Bu bedeli kullar ödeyemez

Bu bedeli kullar ödeyemez

Evliyalardan birine bir gün, (Efendim, İhlas hususunda en çok etkilendiğiniz bir olay yaşadınız mı?) diye sorarlar. Evet yaşadım buyurur ve devam eder; Mekke-i...

Değişen sizin kalbiniz

Değişen sizin kalbiniz

Bir padişah, bir iki vezirini ve diğer erkandan birkaçını yanına alarak payitahta (başkente) yakın yerleşim merkezlerinde bir gezintiye çıkmıştı Payitahttan...

Şehid olarak ölebilmek için

Şehid olarak ölebilmek için

Hergün yirmibeş kere “Allahümme bârik lî filmevt ve fî-mâ ba'd-el-mevt” okuyanlar, Duhâ yâni kuşluk namazı...

Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin vefatının 13. yılı

Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin vefatının 13. yılı

Merhum Enver Abimizin 2001 yılındaki taziye sohbetinden: Allah adamları, vefat ettikten sonra kınından çıkmış kılıç gibi daha keskin, daha tesirli olur. Yani...

Âmir Bin Füheyre

Âmir Bin Füheyre

Meleklerin defnettiği sahâbî. Âmir bin Füheyre hazretleri, Tufeyl bin Abdullah’ın çobanıydı. Nice yıllar herşeylerini kaybedip,...

Nimetlere kavuşamamanın sebebi

Nimetlere kavuşamamanın sebebi

İnsanların, âhıretteki nimetlere nâil olmamaları, bu nimetlerden yüz çevirdikleri içindir. Yüz çeviren, elbette birşey alamaz....

Dengeyi bulmak

Dengeyi bulmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İdarecinin çizdiği dairenin dışında hizmet etmeye çalışmak, daima, hem çalışana hem de büyüklere sıkıntı...

İhlâs azalınca

İhlâs azalınca

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bu dünya, âhiretin tarlasıdır. Kıyametteki pişmanlığın faydası yoktur. Tevbe istiğfar etmeli. İnsan, kendinden iğrenmeli, din...

Tufeyl Bin Amr

Tufeyl Bin Amr

Işık Saçan Sahâbî. Tufeyl bin Amr, meşhur bir şâirdi. Misâfirperver ve cömert bir insan olduğu için, herkes tarafından...

Çalışmanın ödülü

Çalışmanın ödülü

Osmanlı padişahları tebdil-i kıyafetle sık sık halkın arasına girer, onlarla konuşur, insanların ve esnafın ne durumda olduğunu görüp anlamaya çalışırlardı....

Yüz şehid sevabı

Yüz şehid sevabı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Ümmetim bozulduğu zaman, bir sünnetimi ihya edene yüz şehid sevabı var) buyuruyor. Yani, helâl...

Sorması iman alametidir

Bir âlime talebeleri sorarlar: Efendim, bir insan...

Dünya ve âhıret

İman ile küfür birbirlerine zıd olduğu...

Oruç tutmanın hem rûha …

Şükredenlere çok mükâfât verilecektir. Şükür, İslâmiyet’e...

Dua almaya çalışmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ubeydullah-i Ahrar...

İyi arkadaş bulmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz...

Safiyye Binti Huyey

Peygamberimizin hanımlarından. Safiyye binti Huyey, Hayber’de, soyluluğu...

Kainatin Efendisi

Nur’un temiz alından temi…

Âdem aleyhisselamın alnına nakşedilen bu...

Emanet, Ebu Talib’de...

Merhamet deryası Abdülmuttalib vefat edeceğine...

O’nun şanı yücedir!

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, sekiz yaşına...

Eshab-ı kiram

Talhâ Bin Ubeydullah

İlk Müslüman olanlardan. Hazret-i Talhâ bin...

Reyhane binti Semun

Peygamberimizin hanımlarından. Peygamber efendimiz Hendek savaşından...

Âsım Bin Sâbit

Arıların koruduğu sahâbî. Asr-ı saâdette küfür...

Hikmetli Sözler

Bu gaflet niye?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her...

Beş büyük imtihan

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kıyamet...

Elem dikeni batmadıkça, m…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanların...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ubeydullah-i Ahrar hazretlerine, bu makama nasıl kavuştuğu sorulunca buyurur ki:
(Yalnız, Allahü teâlânın kullarına iyilik etmekle kavuştum. Benim bir huyum var. Herkese yardım ederim. Her zaman birini ziyaret edip duasını almaya çalışırım. Aksini yapmak elimde değil. Bir zaman, medresede dört arkadaş kalıyorduk. Benden başka hepsi bulaşıcı ve çok kötü bir hastalığa yakalandı. Herkes hattâ doktor bana, “O odada kalma, hastalık sana da bulaşır!” dedi. Onlara, “Ölürüm de yine çıkmam, onlar benim arkadaşım, bulaşırsa bulaşsın” dedim. Onların yemeğini, suyunu veriyor, her türlü hizmetlerini görüyordum. Nihayet bir gece hastalığın bana da bulaştığını anladım. Sabah kalkınca da kendimi iyileşmiş ve nura gark olmuş buldum, çok şükrettim. Allahü teâlâ her şeye kâdir, hepimiz sapasağlam ayağa kalktık, iyileştik.)

Her şey tıpla hâllolmaz. Bazen de böyle, Allahü teâlâ bir (Kün = Ol) der, o şey hemen oluverir. Sadece Cenab-ı Hakk’a güvenene Allahü teâlâ yardım eder. Başkasına güvenenin işini ise onlara bırakır.

Bir fakir, zengin birinin kapısına gelir. (Efendim, kaç gündür açım, bir lokma ekmek!) der. Zengin kızar, hakaret eder, kapıyı yüzüne çarpar. Fakir neye uğradığını şaşırır. (Vermeyebilir, ama bu hakaret, bu azarlama niye?) der. Çok ağırına gider. Karşıya geçip bir yere oturur, hüngür hüngür ağlar. O sırada oradan geçen bir âmâ, bunun sesini duyar. Sebebini sorunca fakir, olanları anlatır. Âmâ ona, (Gir koluma, bizim burada bir gecekondumuz var. Orada ne varsa beraber yeriz) der.

Eve gelirler, karınlarını doyururlar. Âmâ, (Burada yatacak yer de var. Ye, iç, yat! Sen benim misafirimsin) der. Fakir çok duygulanır, kalbinin tam inceldiği bir anda ellerini açar, (Ya Rabbî, bir âmâ kulun, fakir olduğu hâlde bana bu iyilikleri yapıyor, bu kulun bana kapısını açtığı gibi, sen de bunun gözlerini aç!) diye dua eder. O anda âmânın gözleri açılır.

Olay duyulunca, o zengin âmâya gelip, (Nasıl oldu bu iş?) der. Âmâ da, (Devlet kuşu ayağına kadar gelmişti, ama sen bu fırsatı kaçırdın. Belki o sana dua etseydi, senin de kalb gözün açılırdı, ama bu nimet bana nasip oldu) der. Kimin duasıyla ne olacağı bilinmez. O hâlde dua almak için fırsatları kaçırmamalıdır.