Allah diyen genç

Allah diyen genç

Fakir bir genç, padişahın kızına aşık olmuş. Bu ümitsiz sevdasını gidip meşhur dervişine anlatarak yardım dilemiş. Derviş: “Evlâdım, şehrin...

Son yongam sensin ama öl de köye dönme!

Son yongam sensin ama öl de köye dönme!

Sene 1915... Sonbaharın serin yağışlı günlerinden biri. Birinci Dünya Harbi bütün cephelerde devam ediyor. Vatanın her tarafında barut ve kan kokusu var......

Veren de Allah'ü teâlâdır, alan da

Veren de Allah'ü teâlâdır, alan da

Osmanlı pâdişâhı Sultan Selîm Han Mısır'ı zaptettiği zaman, Cumâ namazını Ezher Câmiindekıldı. Cumâ namazını kıldıran hatîb...

Vücut zehirden arınır

Vücut zehirden arınır

Vücuttaki toksinlerden kurtulmanın yollarından biri de aç kalmaktır. Aslında aç kalmak en eski tedavi yöntemlerinden biridir. Yediğimiz besinlerin...

Âlim, kitaptan söyleyendir

Âlim, kitaptan söyleyendir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir kimse dinden bahsederken, (Bu bana aittir, bunu ben söyledim) derse, onun karşısına, yine kendinden bahseden bir başka...

BRE HAŞMET hani gidiyordun?

BRE HAŞMET hani gidiyordun?

Sadrazam Koca Ragıp Mehmed Paşa “Turfa dükkan-ı hikemdir bu köhen tâk-ı felek, Ne ararsan bulunur derde devadan gayri” (Sayısız hikmetlerle dolu...

Câbir Bin Abdullah

Câbir Bin Abdullah

Sahâbenin en çok hadîs bildirenlerinden. Câbir bin Abdullah'ın babası Abdullah bin Amr, ikinci Akabe bî'atında İslâmiyeti...

Nu'man Bin Mukarrin

Nu'man Bin Mukarrin

Eshâb-ı kirâmın meşhûr kumandanlarından. Hazret-i Ömer, Eshâb-ı kirâmı toplayıp sordu: - Ben bir ordu teşkil edip, İran üzerine...

Bir köylünün duası

Bir köylünün duası

Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerini, büyük bir zat yapan bol dua almaktır. Bir gün alışveriş yaparken alışveriş yaptığı kişiden dua almadan köye...

Kardeşinin yaptığı daha kıymetli!

Kardeşinin yaptığı daha kıymetli!

Hazret-i Îsâ birine, “Ne iş yapıyorsun?” dedi. İbâdetle vakit geçiriyorum deyince, “Nereden yiyip geçiniyorsun?” diye...

Korkulu zamanlarda okunacak

Korkulu zamanlarda okunacak

Korkulu zamanlarda, “Kelime-i temcîd”, yâni “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azîm” (9)...

Sehl Bin Hanîf

Eshâb-ı kirâmın okçularından. Uhud gazâsında bir ara...

Hizmetlerde ihlâs esast…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Evliya zatlara...

Namaz için üzülmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Eskiden bir...

Çarşıya giderken ve b…

Lâ ilâhe illallahü vahde hü lâ...

Sümâme Bin Üsâl

Yemâme kabîlesi reisi. Hicretten sonra Medîne'de İslâmiyet...

Saîd Bin Âmir

Hazret-i Ömer'e benzeyen vâli. Saîd bin Âmir...

Kainatin Efendisi

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Nur’un yaratılması

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın...

Misk kokulu Abdülmuttali…

Peygamber efendimizin babası Hazreti Abdullah...

Eshab-ı kiram

Hamne Binti Cahş

Peygamber efendimizin halasının kızı. Ası Ümeyme...

Ebû Sa’îd-i Hudrî

Çok hadîs rivâyet eden yedi...

Mus'ab Bin Umeyr

İslâmda ilk öğretmen. Mus'ab bin Umeyr...

Hikmetli Sözler

Ramazan demek, yanmak dem…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bu...

İhlâs ve dua

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Yarına...

Kıymetli beş nasihat

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Merhum...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Hayırlı insanlar hayra, şerli insanlar şerre vesile olur. İnsanın çok ibadet etmesi, hayırlı olmak için yetmez. Çünkü bir kötülüğe sebep olduysa, o kötü iş yapıldıkça, hayattayken de öldükten sonra da ona günah yazılır. Bid’at ehlinin durumu böyledir. Bunların hayırlı olması da mümkün değildir. Ama Ehl-i sünnet yolunda dine yapılan hizmet hayırlı olduğu için, buradaki hayır, vesile olan, iştirak eden herkese taksim edilecek ve herkes bundan nasibini alacaktır.

En hayırlı insan elbette Peygamber efendimizdir. Bütün dünyada, asırlardan beri yapılan bütün ibadetlerden hâsıl olan sevabların bir misli, vesile olan insanlara ve bu insanlardan da sonunda Peygamber efendimize gitmektedir. Mesela kazandığımız sevabların bir misli, Müslüman olmamıza sebep olan ana babamıza ve bize dinimizi öğreten hocalarımıza yazılıyor. Onlara yazılan sevabın bir misli de, onların hocalarına, ana babalarına yazılıyor. Bu şekilde devam eden zincir, Hazret-i Ebu Bekir’e kadar uzanır. Onda toplanan sevabların bir misli de, Peygamber efendimize gider. Bu sevablar sebebiyle Resulullah'ın derecesi her an yükselir. Bu yükselme, sonsuza kadar devam eder.

Ehl-i sünnet kitaplarını yaymak
Elimizden geldiği kadar iyiliğe sebep olmaya çalışmalıyız. Kendimiz için yaptığımız ibadetlerin makbul olması kolay değildir. Çünkü şartlarını yerine getirmek, niyeti düzeltmek çok zordur. Ama mesela Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını yayarak, doğru iman ve ibadet bilgilerinin öğrenilmesi için, yapılan hizmetlerin kabul olması ve bundan sevab kazanılması kesindir. Peygamber efendimiz, (Bir din kardeşine iyilik yapmaya sebep olana, kendisi için yaptığı bütün [nafile] ibadetlerin toplamından bir misli daha çok sevab verilir) buyuruyor.

Dünya sıkıntısını gidermek için, bir din kardeşinin yardımına koşmanın sevabı da böyledir. Fakat onun âhiret kazancına, yani dinini doğru öğrenmesine sebep olmakla kazanılan sevab ise, her ikisinin toplamından daha çoktur. O hâlde, bu kısa ömürde, en kârlı olanı istemeli ve başkalarının da ebedî saadete kavuşmalarına vesile olmalıdır.