Kahve ikramı

Kahve ikramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde misafirlere bir törenle kahve ikram edilirdi. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulurdu. Ardından...

Zemzem kuyusu

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında bir kimse; “Ey Abdülmuttalib! Kalk Tayyibe’yi kaz!”diyerek kayboldu. Ertesi gün;...

Kur’ân-ı kerimi anlamak isteyen

Kur’ân-ı kerimi anlamak isteyen

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Cemaatte rahmet, ayrılıkta azab-ı ilahi vardır) buyuruyor. Müslümanların başına ne geliyorsa, hep...

Hidayet, fitne ve sabır

Hidayet, fitne ve sabır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bizim vazifemiz, inandırmak değil, anlatmaktır. Hidayet Allah’tandır. Peygamber efendimize, akrabalarından bile iman etmeyenler oldu....

Al sana Leyla

Al sana Leyla

Arayan belasını da, Mevlasını da bulur derler. Aramak, ihlasla istemek, buna kavuşmak için azimle çalışmak demektir. Bir şeyi iyi yapmak, onu çok ve...

İlmin kabı amel, amelinki de ihlâstır

İlmin kabı amel, amelinki de ihlâstır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her şeyin bir kabı vardır. Kap, içine konulanı muhafaza etmek yani zayi olmasını önlemek için gerekli olan nesnedir....

Abdullah Bin Mes'ûd

Abdullah Bin Mes'ûd

Kur'ân-ı kerîmi açıktan okuyan ilk sahâbî. Abdullah bin Mes'ûd hazretleri, Eshâb-ı kirâmın meşhûrlarından...

Mülkün esas sahibi

Mülkün esas sahibi

Bütün nimetlerin, malların hakîkî sâhibi olan Allahü teâlâ, zenginlere verdiği nimetlerin kırkda birini, Müslümanların...

Ammâr Bin Yâser

Ammâr Bin Yâser

Şehîd oğlu şehîd. Ammâr bin Yâser, ilk Müslümanların otuzuncusudur. Süheyb-i Rûmî ile birlikte, Dâr-ül...

İmanın esası

İmanın esası

Hubb-i fillâh ve Buğd-ı fillâh, imanın esasıdır. Cenab-ı Hakkın en çok beğendi şeydir. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma,...

Erkam Bin Ebi'l Erkam

Erkam Bin Ebi'l Erkam

Evi ilk vakıf olan sahâbî. Hazret-i Erkam'ın ataları, Mekke'nin sayılı zengin ve reisleri idiler. Bu sebeple, eskiden beri saygı ve i'tibâr...

Kâbe yerine Horasan’a g…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Okyanusun ortasındayken...

İnsan ile hayvanın far…

İnançsızlar, ateistler, milletin dînini, ahlâkını yıkmak...

Hasan bin Ali

Cennet gençlerinin efendisi. Peygamber efendimizin, "Cennet gençlerinin...

Hayat sana yakıştığı mü…

Abbasi halifelerinden biri, meclisindeki âlimlerle fıkhi...

Sorması iman alametidir

Bir âlime talebeleri sorarlar: Efendim, bir insan...

Sa'd Bin Mu'âz

Ensârın en hayırlılarından. Muhammed aleyhisselâmın bi'setinin onuncu...

Kainatin Efendisi

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Süt annenin anlattıkları

Halime Hatun, Peygamber efendimizi, süt...

Nur’un temiz alından temi…

Âdem aleyhisselamın alnına nakşedilen bu...

Eshab-ı kiram

Üsâme Bin Zeyd

Resûlullahın çok sevdiği sahâbîlerden. Peygamber efendimizin...

Ebû Sa’îd-i Hudrî

Çok hadîs rivâyet eden yedi...

Hassan Bin Sabit

Peygamber efendimizin şairlerinden. Hassan bin Sabit...

Hikmetli Sözler

Altı cilt Mektubat'ın öze…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Üç...

Cennete nasıl kavuştunuz?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Vefatından...

Nasihatlerin ilki

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
En büyük varlık, en büyük zenginlik, Ehl-i sünnet itikadında olmaktır. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Herkese, her şeyden önce lazım olan, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi inanmak, sonra bu büyüklerin bildirdiği ilmihâl bilgilerini öğrenmektir) buyuruyor. İlmihâl bilgileri, neye nasıl inanacağımızı, neyi, nasıl ve niçin yapacağımızı anlatan bilgilerdir.

Haram, mekruh, müfsid, farz, vacib, sünnet, müstehab, mubah denilen bu bilgilere ef’âl-i mükellefin denir. Yani her mükellef insanın yapması ve sakınması gereken işlerdir. Bunları hakkıyla yerine getiren, ârif bir kul olur. Bu hususları bildiren büyüklerin yoluna tâbi olan, onların gösterdiği yolda devam eden, onların gittiği yere varır.

O hâlde, onların gittiği yere varmak için, şu dört hususa dikkat etmelidir:
1- Ehl-i sünnet itikadına uygun bir iman,

2- Kendisine lâzım olan ilmihâl bilgilerini doğru kaynaktan öğrenmek,

3- Öğrendiklerine uygun ihlâsla amel etmek,

4- Din büyüklerini tanıyıp sevmek ve kendi aklını bırakıp o büyük zatlara tâbi olmak.

Bunları yerine getiren, onlarla beraber olur, onlarla beraber olan da, onların kavuştuklarına kavuşur.

Büyüklerin yoluna girmek, uçağa binmeye benzer. Bu uçak, özellikle bizim için kalkmadığı gibi, şahsımıza da ait değildir. Fakat onun gideceği yere, bizim de gidebilmemiz için, bazı şartları, yerine getirmek gerekir. Bilet almak, kalkacağı saatte, kalkacağı yerde hazır olmak, yolcu olduğumuzu tescil ettirip yerimize oturmak, pilotun işine hiç karışmamak gerekir. Yani şartları yerine getirdiğimizde, o uçağın gideceği yere, makam ve mevki sahibi kimselerle, beraber varmak mümkün olur. Allahü teâlânın rızasını kazanmak için, âlim olmak şart değildir. Ehl-i sünnet itikadından sonra, ilmihâl bilgilerini öğrenip emredildiği şekilde yapmakla, Allah'ın izniyle Cennete gitmek mümkün olur.

Zaman su gibi akıp gidiyor, ömür geçiyor. İyisi de kötüsü de bunu görüyor ve yaşıyor. Dünya hayatı hayâldir. Bu hayâle gönül bağlayanlara, hayâlle avunanlara yazıklar olsun!