Bir işin ne olduğu, mahiyeti ve kazandıracağı faydalarını bilmek icab eder. Böyle olunca öğrenmek daha kolay olur. Bunun için Ahlâk ilmini kolay öğrenebilmek için bunun faydalarını bildirelim:

İnsan, etrâfını, meselâ yerleri, gökleri ve yıldızlar dediğimiz, milyarlarca gök küresinin boşlukta döndüklerini, asırlar boyunca çarpışmadıklarını, yeryüzünde, sıcaklık, basınc, hava, sumiktarlarının, yapılarının, hareketlerinin tam hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanların, hayvanların, bitkilerin, cansız maddelerin, atomların, hücrelerin, kısaca okullarda okunan, tedkîk edilen sayısız varlıkların yapılarındaki ve hareketlerindeki nizâmı, düzeni, uygunluğu görerek, bunları yapan, yaratan, kudretli, bilgili bir sâhibin bulunduğunu, ister istemez kabûl etmek, inanmak zorunda kalır.

Aklı olan kimse, kâinattaki ve bedenindeki bu azameti, bu intizâmı görerek, hemen Allahü teâlânın varlığına inanır Müslüman olur. Nitekim, Müslüman olan İsviçreli felsefe profesörü, gazetecilerin sorularına karşılık olarak “İslâm kitaplarını tedkîk ederek, hak yolu anladım. İslâm âlimlerinin büyüklüğünü kavrayabildim. İslâm dîni, olduğu gibi anlatılsa, bütün dünyada aklı olan herkes seve seve Müslüman olur” demiştir.

Bir insan, tabîati ve kendini tedkîk ederek, hemen Müslüman olduktan sonra, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından, Muhammed aleyhisselâmın hayatını ve güzel ahlâkını da öğrenirse, imanı kuvvetlenir.

Ahlâk bilgisi öğrenerek, iyi ve kötü huyları, faydalı ve zararlı işleri anlar. İyi işleri yapıp, dünyada kâmil, kıymetli bir insan olur. İşleri muntazam ve kolaylıkla hâsıl olur. Dünyada rahat, huzûr içinde yaşar. Kendisini herkes sever. Allahü teâlâ ondan râzı olur. Âhırette de, Allahü teâlânın merhametine, mükâfâtlarına nâil olur.

Saadete, huzura kavuşmak için, iki şey lâzımdır: Mesûd ve bahtiyâr kimse, bu iki şeye kavuşan kimsedir. Bu iki şeyden birincisi, doğru ilim ve iman sâhibi olmaktır. Bu da, fen derslerini ve Muhammed aleyhisselâmın hayatını, ahlâkını öğrenmek ile ele geçer.

İkincisi, iyi huylu, iyi hareketli insan olmaktır. Bu ise, fıkh ve ahlâk ilmlerini öğrenmek ve bunlara uymakla olur. Bu ikisini elde eden kimse, Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşur.