Habbâb Bin Eret

Habbâb Bin Eret

İlk Müslüman sahâbîlerden. Hazret-i Habbâb demirci olup, kılıç yapardı. Peygamber efendimiz onun dükkânına gider, onunla...

Kalbi kırıkların duası kabul olur

Kalbi kırıkların duası kabul olur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Hastalık, Allahü teâlânın bir kemendidir, fakirlik de zindanıdır. Bunun ikisini de sevdiklerine...

Hüküm neticeye göre verilir

Hüküm neticeye göre verilir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Hüküm neticeye göre verilir. Bir kimsenin yaptığı bir şey hakkında hüküm verileceği zaman, o şeyin sonucunu...

Duânın kabul olması

Duânın kabul olması

Allahü teâlâ insanları yarattı. Her insanın saadet içinde, mesûd yaşamasını istediğini bildirdi. Mesûd olmak, râhat,...

Cennet ve Cehennem

Cennet ve Cehennem

Kıyâmet günü Allahü teâlânın izni ile, iyiler, kötülere şefâ’at edecek, araya gireceklerdir. Peygamberimiz...

Annenin hizmete ihtiyacı var

Annenin hizmete ihtiyacı var

İki kardeş vardı. Yatalak annelerine bir gece biri, diğer gece öteki bakacaktı. Öyle anlaşmışlardı. Abid olan nafile ibadete çok düşkündü,...

Yol levhası olup, büyüklerin yolunu göstermeli

Yol levhası olup, büyüklerin yolunu göstermeli

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet kitaplarının yayılması için yapılan bu hizmetlerden maksat, Allahü teâlânın dinini, Onun kullarına...

İnsan ile hayvanın farkı

İnsan ile hayvanın farkı

İnançsızlar, ateistler, milletin dînini, ahlâkını yıkmak için küçücük çocuklardan başlıyorlar işe. Çocuklara,...

Vücudun her organı kıymetlidir

Vücudun her organı kıymetlidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize yapılan hizmette, herkes bir vücudun organları gibidir. Beyin çok iyi olsa, el, gövde veya ayak yoksa neye yarar?...

Doğruyu  yanlışı öğrenmek için

Doğruyu yanlışı öğrenmek için

“Allahümme erinel hakka hakkan verzuknâ ittibâ'ahu ve erinel bâtıla bâtılan verzuknâ ictinâbehu bi-hurmeti...

Hatırat-ı Çaldıran

Hatırat-ı Çaldıran

İkinci Selim Han, Babası Kanuni Sultan Süleyman devrinde birçok savaşa katılmakla beraber, tahta geçtikten sonra sefere çıkmadı....

İyilikler azalıyor, köt…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimde...

Osman-ı Zinnureyn

Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe. Hazret-i Osman...

Geyikli Baba ve Orhan G…

Orhan Gâzi ise Bursa'nın fethinde yardıma...

Burada bir incelik var

Bir zaman, karı koca, Mısır’dan hacca...

İmandan sonra namaz

İmanı, itikâdı düzelttikden sonra, İslamiyetin emir...

İhlâs olmazsa

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâ...

Kainatin Efendisi

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın...

Güneş artık doğmak üzere!

Artık, sevgili Peygamberimizin yaşları kırka...

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında...

Eshab-ı kiram

Ebû Dücâne

Resûlullah efendimizin fedâisi. Uhud harbinde sevgili...

Osman Bin Maz'ûn

Medîne'de ilk vefât eden muhâcir...

Eshab-ı kiramın hayatını …

Sual: Eshab-ı kiramın hayatlarını okumak...

Hikmetli Sözler

İman nimetine nasıl şükre…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allah...

Sevmek lafla değil, itaat…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Muhabbet...

İlmihâlin önemi

Merhum hocamız buyuruyor ki: Tam İlmihâl...

Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî.

Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizin davetini duyunca, Müslüman olmak için koşarak gelen Medineli ilk 12 kişiden biridir. Birinci Akabe biatında Müslüman olan altı Medineli, ikinci sene yanlarına altı arkadaş daha alıp, oniki kişi olarak Mekkeye geldiler.

Şimdiden yapınız!
Peygamberimizle gece Akabede görüşmek üzere söz aldılar. Gece olunca buluştular ve aralarında anlaştılar. Hazret-i Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizle yapılan anlaşmayı pekiştirmek için arkadaşlarına dedi ki:
- Ey Hazrecliler! Peygamber efendimizi niçin kabul ettiğinizi biliyor musunuz?

Onlarda: "Evet" cevabını verdiler. Bunun üzerine sözlerine şöyle devam etti:
- Siz Onu, hem sulh, hem de savaş zamanları için kabul edip, Ona tâbi oluyorsunuz. Eğer, mallarınıza bir zarar gelince, akraba ve yakınlarınız helak olunca, Peygamberimizi yalnız ve yardımsız bırakacaksanız, bunu şimdiden yapınız!

Vallahi, eğer böyle bir şey yaparsanız dünyada ve ahirette helak olursunuz. Eğer davet ettiği şeyde, mallarınızın gitmesine ve yakın akrabalarınızın öldürülmesine rağmen, Peygamberimize bağlı kalacaksanız, Onu tutunuz. Vallahi bu, dünyanız ve ahiretiniz için hayırdır.

