Huy değişir mi? İnsanın huyunu bırakıp, başka huylu olması mümkün müdür? Bu mesele üzerinde çeşitli sözler, birbirine muhalif fikirler varsa da, hepsi üç noktada toplanabilir:

1 - İnsanın ahlâkı hiç değişmez. Çünkü huy, insan gücünün değiştiremiyeceği bir varlıktır.

2 - Huy iki türlüdür: Birisi insanla birlikde yaratılmışdır. Bu huy değişdirilemez. İkincisi, sonradan hâsıl olan alışkanlıktır. Buna, âdet denilir. Bu huy değişebilir.

3 - Ahlâkın hepsi sonradan elde edilir ve değiştirilebilir.

İslâm âlimlerinin çoğu bu üçüncü fikir üzerinde birleşmektedir. Peygamberlerin dinleri, bu sözün doğruluğuna dayanmaktadır. Tasavvuf büyüklerinin, din âlimlerinin, talebesine terbiye için koydukları üsûller, bu sözün ışığı altında işlemektedir.

İnsanlar hangi huya elverişli olarak dünyaya gelmekdedir? Bu da, içinden çıkılamamış bir sorudur. Âlimlerin çoğuna göre, insanlar iyiliğe, yükselmeğe elverişli olarak doğar. Sonra, nefsin kötü arzûları ve güzel ahlâkı öğrenmemek ve kötü arkadaşlarla düşüp kalkmak, kötü huyları meydana getirir. Hadîs-i şerifte, “Herkes, Müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları sonra anaları babaları, yehûdî, Hıristiyan ve imansız yapar” buyuruldu.

Bazılarına göre, insanın rûhu kötü olarak dünyaya geldi. Rûhun kendisi temiz idi ise de, bedenle karışınca, bedenin ihtiyacları onu yoldan saptırmıştır.

Bazıları da, rûh, yaratılışda ne iyi, ne de kötü değildir. Sonradan her iki şekile de dönebilecek haldedir dedi. İyi huyları, güzel işleri öğrenen kimse, saadete, kemâle kavuşur. Kötüler arasında kalıp, kötü huy, çirkin işler öğrenen de, şakî, kötü olur dediler.

Felsefecilere göre, yaratılışı iyi olan insan azdır. Yaratılışta kötü olup, hep kötülük yapmak istiyenler, daha çoktur. Kötüler arasında kötü, iyiler arasında iyi olabilen kimselerin sayısı, iki öncekiler arasındadır. Bunlara göre, bazı kimsenin huyu değişebilir. Çok kimsenin ise değişemez.

Yunan feylesoflarının, insanın kalbinden haberleri olmadığından, yalnız rûhu anlatmışlar, kendileri yanıldığı gibi, başkaları da yanıltmışlardır. Kalb ve ruhu beraber ele alan İslam büyükleri ahlâkın değişebileceğini ve bunun için çalışılması gerekli olduğu bildirmişlerdir.