Dinde bid’at
Kalbi temizlemek için islâmiyete uymak lâzımdır. İslâmiyete uymak da, emirleri yapmakla ve yasaklardan ve bid’atlerden sakınmakla olur.
Bid’at, sonradan yapılan şey demektir. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” ve dört halîfesinin zamanlarında bulunmayıp da, onlardan sonra, dinde meydana çıkarılan, ibâdet olarak yapılmağa başlanan şeylerdir. Meselâ, namazlardan sonra hemen “âyet-el-kürsî” okumak lâzım iken, önce “Salâten tüncînâ”yı ve başka duâları okumak bid’attir. Bunları, “âyet-el-kürsî”den ve tesbîhlerden sonra okumalıdır. Namazdan, duâdan sonra secde edip de kalkmak bid’atdir. Ezânı hoparlörle okumak, namazı hoparlör ile kıldırmak ta bid’attir.
Dinde yapılan her değişiklik ve reform bid’attir. Yoksa, çatal, kaşık, kravat kullanmak, kahve, çay, tütün içmek bid’at değildir. Çünkü, bunlar ibâdet değil, âdettir ve mubâhdırlar. Haram değildirler. Bunları yapmak, dînin emrettiği şeyi terk etmeğe veya yasak ettiği şeyi yapmağa sebeb olmazlar.
Bid’at, dinden olmıyan, ibâdet olmıyan, âdet olan birşey ise, dînimiz bunu red etmez. Yemekte, içmekte, elbisede, vâsıtalarda ve bina, mesken, ev işlerinde, ibâdet etmeye niyet etmeyip, yalnız dünya işi düşünülürse, bunlar bir ibâdeti yapmağa mâni olmadıkça veya bir haramı işlemeğe sebeb olmadıkça, bid’at olmazlar. Dînimiz bunları men etmez.
Bid’at üç dürlüdür:
1- İslâmiyetin küfür alâmeti dediği şeyleri zarûret olmadan kullanmak, en kötü bid’attir. Ne niyetle olursa olsun, haç takmak, zünnar kuşanmak, gayri müslimlerin, noellerine, yortularına ve cenazelerine katılmak ve onlara rahmet dilemek, onların da Cennete gideceklerine inanmak böyledir ve küfürdür.
2- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymıyan inanışlar da kötü bid’atdir.
3- İbâdet olarak yapılan yenilikler, reformlar, amelde bid’at olup büyük günahdır. Âlimler, ameldeki, ibâdetdeki bid’atleri ikiye ayırmışlar, hasene ve seyyie demişlerdir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri âlimlerin hasene dedikleri bid’atlere bid’at dememiş, sünnet-i hasene demiştir. Bid’at-i seyyie dediklerine bid’at demiş, bunları çok kötülemiştir. Vehhâbîler , hasene denilen, beğenilen bid’atlere de, seyyie diyor, bunları yapanlara kâfir, müşrik diyorlar.