Ancak ihlâslı olanlar kurtulur

Ancak ihlâslı olanlar kurtulur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: Bütün insanlar helak oldu, ancak âlim olanlar kurtuldu. Âlim olanlar da...

Hamdolsun iftar bizde

Hamdolsun iftar bizde

Ramazan ayında habersiz misafirliğe gitmek hürmet ifadesi sayılırdı. Müslümanların birbirine samimiyetini bu durum güzel bir şekilde gözler...

Tedavi için hastalığı bilmek gerekir

Tedavi için hastalığı bilmek gerekir

Her hastalığı tedavi ettirmek için o hastalık üzerinde ihtisas sahibi olan tabibe gitmek lâzımdır. Gözünden ameliyat olacak birisinin kasaba...

Herkese faydalı olmalı

Herkese faydalı olmalı

Dinimiz, herkese iyilik etmeyi, eli ile, dili ile kimseyi incitmemeyi, kimseye zarar vermemeyi, hiyânet etmemeyi, herkese faydalı olmayı, devlete, kanunlara karşı,...

Nu'man Bin Mukarrin

Nu'man Bin Mukarrin

Eshâb-ı kirâmın meşhûr kumandanlarından. Hazret-i Ömer, Eshâb-ı kirâmı toplayıp sordu: - Ben bir ordu teşkil edip, İran üzerine...

Hafsa Binti Ömer

Hafsa Binti Ömer

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Ömer’in kızı olan Hazret-i Hafsa, önce Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk muhacirlerden olup, önce...

İngiliz elçisinin sultan Abdülhamid'e hayranlığı

İngiliz elçisinin sultan Abdülhamid'e hayranlığı

Ermeni vakayiinin (olaylarının) cereyanı sırasında Sultan Hamide şiddetle muarız olan ve hükûmetine yazdığı raporla İngiltere hariciye nazırı (dışişleri bakanı)...

Ümm-i Ümare

Ümm-i Ümare

Eshabın kadın kahramanlarından. Ümm-i Ümare, Uhud gazasına, kocası Zeyd bin Asım, oğulları Habib ve Abdullah ile birlikte katılarak, şecaat ve kahramanlıklar...

İslâm ahlâkı üçe ayrılır

İslâm ahlâkı üçe ayrılır

Ahlâk bilgilerini öğrenmek, istekle olur. Zor ile olmaz. İslâm ahlâkı üçe ayrılır: 1 - İnsan yalnız iken, başkasını...

Hazret-i Ömer anlayamadı!

Hazret-i Ömer anlayamadı!

Bir gün, Hazret-i Ömer, bir yerden geçerken, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”, Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîka birşey...

İmanın varlığına alâmet

İmanın varlığına alâmet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Biri ölünce, (Biz Allah için yaratıldık, sonunda yine Allah’a döneceğiz) mealindeki (İnnâ lillah ve...

Saadet yolu

İman etmek, Muhammed tâbi’ olmağa başlamak...

Kıymet bilmek

Suda yaşayan balık suyun kıymetini bilmez...

Fi’l-cümle ta’âm bişürû…

Osmanlı’da ramazan hazırlığı, şaban ayında başlar...

Muhammed Bin Mesleme

Resûlullah efendimizin fedâîlerinden. Bedir savaşından sonra Mekkeli...

Dinimize hizmet, mıknat…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İhlâsı olanlar...

Allahü teâlâ seni her a…

Bir gün askerler bir mahkumu meydana...

Kainatin Efendisi

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın...

Hoş geldin ya Resulallah

Yedi kat yer, yedi kat...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

Eshab-ı kiram

Ümm-i Ümare

Eshabın kadın kahramanlarından. Ümm-i Ümare, Uhud...

Süheyb-i Rûmî

Allah yolunda malını mülkünü terkeden...

Hâlid Bin Velid

Allahın kılıcı lâkabı ile tanınan...

Hikmetli Sözler

Emîrsiz, tek başına dine …

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir...

Allah diyen aziz olur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allah...

Bana rahmet kapısını aç!”…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i...

Büyük ve uzun ömürlü devletler üstün adaletle kâimdir. Zulüm üzerine kurulmuş devlet ve imparatorluklarda olmuş ise de ömürleri kısa sürmüştür. Kendisine mahsus hususiyetleri, bilhassa kendi dışındaki dinlere tanıdığı çok geniş haklar, daha doğru bir ifade ile diğer dinlerin islerine, ibâdetlerine ve âdetlerine hiç karışmamakla özellik gösteren Türk adaleti çok yüksek meziyetlere sahip bir adalettir. On altıncı yüzyıl için F. Dowey söyle demektedir;

"Birçok Hıristiyan, adaleti ağır ve kararsız olan Hıristiyan ülkelerindeki yurtlarını bırakarak, Osmanlı ülkelerine gelip yerleşiyorlardı.” On beşinci yüzyıl için F. Babinger ise; 

"Osmanlı padişahının ülkesinde herkes kendi hâlinde.bahtiyâr olabilirdi. Mutlak bir dînî hürriyet hüküm sürerdi ve kimse su veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir güçlükle karsılaşmazdı." demektedir. Bizzat padişah adalete itaat ederdi. Üçüncü Sultan Mustafa Hân (1757-1774) beylerbeyi sarayını genişletmek istemişti. Bunun için civardaki bir dul kadının arsasını almak lâzımdı. Kadın arsasını satmak istemeyince, padişah zorla arsayı almayı aklından geçirmedi. Fakat sarayın eskiyen bir kısmını yıktırdı ve halka mahsus bir bahçe hâline getirdi.