İyiliğin peşinden imtihan gelir

İyiliğin peşinden imtihan gelir

Salih bir zat vardı. Çok cömertti. Elinde avucundakileri muhtaçlara dağıttığı gibi, yardım isteyen fakirler olursa, onlara belli etmeden, başkalarından...

Doğru yolda olmanın ölçüsü

Doğru yolda olmanın ölçüsü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Allahü teâlânın rızasını kazanmak için, Onun emirlerini, Onun emrettiği gibi...

Ehli sünnet âlimleri

Ehli sünnet âlimleri

Kur’ân-ı kerîmden ve hadis-i şeriflerden çıkarılan ilimler içinde, kıymetli ve doğru olan, yalnız “Ehl-i sünnet”...

Günahların affı için

Günahların affı için

Her günahın affı için, kalb ile tevbe etmek ve dil ile istigfâr etmek ve beden ile kaza etmek lâzımdır. Yüz kere tesbîh etmek, yâni...

Hizmet için üç şart

Hizmet için üç şart

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İslamiyet’e hizmet edecek kişinin üç şarta haiz olması lazımdır: Birincisi, sevimli yani güler yüzlü,...

Bütün insanlar dört sınıfa ayrılmıştır

Bütün insanlar dört sınıfa ayrılmıştır

Büyük islâm âlimi İmâm-ı Gazâlî hazretleri insanları dört kısma ayırmaktadır: Bunlardan birinci kısmdakiler, dünyada yimek...

Kahve ikramı

Kahve ikramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde misafirlere bir törenle kahve ikram edilirdi. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulurdu. Ardından...

Hilâfeti hâiz olan Türkler

Hilâfeti hâiz olan Türkler

Birinci Dünyâ Savaşı’nda İngilizler, İslâm dünyâsını parçalayıp yutmak için çok kesif bir câsusluk ve propaganda...

Bu gece yolcu olsak gerektir

Bu gece yolcu olsak gerektir

Nasuhi Efendi, Osmanlı evliyasının büyüklerindendi. Lodosun şiddetle estiği fırtınalı bir günde talebeleri Nasûhî Efendiyi ziyârete gittiler....

Fâtima Binti Esed

Fâtima Binti Esed

Hazret-i Ali’nin annesi. Fâtima binti Esed, İslâmın başlangıcında Müslüman olmuştur. Resulullah efendimiz, İslâmiyeti, önceleri...

Senin nasibin diyar-ı rum'dadır

Senin nasibin diyar-ı rum'dadır

Niyâzî-i Mısrî, devamlı ibâdet ve tâatla meşgûl olduğu sırada, bir gece rüyâsında Seyyid Abdülkâdir-i...

Kaza ve kaderin mahiyet…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanların çeşitli...

Ümm-i Habîbe

Peygamberimizin hanımlarından. Ümm-i Habîbe, ilk önce Resulullahın...

Sıkıntıdan kurtulmak iç…

(Yâ Allah-ür-rakîb-ül-hafîz-ür-rahîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-halîm-ül’azîm-ür-raûf-ül-kerîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kâimü...

Hakiki bayram nasıl olu…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâ...

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın onyedinci...

Allah onlardan razı

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde Eshâb-ı kirâmı...

Kainatin Efendisi

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Mübarek göğsünün yar…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i...

Muhterem annenin vefatı

Sevgili Peygamberimizin, üç-beş yaşlarında bile...

Eshab-ı kiram

Hamne Binti Cahş

Peygamber efendimizin halasının kızı. Ası Ümeyme...

Huzeyfe Bin Yemân

Sevgili Peygamberimizin sırdaşı. Huzeyfe bin Yemân...

Ukayl Bin Ebi Tâlib

Hazret-i Ali'nin abisi. Hazret-i Ukayl Peygamberimizin...

Hikmetli Sözler

Cennete giden yola girmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü...

Evliyaları sevmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü...

İnsan âcizdir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanın...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İki şeye dikkat edilirse, zafer mutlaka nasip olur: 1- Namazı doğru kılmak, 2- Âmire itaat. Kur’an-ı kerimde mealen, (Allah’a, Resûlüne ve sizden olan Müslüman âmirlere itaat edin) buyuruluyor. Emîre itaat etmemek haramdır.

Peygamber efendimiz, (Benim ümmetim bir vücut gibidir) buyuruyor. Bir vücutta iki kalb, sekiz göz, kırk kulak olmaz. Başarı için yekvücut olmalı. Emîre bir kere bile itiraz hakkı yoktur. İstişare etse bile, son kararı emîr verir.

Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem", Rumlarla savaşmak üzere bir ordu hazırlanmasını emir buyurup, azatlı kölesi ve evlatlığı Zeyd bin Hârise’nin oğlu olan, 22 yaşındaki Hazret-i Üsame’yi kumandan yaptı. Orduda Eshab-ı kiramın bütün büyükleri vardı, ama hiçbiri (Biz, zenci cariyenin oğlu Üsame’nin emrinde mi savaşacağız?) demedi.

Karargâh kurulmuş, ordu hazırlanmıştı. Hareket edecekleri sırada, Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" vefat etti. Geri mi dönülecek, devam mı edilecek diye haber beklenirken, halife seçilen Hazret-i Ebu Bekir, hemen Eshab-ı kiramın ileri gelenlerini topladı. (Görüyorsunuz, Resulullah vefat edince, kabileler isyan ettiler, mürtedlerden, müşriklerin safına geçenler oldu. Müşrikler de, Medine’nin etrafında fırsat kolluyor. İslam ordusu sefere devam ederse Medine’ye saldırabilirler. Ordu geri mi dönsün, devam mı etsin?) diye sordu. Hepsi, (Başka ordumuz yok, ordu geri dönsün. Sefere daha sonra çıkılsın. Yine de karar sizin) dediler. Halife yani Emîr Hazret-i Ebu Bekir, (İstişare yapıldı, tek erkek kalmadan herkes orduya katılacak, ordu, geri dönmeyecektir) buyurdu. Bir tek o, bu düşüncedeydi ve böyle karar verdi. Hem savaş kazanıldı, hem de, saldırmaya hazırlanan bütün kâfirler, mürtedler, (Bu acılı günlerinde böyle büyük bir ordu dışarı çıktıysa, içeride kim bilir daha kaç tane ordu var?) diye gözleri korktuğu için saldıramadılar. Eğer ordu, geri dönseydi, cesaretlenecekler ve kan gövdeyi götürecekti. Halife, (İstişare et, karar verdikten sonra, Allah’a güven ve kararından dönme!) mealindeki âyet-i kerimeye uymanın bereketini gördü.