Amel, yani iş üçe ayrılır: Birincisi, masıyyet yani günah olan işler. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü teâlânın emrettiği şeyi yapmamak veya yasak ettiğini yapmak masıyyettir.

İkincisi, (Tâ’at) yani Allahü teâlânın beğendiği şeylerdir. Tâ’at yapan Müslümana, “Sevap”, nimet, iyilik vereceğini va’d buyurdu.

Üçüncüsü (Mubah) yani günah veya tâ’at olduğu bildirilmemiş olan işlerdir. Yapanın niyetine göre, tâ’at veya günah olurlar.

Önce haramlardan kaçmak gerekir. Haram işleyerek, ibadet, iyilik yapılamaz. Haramların iyi niyet ile yapılması, bunları haramlıktan çıkarmaz. İyi niyet, haramlara ve mekrûhlara te’sîr etmez. Bunları tâ’at hâline çevirmez. Günahlar, niyetsiz veya iyi niyet ederek işlenirse, günah olmaktan çıkmaz. “Ameller, niyete göre iyi veya kötü olur” hadis-i şerifi, tâ’atlara ve mubahlara niyete göre sevap verileceğini bildirmektedir.

Bir kimse, birinin gönlünü almak için başkasını incitse veya başkasının malı ile sadaka verse, yahut haram para ile mekteb, câmi’ yapdırsa, bunlara sevap verilmez. Bunlara sevap beklemek, câhillik olur. Zulüm, günah, iyi niyet ile işlenirse, yine günah olur. Böyle işleri yapmamak sevapdır. Bilerek yaparsa, büyük günah olur. Günah olduğunu bilmiyerek yaparsa, Müslümanların çoğunun bildiği şeyleri onun bilmemesi, öğrenmemesi de günah olur. Dâr-ül- harbde dahî olsa, islâm bilgilerinin yaygın olduğu yerde, cehalet özür olmaz, günah olur.

Tâ’atlar, niyetsiz veya Allah için niyet ederek yapılınca, sevap hâsıl olur. Tâ’at yaparken, Allahü teâlâ için yapdığını bilse de, bilmese de kabûl olur. Yani sevap hâsıl olur.

Sevap hâsıl olması için, Allah rızâsı için niyet etmek lâzım olan tâ’ate (İbâdet etmek) denir. Niyetsiz yapılan taat, mesela niyetsiz alınan abdest ibâdet olmaz, kurbet olur. Bununla, hadesden tahâret hâsıl olup namaz kılınır.

Tâ’at, kötü niyet ile yapılırsa, günah olur. Güzel niyetlerle tâ’atın sevapı artdırılır. Meselâ, câmi’de oturmak, tâ’attir. Mescidin, Allahü teâlânın evi olduğunu düşünerek, Allahü teâlânın evini ziyâreti de niyet ederse, sevapı daha çok olur. Her niyeti için ayrı sevaplara kavuşur. Her tâ’atte böyle çeşidli niyetler ve sevaplar da vardır.