Bir yabancının hac düşünceleri

Bir yabancının hac düşünceleri

18. yüzyılda Osmanlı ülkesine gelerek intibalarını yazan Hristiyan tarihçi M. A Ubucini, Müslümanların Hac ibadetini araştırdıktan sonra kendi dini...

Hafsa Binti Ömer

Hafsa Binti Ömer

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Ömer’in kızı olan Hazret-i Hafsa, önce Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk muhacirlerden olup, önce...

Şeytanın yolları

Şeytanın yolları

Cehennemden kurtulmak ve se’âdet-i ebediyyeye kavuşmak, Peygamberlere tâbi’ olmağa bağlıdır. Bu yolun gayrısı dalâlet yoludur, şeytânların...

İmrân bin Husayn

İmrân bin Husayn

Meleklerle konuşan Sahâbî. İmrân bin Husayn, Hayber savaşında Müslüman oldu. Ondan sonraki bütün savaşlarda Peygamber efendimizin...

Kırk bin kahramanın başarısı

Kırk bin kahramanın başarısı

Hazreti Ebû Bekir halîfe iken, Ebû Ubeyde’yi kumandan tayin etti. Humus, Şam, Ürdün ve Filistin’i fethetmek ve oradaki insanların da...

Bütün organların birbirine ihtiyacı var

Bütün organların birbirine ihtiyacı var

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize hizmet ederken dikkat edilecek iki önemli husus vardır: Birincisi: Ailemize, evladımıza ve emrimiz altında...

Hizmette birlik olmak

Hizmette birlik olmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize, Ehl-i sünnete hizmet edenler, bir vücut gibi olmalıdır. Sadece bir parmak acısa, rahatımız kaçar. O parmağın...

Üzülmeyiniz, Allahü teâlâ sizi kurtardı

Üzülmeyiniz, Allahü teâlâ sizi kurtardı

Hacı Ferhad adında bir zât şöyle anlatmıştır: "Mısır'dan gelirken, Akdeniz'de gemimiz sâkin sâkin yol alıyordu. Peşimize bir korsan gemisi...

Neticeyi sebepten bilmek

Neticeyi sebepten bilmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mülkü de, kuvveti de veren Allahü teâlâdır. İnsan, zerresini kendi şahsından, kendi kabiliyetinden veya...

Amr Bin Âs

Amr Bin Âs

Meşhûr Arab dâhîlerinden. Önceleri kabîlesine uyarak, İslâm aleyhinde çalışan Amr bin Âs, sonra yaptıklarına pişman olarak...

Kulluk böyle olur

Kulluk böyle olur

Bölgesinde sevilen sayılan bir mürşid-i kâmilin yüzlerce talebesi vardı, onları yetiştiriyordu. Talebelerinden bazıları evliyalık makamında yükselip,...

Fatih’in ilme verdiği k…

Fatih Sultan Mehmed Han, Fatih Camii...

Helâl rızık ve dine hiz…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dine yapılan...

Ahde vefa

Hazreti Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura...

Ukayl Bin Ebi Tâlib

Hazret-i Ali'nin abisi. Hazret-i Ukayl Peygamberimizin amcası...

Abdullah Bin Hanzala

Meleklerin Yıkadığı Sahâbînın Oğlu. Abdullah bin Hanzala...

Hansa Hatun

Meşhur kadın şair sahabilerden. Peygamber efendimiz zamanında...

Kainatin Efendisi

Dünya karanlığa gömül…

Fahr-i kâinat efendimiz doğmadan önce...

Zulüm, had safhadaydı...

Yeryüzünün merkezi olan mübarek Mekke’de...

Kavmini azab ile korkut!

Sevgili Peygamberimize, peygamberliği bildirildi ve...

Eshab-ı kiram

Abbas Bin Ubâde

Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî. Abbas...

Abdullah Bin Zeyd

Sâhib-ül ezân. Hicretten sonra Medîne'de Peygamber...

Reyhane binti Semun

Peygamberimizin hanımlarından. Peygamber efendimiz Hendek savaşından...

Hikmetli Sözler

Namaz varsa her şey var

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ömrümüzden...

Hizmette birlik olmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize...

Elem dikeni batmadıkça, m…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanların...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Okyanusun ortasındayken karayı bulmak çok zordur. Hele bir de yanlış yol gösterenler çoksa, insan mahvolur. Biz çok şanslıyız. Ehl-i sünnet âlimleri, bizi öyle bir yola sokmuş ki, nefsimize ve şeytana uyup bu yoldan ayrılmazsak, sâlimen karaya çıkarız. Peygamber efendimiz, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan biri kurtulacak, yetmiş ikisi Cehenneme gidecektir) buyuruyor. Hangi konuda olursa olsun, birinin sözüne kanarak bu yoldan ayrılırsak, felaket olur. Hacca gitmek için yola çıkan bir adam, yolu yanlış birine sorup onun sözüne inanarak, Kâbe yerine Horasan’a gitmiş. Oradakiler, (Burası Horasan!) deyince, adam tam ters istikamete yürüdüğünü anlamış, ama ne Kâbe’ye gidecek takati, ne de ömrü kalmış.

Burada Kâbe, mecazidir, Allahü teâlânın rızası demektir. İnsan sokakta rast geldiği bir adama, (Allahü teâlânın rızası nerede?) diye sorar mı? Âhir zaman çok tehlikeli bir zamandır. Ehliyetsiz kişilere sorarak, bunlara inanarak hareket edenler, bu kişilerle beraber Cehenneme gidecektir. Ufak bir rüzgârda sönebilecek bir mum ışığı gibi olan imanımızın devamı için çok dikkat etmeliyiz. Bir yerimiz ağrısa, üç günlük dünyada rahat yaşamak maksadıyla, tedavi edici ilacı bulmak için, sayısız doktora gidiyoruz. Hâlbuki sonsuz hayat için daha dikkatli olmak gerekir.

Allahü teâlânın rızasına giden doğru yolu bulunca, aklı bırakıp o yola tâbi olmak lazımdır. Evet, doğruyu bulana, hakikati görene kadar akıl lazımdır. Fakat doğruyu bulduktan sonra hâlâ akla tâbi olmak, kendi nefsine uymaktır. Eğer akılla hareket edilmesi gerekseydi, peygamberlerin gelmesine gerek kalmazdı. Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, (Hocama kavuşunca, aklımı bırakıp kurtuldum) buyuruyor.

Dini öğretecek kişinin, icazetli Allah adamı olması lazımdır. Böyle bir Allah adamı, ihlâslı olup, dünya peşinde koşmayan âlimdir. Allah adamı olmayan birine sorularak yapılan işler, yanlış ilaç almış hastanın hâline benzer. O yanlış ilacı içtikçe hastalığı daha çok artar. Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu için danışılacak Allah adamları yaratmıştır. Onlara danışmalı, danıştıktan sonra da, artık kendi aklımızla hareket etmemiz yanlış olur.