Çalışıp helal kazanmak gerekir

Çalışıp helal kazanmak gerekir

İslâm âlimlerin ve Allah dostlarının büyüklerinden Abdüllah Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: Çoluk çocuğunun ihtiyaclarını temin...

Deniz üzerinde yürüyüp sahile doğru gitti

Deniz üzerinde yürüyüp sahile doğru gitti

Kınalızâde Ali Çelebi şöyle anlatmıştır: Bursa'dan İstanbul'a gitmeye niyetlenmiştim. Gitmeden önce bir gece akrabâ ve bâzı...

Mazarratlı harfler kaçtır?

Mazarratlı harfler kaçtır?

Zamanın akıllı geçinenlerinden güngörmüş bir zâtın yolu bir gün bîmarhâneye (ruh ve sinir hastalıkları hastahânesine)...

Allah'ın takdirine kulun aklı ermez

Allah'ın takdirine kulun aklı ermez

Vehb b. Münebbih’ten rivayet edilmiştir, diyor ki: - “İsrailoğullarının abidlerinden biri vardı ki, nehrin kenarındaki ibadethanesinde ibadet ederdi....

İlk insanın yaratılışı

İlk insanın yaratılışı

İlk insan Âdem aleyhisselâm Peygamber idi. Melekler kendisine karşı secde etmişlerdi. Allahü teâlâ, balçık çamurundan insan şeklinde...

Kalb, his organlarına tâbidir

Kalb, his organlarına tâbidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kalb, Allahü teâlânın nazar ettiği yerdir. Bunun için kalbi temizlemeye çok uğraşmalıdır. Kalbin temizlenerek...

Sen mükibb ol ki...

Sen mükibb ol ki...

Sadrazam Koca Ragıp Mehmed Paşa disiplinli bir devlet adamı olduğundan kelli, defterdarlık ve cizye muhasebeciliği de yapmasının tesiriyle tebasında bulunanları sık sık,...

Servet ve şöhret birer tuzaktır

Servet ve şöhret birer tuzaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir talebenin hakiki talebe olabilmesi için iki hususiyet şarttır: 1- Edebli olması: Tasavvuf yolunun başı, ortası, sonu edebdir....

Dinimize hizmet, mıknatıs gibidir

Dinimize hizmet, mıknatıs gibidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İhlâsı olanlar, dine hizmet eder. Zira dine hizmet bir mıknatıstır, kalbinde cevheri olan, bu mıknatısa yakalanır. İhlâssız...

Kâbe yerine Horasan’a gitmek

Kâbe yerine Horasan’a gitmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Okyanusun ortasındayken karayı bulmak çok zordur. Hele bir de yanlış yol gösterenler çoksa, insan mahvolur. Biz...

Habbâb Bin Eret

Habbâb Bin Eret

İlk Müslüman sahâbîlerden. Hazret-i Habbâb demirci olup, kılıç yapardı. Peygamber efendimiz onun dükkânına gider, onunla...

Misk kokulu Abdülmutta…

Peygamber efendimizin babası Hazreti Abdullah, Resulullahın...

Ebu Süfyan Bin Hâris

Peygamberimizin süt kardeşi. Ebu Süfyan bin Hâris...

Türk Adaleti

Büyük ve uzun ömürlü devletler üstün...

Nelere iman edilecek?

İman, dinden olduğu sözbirliği ile bildirilmiş...

Kim sevilir, kim sevilm…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müslüman edepli...

BRE KÖFTEHOR bu tütün ç…

Devleti Osmani padişahı Sultan Dördüncü Murad...

Kainatin Efendisi

Hazret-i Hadice’nin rüya…

Sevgili Peygamberimiz yirmi beş yaşlarında...

En güvenilir kimse...

O; doğru, doğruların doğrusu... Hiçbir...

O’nun şanı yücedir!

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, sekiz yaşına...

Eshab-ı kiram

Hanzala Bin Ebû Âmir

Meleklerin yıkadığı sahâbî. Hanzala Bedir gazâsında...

Hamza bin Abdülmuttalip

Şehîdlerin efendisi. Abdullah ibni Mes’ûd buyuruyor...

Kâ'b Bin Mâlik

Peygamber efendimizin şâirlerinden. Kâ'b bin Mâlik...

Hikmetli Sözler

Niçin yaptın?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünya...

Hizmette doğruluk esastır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: En...

Mürşid-i kâmil kimdir?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müminler...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, hocası hayattayken, edebinden tam 30 yıl vaaz ve nasihat etmemişti. Bir gün rüyasında Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" ona, (Konuş yâ Cüneyd!) diye buyurur. Sabah çekinerek hocasının huzuruna çıkınca hocası, (Konuş yâ Cüneyd, aynı rüyayı ben de gördüm) buyurur. İşte bu yol, önce ölmek, yani kendini ölü bilmek, sonra olmak yoludur. Önce olmak, sonra ölmek değil! Merhum hocamız buyururdu ki:
(Şu hizmetlerin, bir zerresini kendimden bilsem, helâk olurum. Bütün bunların hepsi mübarek hocam Seyyid Abdülhakim efendinin himmetidir, bereketidir, onun duasının neticesidir. Bütün bu nimetlere edebimi muhafaza ettiğim için kavuştum.)

İslamiyet’in, başı, ortası ve sonu edeptir. Hiçbir edepsiz, Allah’ın sevgili kulu olamaz. Kendisine, ailesine, ana babasına, hocasına, arkadaşına, komşusuna yani herkese karşı edep şarttır. Edepli insan cahil de olsa çok makbuldür. Edep ve saygısı olmayan, kendisini âlim ve evliya bilse de, hiç kimse onun yüzüne bakmaz. İnsanlar onu görünce, yolunu değiştirir. Müslüman su gibi olmalıdır. Suya kâfirin de, Müslümanın da ihtiyacı vardır. İşte kâmil mümin, herkese karşı hayırlı ve faydalıdır, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.

Edebin zirvesi Eshab-ı kiramda idi. Peygamber efendimiz konuşurken, belki sesli olur diye nefes alıp vermelerinde bile sıkıntı çekerlerdi. Sohbet esnasında, elleri yukarıdaysa, aşağı indirmezlerdi. Hattâ taş gibi hareketsiz durdukları için, başlarına kuşlar konardı. Resulullah’a karşı böyle çok saygılıydılar.

Resulullah'ın vârisleri olan Silsile-i aliyye büyüklerini tanıyıp seven bir kişinin, yedi sülalesine faydası vardır. Bu büyüklerden birine buğz edenin de imanla gitmesi çok zordur. Çünkü bu büyüklerin her biri, peygamber vekilidir. Peygamber efendimize, hayır diyen kâfir olacağı için, Eshab-ı kiram, insanlık hâli, (Olur mu ya Resulallah?) dememek için ağızlarına taş koyarlardı. Böylece taşı çıkarana kadar söyleyeceklerini düşünürlerdi. Çünkü Resulullah'ı üzen, Cenab-ı Hakk’ı incitmiş olur. İşte, onun vârisleri de üzülürse, bu saygısızlık silsile yoluyla Resulullah’a kadar gider ve kişinin dünyada ve âhirette felaketine sebep olur.