse Allah indinde sevgili olmayabilir. Aksine, insanlar bir kimseyi sevmeyebilirler, onu hor görürler, ona kötü muamele ederler, fakat Allah onu sever. Bu yüzden, biz bütün varlığımızla Allah’a dönmek için uğraşmalıyız. Yoksa, insanlar bizi sevsin diye, zoraki onların seveceği işleri yapmak yanlış olur. Öyle yapanların hepsi mahvolmuştur. Yönünü insanlara dönen, onlardan sevgi bekleyen, gösteriş yapan, perişan olur. Çünkü itibar sonadır, insan nasıl ölmüşse, öyle haşrolur. Dolayısıyla insanın Allahü teâlâ indindeki durumu muteberdir. Yoksa insanların nazarındaki itibarının önemi yoktur. O hâlde insanların sevgisini değil, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için çalışmalıdır.)