Aişe-i Sıddıka

Aişe-i Sıddıka

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Aişe validemiz, küçük yaşta iken okuma-yazma öğrenmiş olup, çok zekî ve kabiliyetli idi. Her...

Zemzem kuyusu

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında bir kimse; “Ey Abdülmuttalib! Kalk Tayyibe’yi kaz!”diyerek kayboldu. Ertesi gün;...

BRE KÖFTEHOR bu tütün çarpar!

BRE KÖFTEHOR bu tütün çarpar!

Devleti Osmani padişahı Sultan Dördüncü Murad Han, İslam halifelerinin seksenikincisidir. ‘Bağdat Fatihi’ olarak tanınır. Erken yaşta tahta...

En büyük nimet

En büyük nimet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Kıyamette Cehennemin en derin çukuruna, dini yanlış anlatan ve kendileri ibadet etmeyen din adamları gidecek) hadis-i şerifi,...

İnanmamak akılsızlıktır

İnanmamak akılsızlıktır

Bugün, dünyada müslümanlığı kabul etmeyenler iki türlüdür: Birincisi “Kitaplı kâfirler” yani hıristiyân ve...

Çalışmanın ödülü

Çalışmanın ödülü

Osmanlı padişahları tebdil-i kıyafetle sık sık halkın arasına girer, onlarla konuşur, insanların ve esnafın ne durumda olduğunu görüp anlamaya çalışırlardı....

Seleme Bin Ekvâ

Seleme Bin Ekvâ

Piyâdelerin en hayırlısı. Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı günlerdeydi. Hudeybiye'de endişeli ve huzursuz bir bekleyiş hâkimdi. Eshâb-ı...

Gerçek hayat, öldükten sonra başlar

Gerçek hayat, öldükten sonra başlar

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müslüman, sadece Cennetin nimetlerini ve sonsuzluğunu veya Cehennemin sonsuz olduğunu ve azabının şiddetini düşünse,...

Kalbde imanın sabit kalması için

Kalbde imanın sabit kalması için

Bunun için, Resûlullah her zaman, “Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik” duâsını okurdu ki,...

Osmanlılarda silah kullanma sanatı

Osmanlılarda silah kullanma sanatı

Okçuluk  Osmanlıların ünlü sporlarındandır. Çok eski zamanlardan beri harp sahasında kendileriyle karşılaşanlar, Türklerin ok atmadaki...

İmandan sonra namaz

İmandan sonra namaz

İmanı, itikâdı düzelttikden sonra, İslamiyetin emir ettiği şeyleri yapmak lâzımdır. Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu...

İhsan eden ihsan görür

Kıyamet günü bir müslümanın hesabı görülüyor...

Allah vereni sever

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bizim dinimiz...

İmrân bin Husayn

Meleklerle konuşan Sahâbî. İmrân bin Husayn, Hayber...

Hiçbir kusur görülme…

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, hiçbir hareketinde, hiçbir...

Hüseyin bin Ali

Cennet gençlerinin seyyidi. Ümm-i Hâris hazretleri anlatır: Birgün...

Anlamak, kalbe nakşetme…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz...

Kainatin Efendisi

Zulüm, had safhadaydı...

Yeryüzünün merkezi olan mübarek Mekke’de...

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra...

Ümmetim!.. ümmetim!..

Kâinatın efendisi doğduğu sırada, hazret-i...

Eshab-ı kiram

Sa’d Bin Ebî Vakkâs

Resûlullahın okçusu. Sa’d bin Ebî Vakkâs...

Saîd Bin Âmir

Hazret-i Ömer'e benzeyen vâli. Saîd bin...

Talhâ Bin Ubeydullah

İlk Müslüman olanlardan. Hazret-i Talhâ bin...

Hikmetli Sözler

Dünya sevgisinin tek ilac…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan...

İhlâs varsa, fitne olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dine...

Allah diyen aziz olur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allah...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Evliya bir zata, bir gün biri ziyarete gelir, (Uzun zamandır merak ediyorum. Bu talebeleriniz sizi niye bu kadar çok seviyorlar?) diye sorar. O zat şöyle cevap verir: (Bunun birkaç sebebi vardır: Birincisi, ben bunları çok seviyorum. Bunlar temiz, salih, Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda dinimize hizmet ediyorlar. Hepsi Allahü teâlânın sevdiği insanlar; ben böyle kıymetli insanları nasıl sevmem ki? (Minel kalbi ilel kalbi sebila) buyuruluyor. Yani kalbden kalbe yol vardır, o yoldan sevgi akar. Esas sebep budur. İkincisi, bizim yolumuzda almak yok, vermek vardır. Para sevgisi kesinlikle kalbime girmemiştir. Çünkü paranın yeri ceptir. Kalbe girerse tehlikeli olur. Üçüncüsü, Allahü teâlâ tevazu ehlini sever. Kibirliyi sevmez. Çünkü gül yerde, toprakta biter, dağ başındaki kayada bitmez. Kendimi hiçbir din kardeşimden üstün görmedim.)

Sonra o kimseye, (Merak ettiğiniz durum şimdi anlaşıldı mı?) diye sorar. O da, (Evet şimdi işin püf noktasını anladım) der. Sonra, o zat sözüne devam eder: (Biz insanlardan bir şey beklemeyiz, onların rızalarını almak için yön değiştirmeyiz, biz Allah için yaşar, Allah için ölürüz. Sırf Onun rızasını almak için çalışırız. Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretlerine, (Siz Allahü teâlânın sevgili, makbul bir kulusunuz) derler. (Nereden bildiniz?) buyurur. (Efendim, herkes sizi seviyor) derler. (Biz insanlar sevsin diye ibadet etmiyoruz. Biz, Allah bizi sevsin diye Ona kulluk ediyoruz) buyurur.

İnsanlar birini çok sevebilir, fakat o kimse Allah indinde sevgili olmayabilir. Aksine, insanlar bir kimseyi sevmeyebilirler, onu hor görürler, ona kötü muamele ederler, fakat Allah onu sever. Bu yüzden, biz bütün varlığımızla Allah’a dönmek için uğraşmalıyız. Yoksa, insanlar bizi sevsin diye, zoraki onların seveceği işleri yapmak yanlış olur. Öyle yapanların hepsi mahvolmuştur. Yönünü insanlara dönen, onlardan sevgi bekleyen, gösteriş yapan, perişan olur. Çünkü itibar sonadır, insan nasıl ölmüşse, öyle haşrolur. Dolayısıyla insanın Allahü teâlâ indindeki durumu muteberdir. Yoksa insanların nazarındaki itibarının önemi yoktur. O hâlde insanların sevgisini değil, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için çalışmalıdır.)