Neyimize güveniyoruz?

Neyimize güveniyoruz?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlânın indinde dünyanın sivrisineğin kanadı kadar kıymeti yoktur. O hâlde bu kadar kıymetsiz olan...

Maksat imanı korumaktır

Maksat imanı korumaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Resulullah efendimiz, (Ey Eshabım, siz öyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda birine uymazsanız helak olursunuz....

Allah dostunu üzmek

Allah dostunu üzmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allah dostları, Allah rızası için yaşarlar. Allahü teâlânın bazı sıfatlarıyla sıfatlanmışlardır. Allahü...

Dünyada Cennet hayatı yaşıyoruz

Dünyada Cennet hayatı yaşıyoruz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Doğru iman sahibi olmak, büyük zatları sevmek ve onların yolunda dine hizmet etmek nasip meselesidir. Yani bu nimete kavuşanlar...

Gerçek güzellik ruh güzelliğidir

Gerçek güzellik ruh güzelliğidir

İnsanın ahlâkını düzeltebilmesinde ruh ve kalbin önemli bir yeri vardır. Bunun için ruh ve kalb nedir bunu bilmek gerekir. Kalb ile yürek aynı...

Çalışmanın ödülü

Çalışmanın ödülü

Osmanlı padişahları tebdil-i kıyafetle sık sık halkın arasına girer, onlarla konuşur, insanların ve esnafın ne durumda olduğunu görüp anlamaya çalışırlardı....

Çalışıp helal kazanmak gerekir

Çalışıp helal kazanmak gerekir

İslâm âlimlerin ve Allah dostlarının büyüklerinden Abdüllah Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: Çoluk çocuğunun ihtiyaclarını temin...

Dinde bid’at

Dinde bid’at

Kalbi temizlemek için islâmiyete uymak lâzımdır. İslâmiyete uymak da, emirleri yapmakla ve yasaklardan ve bid’atlerden sakınmakla...

Ebû Katâde

Ebû Katâde

Resûlullahın süvârilerinden. Peygamber efendimizin develerini Medîne’de otlağa götürme vazîfesini, bir çobanla...

 İstigfar duâsı

İstigfar duâsı

Hadis-i şerifte, “Her namazdan sonra, üç kere ‘Estagfîrullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv...

Kibirli olmanın alameti nedir?

Kibirli olmanın alameti nedir?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Merhum hocamız, (Kibir her iyiliğe engeldir) buyururdu. Bir kimsede kibir olup olmadığı, istişare edip etmemesiyle,...

Korkma!

Sinop'ta medfûn bulunan ve Takıyyüddîn Ebû...

Mübarek göğsünün y…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i âlem...

Azm-ü, cezm-ü kast eyle…

Ramazan başında Darulhilâfe, Derseadet (hilâfet merkezi...

Bakışı ibret, sözü hikm…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kâinat ince...

Acınacak mahlûk kimdir?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Hayırlı insan...

Ebû Zer-i Gıfârî

Gıfârî kabilesinin reisi. Ebû Zer-i Gıfârî, Mekke’nin...

Kainatin Efendisi

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Nur’un yaratılması

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın...

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Eshab-ı kiram

Selmân-ı Fârisî

Ehl-i beytten sayılan İranlı sahâbî. Eshâb-ı...

Velîd Bin Velîd

Kardeşleri tarafından işkence gören sahâbî. Velîd...

Ebû Dücâne

Resûlullah efendimizin fedâisi. Uhud harbinde sevgili...

Hikmetli Sözler

Sevginin şartı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kişinin...

Hizmet için üç şart

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İslamiyet’e...

O aslında bizi değil, hiz…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İki şeye dikkat edilirse, zafer mutlaka nasip olur: 1- Namazı doğru kılmak, 2- Âmire itaat. Kur’an-ı kerimde mealen, (Allah’a, Resûlüne ve sizden olan Müslüman âmirlere itaat edin) buyuruluyor. Emîre itaat etmemek haramdır.

Peygamber efendimiz, (Benim ümmetim bir vücut gibidir) buyuruyor. Bir vücutta iki kalb, sekiz göz, kırk kulak olmaz. Başarı için yekvücut olmalı. Emîre bir kere bile itiraz hakkı yoktur. İstişare etse bile, son kararı emîr verir.

Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem", Rumlarla savaşmak üzere bir ordu hazırlanmasını emir buyurup, azatlı kölesi ve evlatlığı Zeyd bin Hârise’nin oğlu olan, 22 yaşındaki Hazret-i Üsame’yi kumandan yaptı. Orduda Eshab-ı kiramın bütün büyükleri vardı, ama hiçbiri (Biz, zenci cariyenin oğlu Üsame’nin emrinde mi savaşacağız?) demedi.

Karargâh kurulmuş, ordu hazırlanmıştı. Hareket edecekleri sırada, Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" vefat etti. Geri mi dönülecek, devam mı edilecek diye haber beklenirken, halife seçilen Hazret-i Ebu Bekir, hemen Eshab-ı kiramın ileri gelenlerini topladı. (Görüyorsunuz, Resulullah vefat edince, kabileler isyan ettiler, mürtedlerden, müşriklerin safına geçenler oldu. Müşrikler de, Medine’nin etrafında fırsat kolluyor. İslam ordusu sefere devam ederse Medine’ye saldırabilirler. Ordu geri mi dönsün, devam mı etsin?) diye sordu. Hepsi, (Başka ordumuz yok, ordu geri dönsün. Sefere daha sonra çıkılsın. Yine de karar sizin) dediler. Halife yani Emîr Hazret-i Ebu Bekir, (İstişare yapıldı, tek erkek kalmadan herkes orduya katılacak, ordu, geri dönmeyecektir) buyurdu. Bir tek o, bu düşüncedeydi ve böyle karar verdi. Hem savaş kazanıldı, hem de, saldırmaya hazırlanan bütün kâfirler, mürtedler, (Bu acılı günlerinde böyle büyük bir ordu dışarı çıktıysa, içeride kim bilir daha kaç tane ordu var?) diye gözleri korktuğu için saldıramadılar. Eğer ordu, geri dönseydi, cesaretlenecekler ve kan gövdeyi götürecekti. Halife, (İstişare et, karar verdikten sonra, Allah’a güven ve kararından dönme!) mealindeki âyet-i kerimeye uymanın bereketini gördü.