Halime Hatun

Halime Hatun

Peygamberimizin sütannesi. Mekke'nin havası, yeni doğan çocuklara yaramıyordu. Sıhhatli ve gürbüz büyümelerine maniydi. Bu sebeple...

Hadice-tül Kübra

Hadice-tül Kübra

Peygamberimizin ilk hanımı. Hazret-i Hadice; güzelliği, malı, aklı, iffeti, hayâsı ve edebi ile Arabistan'da büyük şöhreti olan bir...

Dine hizmette başarının yolu

Dine hizmette başarının yolu

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet kitaplarını, doğru din bilgilerini yaymak maksadıyla yapılan hizmetler için sarf edilen paralar, yapılan...

Alın yazısı insanın icraatıdır

Alın yazısı insanın icraatıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünyada farklı yerlere akan nehirler vardır. Kimi Karadeniz’e, kimi Akdeniz’e, kimi de başka denizlere akıyor. O nehirlerin...

Hakîkî imana kavuşmak için

Hakîkî imana kavuşmak için

Sehl bin Abdüllah-i Tüsterî buyuruyor ki; “Hakîkî imana kavuşmak için, dört şey lâzımdır: Bütün farzları edeble...

Mümin kalb kırmaz

Mümin kalb kırmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İyilik eden mutlaka karşılığını görür. Ettiği iyilik sonunda dönüp dolaşıp geri gelir. Yeter ki biz iyiliği karşılıksız...

Kafiriler sevilir mi?

Kafiriler sevilir mi?

Müminin kâfiri sevmesi üç dürlü olur. Birincisi, onun küfrünü beğenir. Bunun için sever. Bu muhabbet yasaktır....

İcâzetin sırrı

İcâzetin sırrı

Akşemseddin hazretleri, Fâtih Sultan Mehmed Hân hazretlerinin hocasıdır. Soyu, Hazreti Ebû Bekir’e dayanır. Kendisini ilim tahsiline adamış, Hacı...

O zaman kılıç ve ok devri idi

O zaman kılıç ve ok devri idi

Yavuz Sultan Selim Hân, “Mısır’ı fethettiğinde, cesâretini çok beğendiği Mısır ordusu başkumandanı Kurtbay’ı karşısına almış ve onunla...

İslamiyet’in şükrü

İslamiyet’in şükrü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimlerini, Silsile-i aliyye büyüklerini tanıyan, seven, onların yolunda dinimize hizmet etmeye...

Hassan Bin Sabit

Hassan Bin Sabit

Peygamber efendimizin şairlerinden. Hassan bin Sabit, Müslüman olmadan önce de meşhur şairlerden olup, Sam ve civarında hüküm sürmekte olan...

Bal Tefsiri

Bir gün Peygamber efendimiz aleyhisselam, Eshab-ı...

Onlara merhamet yok!

Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere...

Fatıma-tüz-zehra

Peygamberimizin en sevgili kerimesi. Hazret-i Fâtıma, hicretten...

Kimsenin yaptığı yanına…

Abbasi halifelerinin beşincisi Harun Reşid, sarayının...

Meymune Binti Hâris

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbas’ın hanımı...

Vahşî

Yalancı peygamber Müseyleme’yi öldüren sahabî. Vahşî, Hazret-i...

Kainatin Efendisi

Nur’un yaratılması

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın...

En güvenilir kimse...

O; doğru, doğruların doğrusu... Hiçbir...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Eshab-ı kiram

Abdullah Bin Abbâs

Tefsîr âlimlerinin şâhı. Resûlullah efendimiz Mekke’de...

Nevfel Bin Hâris

Hâşimoğullarının en yaşlısı. Nevfel bin Hâris...

Ebû Lübâbe

Tevbesi ile meşhûr sahâbî. İslâmın nûrunu...

Hikmetli Sözler

Korku ve sevgi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Merhum...

Allahü teâlânın mümine ve…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Hastalık...

İhlâs olmazsa

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Okyanusun ortasındayken karayı bulmak çok zordur. Hele bir de yanlış yol gösterenler çoksa, insan mahvolur. Biz çok şanslıyız. Ehl-i sünnet âlimleri, bizi öyle bir yola sokmuş ki, nefsimize ve şeytana uyup bu yoldan ayrılmazsak, sâlimen karaya çıkarız. Peygamber efendimiz, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan biri kurtulacak, yetmiş ikisi Cehenneme gidecektir) buyuruyor. Hangi konuda olursa olsun, birinin sözüne kanarak bu yoldan ayrılırsak, felaket olur. Hacca gitmek için yola çıkan bir adam, yolu yanlış birine sorup onun sözüne inanarak, Kâbe yerine Horasan’a gitmiş. Oradakiler, (Burası Horasan!) deyince, adam tam ters istikamete yürüdüğünü anlamış, ama ne Kâbe’ye gidecek takati, ne de ömrü kalmış.

Burada Kâbe, mecazidir, Allahü teâlânın rızası demektir. İnsan sokakta rast geldiği bir adama, (Allahü teâlânın rızası nerede?) diye sorar mı? Âhir zaman çok tehlikeli bir zamandır. Ehliyetsiz kişilere sorarak, bunlara inanarak hareket edenler, bu kişilerle beraber Cehenneme gidecektir. Ufak bir rüzgârda sönebilecek bir mum ışığı gibi olan imanımızın devamı için çok dikkat etmeliyiz. Bir yerimiz ağrısa, üç günlük dünyada rahat yaşamak maksadıyla, tedavi edici ilacı bulmak için, sayısız doktora gidiyoruz. Hâlbuki sonsuz hayat için daha dikkatli olmak gerekir.

Allahü teâlânın rızasına giden doğru yolu bulunca, aklı bırakıp o yola tâbi olmak lazımdır. Evet, doğruyu bulana, hakikati görene kadar akıl lazımdır. Fakat doğruyu bulduktan sonra hâlâ akla tâbi olmak, kendi nefsine uymaktır. Eğer akılla hareket edilmesi gerekseydi, peygamberlerin gelmesine gerek kalmazdı. Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, (Hocama kavuşunca, aklımı bırakıp kurtuldum) buyuruyor.

Dini öğretecek kişinin, icazetli Allah adamı olması lazımdır. Böyle bir Allah adamı, ihlâslı olup, dünya peşinde koşmayan âlimdir. Allah adamı olmayan birine sorularak yapılan işler, yanlış ilaç almış hastanın hâline benzer. O yanlış ilacı içtikçe hastalığı daha çok artar. Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu için danışılacak Allah adamları yaratmıştır. Onlara danışmalı, danıştıktan sonra da, artık kendi aklımızla hareket etmemiz yanlış olur.