Ne mutlu imanla ölene!

Ne mutlu imanla ölene!

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir hayvanı gözümüzün önünde ateşe atsalar, vicdanı olan, buna tahammül edemez. Hâl böyleyken...

Eden kendine eder

Eden kendine eder

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İyilik eden de, kötülük eden de kendine eder. O hâlde hep iyilik etmeli. Yaratılış itibarıyla, insan kendine...

Îmân duâsı

Îmân duâsı

Allahümme innî e’ûzü bike min en-üşrike bike şey-en ve ene a’lemü ve estagfirü-ke li-mâ lâ-a’lemü...

Evden çıkarken ve girerken

Evden çıkarken ve girerken

Evinden çıkarken Âyet-el kürsî okumalı. Evden çıkarken “Ayet-el kürsi”yi okuyan, eve dönünceye kadar belâlardan...

Dua almaya çalışmalı

Dua almaya çalışmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ubeydullah-i Ahrar hazretlerine, bu makama nasıl kavuştuğu sorulunca buyurur ki: (Yalnız, Allahü teâlânın kullarına...

Oruçla, vücut istirahate çekilir

Oruçla, vücut istirahate çekilir

Beslenme biçimi ile orucun sağlık için son derece yararlı olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Oruçlu insanda uyarılan salgılar azalır. Mide, bağırsak...

Ameller ve niyet

Ameller ve niyet

Amel, yani iş üçe ayrılır: Birincisi, masıyyet yani günah olan işler. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü...

Vücudun her organı kıymetlidir

Vücudun her organı kıymetlidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize yapılan hizmette, herkes bir vücudun organları gibidir. Beyin çok iyi olsa, el, gövde veya ayak yoksa neye yarar?...

Fitnecilere en güzel cevap

Fitnecilere en güzel cevap

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Fitne uzakta değil, hemen bu kapının yanındadır. Burası öyle müstesna bir yer, bu hizmetler öyle kıymetli ki, elbette...

Sonsuza giden sevgide çatışma olmaz

Sonsuza giden sevgide çatışma olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mahşerde güneş bir mızrak boyu yaklaşacak, çok sıkıntı çekilecektir. Orada yedi sınıf insan, Arş'ın altında...

Kınalızâde Ali Çelebi

Kınalızâde Ali Çelebi

Kınalızâde Ali Çelebi ilk tahsilini doğduğu yer olan Isparta’da yaptıktan sonra İstanbul’a gelir. Burada akrabalarından Kadir Efendi’nin...

Annenin hizmete ihtiyac…

İki kardeş vardı. Yatalak annelerine bir...

Mülkün esas sahibi

Bütün nimetlerin, malların hakîkî sâhibi olan...

Allah onlardan razı

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde Eshâb-ı kirâmı...

Üzülmeyiniz, Allahü teâ…

Hacı Ferhad adında bir zât şöyle...

İhlâs fedakârlıktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İhlâslı olmanın...

Nur’un temiz alından te…

Âdem aleyhisselamın alnına nakşedilen bu nur...

Kainatin Efendisi

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Dünya karanlığa gömül…

Fahr-i kâinat efendimiz doğmadan önce...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Eshab-ı kiram

Abdullah Bin Sühely

Bedir'de babasına karşı savaşan sahâbî. Abdullah...

Muaviye bin Ebi Süfyan

Resulullahın vahiy kâtibi. Hazret-i Muaviye (radıyallahü...

Abdullah Bin Selâm

Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman...

Hikmetli Sözler

Zafere kavuşmak için iki …

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İki...

Allah’ın en sevdiği yer

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber...

Salihlerin sohbetinde bul…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı...

Körler Alayı, Yıldız Sarayı önlerine varınca “Padişahım çok yaşa” tezahüratı yaparlar...

Bugün sizinle Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa'nın, Sultan Abdülhamit Han dönemine ait iki hikâyeyi paylaşmak istiyoruz.

Körler Alayı: Güvenlik güçlerinin işi zor. Her şeye dikkat etmeleri gerekiyor. Hiç olmadık bir yerde bir olayla karşılaşabilirler.

Bir gün polislerin dikkatini çeken bir şey olur, yakından izlerler. Beyazıt Meydanı'nda duran her arabaya bir kişi biniyor. Başlarında biri değnekçilik yapıyor. Aralarında bir şeyler konuşuyorlar.

“Bu adamlar topluca nereye gidiyorlar?” diye merak edip sormak isterler.

Bakarlar ki hepsi de kör. Başlarında da Kör Osman isimli biri bulunmaktadır. Polisler sorar, o söylemek istemez. Bu defa polisler, arabacılara sorarlar. Bir arabacı:

-Bizimle pazarlık ettiler. Yıldız’a götüreceğiz.

Polisler, “Yıldız” sözünü duyunca doğru komisere haber verirler. O da derhal Zaptiye Nezareti'ne bildirir. Oradan gelen emir açıktır:

-Bırakın, fakat peşlerini bırakmayın, takip edin.

Polisler, körler alayını izlemeye başlar. Beşiktaş’a haber varır varmaz Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa’ya durumu bildirirler. O da olayı, yakın izlemeye alır.

Bu arada Körler Alayı, Yıldız Sarayı önlerine varır. Saat kulesi dibinde “Padişahım çok yaşa” diyerek tezahürat yaparlar.

Padişah, bu gürültüleri duyunca:

-Gene ne oluyor? Tez haber getirin, der.

Saray muhafızları duruma el koyar. Körlerin başındaki Osman Efendi’ye sorarlar:

-Sebeb-i ziyaretiniz nedir?

-Osmanlı hanedanından bir padişahımız, bir ferman buyurmuştu. Buna göre İstanbul’daki fakir körlere her ay maaş verilecek ve imarethanelerde de yemek yiyeceklerdi. Kaç senedir biz körlere maaş ve imaretlerde yemek verilmiyor. Velinimet efendimiz, irade buyursalar; ecdadının fermanı yerine gelsin. Bu niyazda bulunmak için buraya geldik.

Saray muhafızları, bu cevabı olduğu gibi padişaha arz ederler. O da:

-Hakları var. Ecdadın vasiyetine riayet etmek lazımdır. Ben, bu işin takipçisi olacağım. Müsterih olsunlar, diyerek haber gönderir.

Bu müjdeyi duyan başta Osman Efendi olmak üzere bütün körler sevinçle “Padişahım çok yaşa” diyerek geri dönerler...

Bu olayda Hasan Paşa, güvenlik tedbirlerini alıp gelişmeleri izlemiştir. Körler alayına müdahale etmemiştir...

          Ethem Erkoç-Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa ve bir devrin hikâyesi