Yolumuzun esası

Yolumuzun esası

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i aliyye büyüklerinden birinin himayesinde olan, doğrudan Cennete gider. Bu büyükler, bir adım yaklaşana, bin...

Alabilirsen al

Alabilirsen al

Hacı Bayram-ı Velî'nin doğduğu Zülfadl (Sol-Fasol) köyünden bir genç askere çağrılmıştı. Yetim olan bu temiz genç, babasından...

Padişahın işi ne

Padişahın işi ne

Sultan Murat Han o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil,...

Allah’ın en sevdiği yer

Allah’ın en sevdiği yer

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Allahü teâlânın yeryüzünde en çok sevdiği yer, mescidlerdir) buyuruyor....

Biz seni genç ve kuvvetli sanırdık!

Biz seni genç ve kuvvetli sanırdık!

İstanbul’da yetişen âlim ve evliyanın büyüklerinden Merkez Efendi (Muslihuddin Musa Efendi) küçük yaşta memleketinde yaptığı ilk...

Zeyneb Binti Cahş

Zeyneb Binti Cahş

Peygamberimizin hanımlarından. Hazret-i Zeyneb validemiz, Peygamberimizin halasının kızı olup, ilk iman edenlerdendi. Mekke'den Medine'ye hicret etti....

Küfre düşmekten sakınmalı

Küfre düşmekten sakınmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Küçük günaha devam, büyük günah olur. Büyük günaha devam, küfre...

Âmir Bin Füheyre

Âmir Bin Füheyre

Meleklerin defnettiği sahâbî. Âmir bin Füheyre hazretleri, Tufeyl bin Abdullah’ın çobanıydı. Nice yıllar herşeylerini kaybedip,...

Yemek duâsı

Yemek duâsı

Yemeğe başlarken besmele çekmek yani “Bismillahirrahmanirrahim” demek ve sonunda “Elhamdülillah” demek sünnettir. Hadis-i...

Annenin hizmete ihtiyacı var

Annenin hizmete ihtiyacı var

İki kardeş vardı. Yatalak annelerine bir gece biri, diğer gece öteki bakacaktı. Öyle anlaşmışlardı. Abid olan nafile ibadete çok düşkündü,...

Ahlâk ilminin dinimizdeki yeri

Ahlâk ilminin dinimizdeki yeri

Müslümanların öğrenmeleri lâzım olan bilgilere “İslâm ilimleri” denir. İslâm ilimleri ikiye ayrılır: Din bilgileri ve Fen...

Kınalızâde Ali Çelebi

Kınalızâde Ali Çelebi ilk tahsilini doğduğu...

Mümin ilaç gibidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müminin yemeği...

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına aldığında...

Allah bir kulunu severs…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Cuma günü...

Evliyaya derece vermek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Rahmet-i ilahi...

Hamdolsun iftar bizde

Ramazan ayında habersiz misafirliğe gitmek hürmet...

Kainatin Efendisi

Mübarek göğsünün yar…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i...

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra...

Hoş geldin ya Resulallah

Yedi kat yer, yedi kat...

Eshab-ı kiram

Hasan bin Ali

Cennet gençlerinin efendisi. Peygamber efendimizin, "Cennet...

Selmân-ı Fârisî

Ehl-i beytten sayılan İranlı sahâbî. Eshâb-ı...

Erkam Bin Ebi'l Erkam

Evi ilk vakıf olan sahâbî. Hazret-i...

Hikmetli Sözler

Allah için yapmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kur’an-ı...

Medenî olmanın iki şartı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Medeniyet...

Vazifemiz ışık tutmak olm…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Arazilerin...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, hocası hayattayken, edebinden tam 30 yıl vaaz ve nasihat etmemişti. Bir gün rüyasında Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" ona, (Konuş yâ Cüneyd!) diye buyurur. Sabah çekinerek hocasının huzuruna çıkınca hocası, (Konuş yâ Cüneyd, aynı rüyayı ben de gördüm) buyurur. İşte bu yol, önce ölmek, yani kendini ölü bilmek, sonra olmak yoludur. Önce olmak, sonra ölmek değil! Merhum hocamız buyururdu ki:
(Şu hizmetlerin, bir zerresini kendimden bilsem, helâk olurum. Bütün bunların hepsi mübarek hocam Seyyid Abdülhakim efendinin himmetidir, bereketidir, onun duasının neticesidir. Bütün bu nimetlere edebimi muhafaza ettiğim için kavuştum.)

İslamiyet’in, başı, ortası ve sonu edeptir. Hiçbir edepsiz, Allah’ın sevgili kulu olamaz. Kendisine, ailesine, ana babasına, hocasına, arkadaşına, komşusuna yani herkese karşı edep şarttır. Edepli insan cahil de olsa çok makbuldür. Edep ve saygısı olmayan, kendisini âlim ve evliya bilse de, hiç kimse onun yüzüne bakmaz. İnsanlar onu görünce, yolunu değiştirir. Müslüman su gibi olmalıdır. Suya kâfirin de, Müslümanın da ihtiyacı vardır. İşte kâmil mümin, herkese karşı hayırlı ve faydalıdır, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.

Edebin zirvesi Eshab-ı kiramda idi. Peygamber efendimiz konuşurken, belki sesli olur diye nefes alıp vermelerinde bile sıkıntı çekerlerdi. Sohbet esnasında, elleri yukarıdaysa, aşağı indirmezlerdi. Hattâ taş gibi hareketsiz durdukları için, başlarına kuşlar konardı. Resulullah’a karşı böyle çok saygılıydılar.

Resulullah'ın vârisleri olan Silsile-i aliyye büyüklerini tanıyıp seven bir kişinin, yedi sülalesine faydası vardır. Bu büyüklerden birine buğz edenin de imanla gitmesi çok zordur. Çünkü bu büyüklerin her biri, peygamber vekilidir. Peygamber efendimize, hayır diyen kâfir olacağı için, Eshab-ı kiram, insanlık hâli, (Olur mu ya Resulallah?) dememek için ağızlarına taş koyarlardı. Böylece taşı çıkarana kadar söyleyeceklerini düşünürlerdi. Çünkü Resulullah'ı üzen, Cenab-ı Hakk’ı incitmiş olur. İşte, onun vârisleri de üzülürse, bu saygısızlık silsile yoluyla Resulullah’a kadar gider ve kişinin dünyada ve âhirette felaketine sebep olur.