Vermezse Mabut

Vermezse Mabut

Sultan Mahmut han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer. Yaşlı çaycıya herkesin tıkandı baba diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini...

Ehli sünnet âlimleri

Ehli sünnet âlimleri

Kur’ân-ı kerîmden ve hadis-i şeriflerden çıkarılan ilimler içinde, kıymetli ve doğru olan, yalnız “Ehl-i sünnet”...

Ebû Talhâ

Ebû Talhâ

Resûlullahın fedâisi. İslâm Güneşi Mekke'de parlarken, Ebû Talhâ 20 yaşlarında delikanlıydı... Medîne'nin asîl...

Günah ve zafer

Günah ve zafer

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i aliyye büyükleri, Peygamber efendimizden gelen o mübarek nura ilave ve çıkarma yapmadılar, bid’at...

Kalbi temizlemeye çalışmalı

Kalbi temizlemeye çalışmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İslamiyet üç kısımdır: 1- İlim: İslamiyet’in en büyük düşmanı cehalettir. İlim öğrenmek farzdır....

Ribi Bin Âmir

Ribi Bin Âmir

Eshab-ı kiramın elçilerinden. Hazret-i Ömer'in hilafeti zamanı idi. İslâm adaleti altında müslümanlar, bir taraftan altın devirlerini...

Nebati, hayvani ve insani ruh

Nebati, hayvani ve insani ruh

Melekler yükselmezler, yaratıldığı mertebede kalırlar. İnsan böyle değildir. Kalb ve rûh bu beden ile birleşince, terakkî etmek, yükselebilmek...

İlmin kabı amel, amelinki de ihlâstır

İlmin kabı amel, amelinki de ihlâstır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her şeyin bir kabı vardır. Kap, içine konulanı muhafaza etmek yani zayi olmasını önlemek için gerekli olan nesnedir....

Zat-ı şahaneye ılık hoşaf mı verilür?

Zat-ı şahaneye ılık hoşaf mı verilür?

İkinci Mahmud Han döneminde iki defa Şeyhülislamlık makamına gelen Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi, mübarek bir şahsiyet olmasına mütekabil...

Feyrûz Bin Deylemî

Feyrûz Bin Deylemî

Yemenli sahâbîlerden. Feyrûz bin Deylemî San’a’da bulunuyordu. Resûlullahın Peygamberliği haberi oraya ulaşınca, Vebr bin...

Sormadan iş yapmaktan çok sakınmalı

Sormadan iş yapmaktan çok sakınmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet itikadında olup bu doğru yolun büyüklerini tanımakla, ne kadar şanslı olduğumuzun, ne kadar kıymetli bir nimete...

Vücutta bütün organlar …

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize, Ehl-i...

Nebati, hayvani ve insa…

Melekler yükselmezler, yaratıldığı mertebede kalırlar. İnsan...

Yağmur duası

Kânûnî Sultan Süleymân Hân devrinde, bir...

Yüz şehid sevabı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz...

Aişe-i Sıddıka

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Aişe validemiz, küçük yaşta...

Elçi Hazretleri Merak E…

Kırım harbi arefesinde Rusya, fevkalade elçi...

Kainatin Efendisi

Süt annenin anlattıkları

Halime Hatun, Peygamber efendimizi, süt...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

Emanet, Ebu Talib’de...

Merhamet deryası Abdülmuttalib vefat edeceğine...

Eshab-ı kiram

Hatîb Bin Ebî Beltea

Peygamber efendimizin elçilerinden. Hazret-i Hâtib, genç...

Abdullah Bin Atîk

Medîneli ilk Müslümanlardan. Medîne’de, hicretten önce...

Ümm-i Habîbe

Peygamberimizin hanımlarından. Ümm-i Habîbe, ilk önce...

Hikmetli Sözler

Cennete nasıl kavuştunuz?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Vefatından...

Ne mutlu imanla ölene!

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir...

Enver Abinin sohbetlerind…

En hayırlı iş, dinimize hizmettir...

Meleklerin Yıkadığı Sahâbînın Oğlu.

Abdullah bin Hanzala hazretleri, Eshâb-i kirâmdan, şehâdeti ile meşhûrdur. Babası da, Eshâbdan olup, (Gasîl-ül-melâike) Meleklerin yıkadığı Sahâbî lakabıyla tanınmıştır. Annesi Cemile binti Abdullah’tır.

Babası Hanzala, Uhud vak’ası gecesi evlenmiş, ertesi gün Uhud’da şehîd olmuştur. Hazret-i Abdullah, Peygamber efendimizin vefâtında yedi yaşında idi ve Peygamberimizi görüp, gönüllere şifâ olan sohbetine kavuşmuştur.

Rü’yâda gördüm
Hazret-i Abdullah, 682 senesinde, Hara savaşında Zilhiccenin bitmesine üç gün kala, perşembe günü şehîd olmuştur.

Önce sekiz oğlunu, birer birer savaş meydanına çıkarıp, hepsi şehîd olduktan sonra, kılıcının kınını kırarak askerlerin içine dalmış, şehîd oluncaya kadar mücâdele etmiştir.

Abdullah bin Ebî Süfyân anlatır:
"Ben babamı şöyle derken işittim: Abdullah bin Hanzala’yı şehîd edildikten sonra rü’yâda çok güzel bir şekilde gördüm. Kendisine sordum:
- Ey Ebû Abdurrahmân, sen öldürülmedin mi?
- Evet, fakat öldürülünce, Rabbim beni Cennetine koydu. Ben burada serbestçe dolaşıyor ve Cennet ni’metlerinden istifade ediyorum.
- Ya senin eshâbın, arkadaşların? Onlara ne oldu?
- Onlar benim sancağım etrafındadırlar. Ki, sen bunu görüyorsun.Aramızda olan bu konuşmalardan sonra, uykumdan uyandım. Gördüğüm rü’yânın Hazret-i Abdullah bin Hanzala için hayırlı olduğunu anladım."

Süfyân bin Selim’in rivâyetine göre, İblis, Hazret-i Abdullah bin Hanzala’ya göründü ve ona dedi ki:
- Dinle sana bir şey öğreteyim.
Hazret-i Abdullah da cevap verdi:
- Senden bir şey öğrenmeye ihtiyacım yoktur.

Baskasından bir şey isteme!
Şeytan tekrar dedi ki:
- Dinle de, istersen alır, istemezsen almazsın.
Şeytan, sonra sözlerine şöyle devam etti:
- Ey Hanzala’nın oğlu, Allahtan başkasından bir şey isteme! Her istediğini Allahü teâlâdan iste! Kızdığında, nasıl bir hâl aldığına bir bak! Sen kızdığın zaman, ben sana hakim olurum.

Abdullah bin Hanzala hazretleri, ziyâret için, arkadaşları ile beraber, Sa’d bin Ubâde hazretlerinin oğlunun evine gitmişti.

Namaz vakti gelince ev sahibine, imâm olmasını teklif ettiler. O da misâfirlerden birinin imâm olmasını istedi. Hazret-i Abdullah şöyle rivâyette bulundu:
- Resûlullah efendimiz, "Bir kimsenin kendi yatağında yatması, hayvanına binmesi ve evinde imâmlık etmesi evlâdır" buyurdu.