Bu sözler üzerine arkadaşları da dediler ki:
- Biz Peygamberimizi, mallarımız ziyan olsa da, yakınlarımız öldürülse de yine tutarız. Ondan hiçbir zaman ayrılmayız. Ölmek var, dönmek yok.

Sonra Peygamber efendimize dönerek sual ettiler:
- Ya Resulallah, biz bu ahdimizi, sözümüzü yerine getirirsek, bize ne vardır, diye sual ettiler.

Peygamberimiz ise; "Cennet" buyurdular.

Bundan sonra sıra ile Peygamberimize biat ettiler ve söz verdiler.

Peygamberimiz Medineli Müslümanlardan şu hususlarda söz aldı:

Allahü teâlâya hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık etmemek, zina etmemek, çocukları öldürmemek, yalan söylememek, iftira etmemek, hayırlı işlere muhalefet etmemek.

Medinelilerin Peygamber efendimize biat ettiği sırada Akabe tepesinden şöyle bir ses duyuldu:
- Ey Minada konaklayanlar! Peygamber ile Müslüman olan Medineliler, sizlerle savaşmak üzere anlaştılar!

Peygamberimiz, bu ses için buyurdu ki:
- Bu Akabenin şeytanıdır.

Sonra seslenene de buyurdular ki:
- Ey Allahü teâlânın düşmanı! İşimi bitirince, senin hakkından gelirim!

Bu şekilde emrolunmadık
Biat eden Medinelilere de buyurdu:
- Siz hemen konak yerlerinize dönün!

Hazret-i Abbas bin Ubâde dedi ki:
- Ya Resulallah, yemin ederim ki, istediğin takdirde, yarın sabah, Minada bulunan kâfirlerin üzerine kılıçlarımızla eğilir, onların hepsini kılıçtan geçiririz.

Peygamber efendimiz memnun oldular, fakat, "Bize, henüz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı. Şimdilik siz yerlerinize dönünüz" buyurdu.

Hazret-i Abbas bin Ubade, Akabe'de biat ettikten sonra, Peygamberimizden ayrılmamış, Mekke'de kalmıştır. Peygamberimize hicret izni gelince, o da Medine'ye hicret etmiştir. Bu sebeple kendisine, “Ensarın muhaciri” denilmiştir.

Bize buyurun!
Peygamber efendimiz, Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde, herkes Resulullahı misafir etmek istiyordu. Medine halkı, Peygamberimize, görülmemiş bir tezahüratta bulunuyor, herkes, "Bize buyurun ya Resulallah” diyerek evlerine davet ediyorlardı.

Resulullahın Kusva adındaki develeri, sağa sola baka baka ilerlerken, Abbas bin Ubade hazretleri ve Salim bin Avf oğulları, Kusva'nın önüne gerilerek dediler ki:
- Ya Resulallah! Bizim yanımızda kal! Sayıca çokluk, mal ve silah bakımından, düşmanlarına karşı seni koruyup savunacak kuvvet ve kudret bizde var.

Peygamberimiz, gülümseyerek onlara buyurdular ki:
- Allahü teâlâ, onlari size hayırlı ve mübarek kılsın! Devenin yolunu açınız! Nereye çökeceği ona bildirilmiştir.

Peygamber efendimiz, Mekke'den gelen muhacirlerle, Medineli Müslümanları birbirlerine kardeş yaptılar. Hazret-i Abbas bin Ubade'yi de Hazret-i Osman bin Maz'un ile din kardeşi yaptılar.

Abbas bin Ubade hazretleri, Uhud gazasında, bir ara eshab-ı kiramın dağılmakta olduğunu görünce, dağılan eshab-ı kirama şöyle seslendi:
- Ey kardeşlerim! Bu uğradığımız musibet, Peygamberimize karşı isyanımızın neticesidir. O, sabır ve sebat ederseniz, yardıma kavuşacağınızı size vaad etmişti. Dağılmayınız! Peygamberimizin etrafına geliniz! Eğer bizler, koruyucuların yanında yer almaz da, Resulullaha bir zarar gelmesine sebep olursak, artık Rabbimizin katında bizim için ileri sürülecek bir mazeret bulunmaz!

Şahitlik edeceğim
Bu sözleri söyledikten sonra, iki arkadaşıyla ileri atıldılar. Büyük bir gayretle "Allah Allah" nidalarıyla, önlerine gelenle dövüşmeye başladılar. Peygamber efendimizin uğrunda, Onu korumak için şehit oluncaya kadar kahramanca çarpıştılar. Müşriklerden Süfyan bin Ümeyye, Hazret-i Abbas'ı iki yerinden yaraladı. Akşam üzeri Hazret-i Abbas'ı, kanlar içinde eli, yüzü kesilmiş bir hâlde şehit olmuş buldular.

Peygamberimiz Uhud'da şehit olan eshab-ı kiram için buyurdular ki:
- Vallahi, eshabımla birlikte ben de şehit olup, Uhud dağının bağrında gecelemeyi ne kadar isterdim. Ben, bunların, Allahü teâlânın yolunda hakiki şehit olduklarına kıyamet gününde şahitlik edeceğim.

Hazret-i Abbas bin Ubade, Medineli Hazrec kabilesine mensuptu. Babası; Ubade bin Nadle'dir. Doğum tarihi bilinmemektedir.