Söyle de sinekler üzerinden gitsinler

Söyle de sinekler üzerinden gitsinler

İmam-ı Şarani hazretleri, Hükümdar Kayıtbay’ın ziyaretine gider. Sohbet esnasında, hükümdarın üzerine sinekler konar. Bunun üzerine,...

Ezan-ı Muhammedi ile iftar...

Ezan-ı Muhammedi ile iftar...

Osmanlı’da iftar açmak için iftar topundan ziyade minarelerden gelecek ezan-ı Muhammedi’ye kulak kabartılırdı. Top atacak zabit ezâna...

Halime Hatun

Halime Hatun

Peygamberimizin sütannesi. Mekke'nin havası, yeni doğan çocuklara yaramıyordu. Sıhhatli ve gürbüz büyümelerine maniydi. Bu sebeple...

İlk insanlar

İlk insanlar

İlk insan ve ilk Peygamber Âdem aleyhisselâm ve ona iman edenler şehirlerde yaşardı. Okumak, yazmak bilirdi. Demircilik, iplik yapmak, kumaş dokumak,...

Cennet ve Cehennem

Cennet ve Cehennem

Kıyâmet günü Allahü teâlânın izni ile, iyiler, kötülere şefâ’at edecek, araya gireceklerdir. Peygamberimiz...

Ameller ve niyet

Ameller ve niyet

Amel, yani iş üçe ayrılır: Birincisi, masıyyet yani günah olan işler. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü...

Haccac bin İlat

Haccac bin İlat

Mekkeli sahabilerden. Haccac bin İlat'in İslâma girişi şöyle olmuştur: Haccac bin Ilat, Süleym oğulları kabilesinden bir cemaatle birlikte,...

Dine hizmette başarının yolu

Dine hizmette başarının yolu

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet kitaplarını, doğru din bilgilerini yaymak maksadıyla yapılan hizmetler için sarf edilen paralar, yapılan...

İhlâs varsa, fitne olmaz

İhlâs varsa, fitne olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dine hizmette başarılı olabilmek için, fitneden uzak durmak, birlik ve beraberlik içinde olmak şarttır. Her işi, her hizmeti...

Allah vereni sever

Allah vereni sever

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bizim dinimiz iyilik etmek, şefkat dinidir. Kur’an-ı kerimde, (Muhakkak ki Allah iyilik edenlere yardım eder, verenleri sever)...

Habbâb Bin Eret

Habbâb Bin Eret

İlk Müslüman sahâbîlerden. Hazret-i Habbâb demirci olup, kılıç yapardı. Peygamber efendimiz onun dükkânına gider, onunla...

Hamne Binti Cahş

Peygamber efendimizin halasının kızı. Ası Ümeyme binti...

Herkes çalışmak zorunda

En az, binlerle insan çalışmayacak olursa...

Fi’l-cümle ta’âm bişürû…

Osmanlı’da ramazan hazırlığı, şaban ayında başlar...

Bütün insanlar dört …

Büyük islâm âlimi İmâm-ı Gazâlî hazretleri...

Bahira’nın beklediği m…

Efendimiz on iki yaşlarında iken, Ebu...

Safiyye Binti Huyey

Peygamberimizin hanımlarından. Safiyye binti Huyey, Hayber’de, soyluluğu...

Kainatin Efendisi

Muhterem annenin vefatı

Sevgili Peygamberimizin, üç-beş yaşlarında bile...

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Eshab-ı kiram

Vahşî

Yalancı peygamber Müseyleme’yi öldüren sahabî. Vahşî...

Eshab-ı kiramın hayatını …

Sual: Eshab-ı kiramın hayatlarını okumak...

Abdullah Bin Hanzala

Meleklerin Yıkadığı Sahâbînın Oğlu. Abdullah bin...

Hikmetli Sözler

Biz çok bahtiyarız

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı...

Kurtulacak olan fırka

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Ümmetim...

Büyüklerin etrafındaki in…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Tıpkı...

Körler Alayı, Yıldız Sarayı önlerine varınca “Padişahım çok yaşa” tezahüratı yaparlar...

Bugün sizinle Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa'nın, Sultan Abdülhamit Han dönemine ait iki hikâyeyi paylaşmak istiyoruz.

Körler Alayı: Güvenlik güçlerinin işi zor. Her şeye dikkat etmeleri gerekiyor. Hiç olmadık bir yerde bir olayla karşılaşabilirler.

Bir gün polislerin dikkatini çeken bir şey olur, yakından izlerler. Beyazıt Meydanı'nda duran her arabaya bir kişi biniyor. Başlarında biri değnekçilik yapıyor. Aralarında bir şeyler konuşuyorlar.

“Bu adamlar topluca nereye gidiyorlar?” diye merak edip sormak isterler.

Bakarlar ki hepsi de kör. Başlarında da Kör Osman isimli biri bulunmaktadır. Polisler sorar, o söylemek istemez. Bu defa polisler, arabacılara sorarlar. Bir arabacı:

-Bizimle pazarlık ettiler. Yıldız’a götüreceğiz.

Polisler, “Yıldız” sözünü duyunca doğru komisere haber verirler. O da derhal Zaptiye Nezareti'ne bildirir. Oradan gelen emir açıktır:

-Bırakın, fakat peşlerini bırakmayın, takip edin.

Polisler, körler alayını izlemeye başlar. Beşiktaş’a haber varır varmaz Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa’ya durumu bildirirler. O da olayı, yakın izlemeye alır.

Bu arada Körler Alayı, Yıldız Sarayı önlerine varır. Saat kulesi dibinde “Padişahım çok yaşa” diyerek tezahürat yaparlar.

Padişah, bu gürültüleri duyunca:

-Gene ne oluyor? Tez haber getirin, der.

Saray muhafızları duruma el koyar. Körlerin başındaki Osman Efendi’ye sorarlar:

-Sebeb-i ziyaretiniz nedir?

-Osmanlı hanedanından bir padişahımız, bir ferman buyurmuştu. Buna göre İstanbul’daki fakir körlere her ay maaş verilecek ve imarethanelerde de yemek yiyeceklerdi. Kaç senedir biz körlere maaş ve imaretlerde yemek verilmiyor. Velinimet efendimiz, irade buyursalar; ecdadının fermanı yerine gelsin. Bu niyazda bulunmak için buraya geldik.

Saray muhafızları, bu cevabı olduğu gibi padişaha arz ederler. O da:

-Hakları var. Ecdadın vasiyetine riayet etmek lazımdır. Ben, bu işin takipçisi olacağım. Müsterih olsunlar, diyerek haber gönderir.

Bu müjdeyi duyan başta Osman Efendi olmak üzere bütün körler sevinçle “Padişahım çok yaşa” diyerek geri dönerler...

Bu olayda Hasan Paşa, güvenlik tedbirlerini alıp gelişmeleri izlemiştir. Körler alayına müdahale etmemiştir...

          Ethem Erkoç-Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa ve bir devrin hikâyesi