Sormadan iş yapmaktan çok sakınmalı

Sormadan iş yapmaktan çok sakınmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet itikadında olup bu doğru yolun büyüklerini tanımakla, ne kadar şanslı olduğumuzun, ne kadar kıymetli bir nimete...

Alın yazısı insanın icraatıdır

Alın yazısı insanın icraatıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünyada farklı yerlere akan nehirler vardır. Kimi Karadeniz’e, kimi Akdeniz’e, kimi de başka denizlere akıyor. O nehirlerin...

İtalya'da Bir Yeniçeri

İtalya'da Bir Yeniçeri

Bir Osmanlı Yeniçeri’si 1683’deki Viyana Kuşatması’nın hemen ardından bir yeniçeri İtalya’ya geçip yerleşir. İl Turco olarak...

Esas hasta benmişim

Esas hasta benmişim

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin gözlerinde aşırı ağrı meydana geldi. Herkese iyilik eden, cömertliği ile meşhur bir doktor çağırdılar, bu doktor,...

Cafer-i Tayyar

Cafer-i Tayyar

Cennete uçarak giden sahâbî. Peygamber efendimiz, 36 yaşlarında bulundukları sırada Hicaz topraklarında şiddetli bir kuraklık ve açlık...

Kendini beğenmek, şirke kadar götürür

Kendini beğenmek, şirke kadar götürür

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Yaptığımız iyilikleri unutalım, hatırlamayalım ve hatırlatmayalım. Söylersek başa kakmış gibi oluruz. Allahü teâlânın...

Veren olgun, alan uygun olmalıdır

Veren olgun, alan uygun olmalıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Güneş hayat kaynağıdır. Güneş enerjisi olmazsa, hiçbir canlı yaşayamaz. Çünkü Güneş yalnız ışık...

Huy değişir mi?

Huy değişir mi?

Huy değişir mi? İnsanın huyunu bırakıp, başka huylu olması mümkün müdür? Bu mesele üzerinde çeşitli sözler, birbirine muhalif...

Dört büyük halife

Dört büyük halife

Ehl-i sünnet âlimlerine göre halîfelikten konuşmak, dînin esâs bilgilerinden değildir. Yani imana bağlı birşey değildir. Fakat, bazıları...

Osman Bin Maz'ûn

Osman Bin Maz'ûn

Medîne'de ilk vefât eden muhâcir sahâbî. Osman bin Maz'ûn temiz bir yaratılışa sahipti. İslâmdan önce de...

Sevmek lafla değil, itaatle belli olur

Sevmek lafla değil, itaatle belli olur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Muhabbet, gayet ince ve hassas bir yoldur. Bir Ehl-i sünnet âlimini sevdiğini söyleyen kimsenin, ona itaat etmesi gerekir....

Büreyde Bin Hasib

Resûlullahın sancaktarı. Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden olup, Horasan...

Hubeyb Bin Adiy

Darağacında ilk namaz kılan sahâbî. Uhud savaşında...

Kaza ve kaderin mahiyet…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanların çeşitli...

Dıhye-i Kelbî

Cebrâil aleyhisselâmın, şekline girdiği sahâbî. Dıhye-i Kelbî...

İnsan tek başına kurtul…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan birkaç...

Tufeyl Bin Amr

Işık Saçan Sahâbî. Tufeyl bin Amr, meşhur...

Kainatin Efendisi

Süt anne Halime Hatun

Amine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına...

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

Eshab-ı kiram

Cüveyriyye Binti Hâris

Müminlerin annelerinden. Hazret-i Cüveyriyye, benî Mustalak...

Ebû Sa’îd-i Hudrî

Çok hadîs rivâyet eden yedi...

Sümâme Bin Üsâl

Yemâme kabîlesi reisi. Hicretten sonra Medîne'de...

Hikmetli Sözler

İki cihan sultanı olmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dünya...

Sabır acıysa da, sonu sel…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Nimetlerin...

Ramazanın son on günü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ramazan-ı...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ubeydullah-i Ahrar hazretlerine, bu makama nasıl kavuştuğu sorulunca buyurur ki:
(Yalnız, Allahü teâlânın kullarına iyilik etmekle kavuştum. Benim bir huyum var. Herkese yardım ederim. Her zaman birini ziyaret edip duasını almaya çalışırım. Aksini yapmak elimde değil. Bir zaman, medresede dört arkadaş kalıyorduk. Benden başka hepsi bulaşıcı ve çok kötü bir hastalığa yakalandı. Herkes hattâ doktor bana, “O odada kalma, hastalık sana da bulaşır!” dedi. Onlara, “Ölürüm de yine çıkmam, onlar benim arkadaşım, bulaşırsa bulaşsın” dedim. Onların yemeğini, suyunu veriyor, her türlü hizmetlerini görüyordum. Nihayet bir gece hastalığın bana da bulaştığını anladım. Sabah kalkınca da kendimi iyileşmiş ve nura gark olmuş buldum, çok şükrettim. Allahü teâlâ her şeye kâdir, hepimiz sapasağlam ayağa kalktık, iyileştik.)

Her şey tıpla hâllolmaz. Bazen de böyle, Allahü teâlâ bir (Kün = Ol) der, o şey hemen oluverir. Sadece Cenab-ı Hakk’a güvenene Allahü teâlâ yardım eder. Başkasına güvenenin işini ise onlara bırakır.

Bir fakir, zengin birinin kapısına gelir. (Efendim, kaç gündür açım, bir lokma ekmek!) der. Zengin kızar, hakaret eder, kapıyı yüzüne çarpar. Fakir neye uğradığını şaşırır. (Vermeyebilir, ama bu hakaret, bu azarlama niye?) der. Çok ağırına gider. Karşıya geçip bir yere oturur, hüngür hüngür ağlar. O sırada oradan geçen bir âmâ, bunun sesini duyar. Sebebini sorunca fakir, olanları anlatır. Âmâ ona, (Gir koluma, bizim burada bir gecekondumuz var. Orada ne varsa beraber yeriz) der.

Eve gelirler, karınlarını doyururlar. Âmâ, (Burada yatacak yer de var. Ye, iç, yat! Sen benim misafirimsin) der. Fakir çok duygulanır, kalbinin tam inceldiği bir anda ellerini açar, (Ya Rabbî, bir âmâ kulun, fakir olduğu hâlde bana bu iyilikleri yapıyor, bu kulun bana kapısını açtığı gibi, sen de bunun gözlerini aç!) diye dua eder. O anda âmânın gözleri açılır.

Olay duyulunca, o zengin âmâya gelip, (Nasıl oldu bu iş?) der. Âmâ da, (Devlet kuşu ayağına kadar gelmişti, ama sen bu fırsatı kaçırdın. Belki o sana dua etseydi, senin de kalb gözün açılırdı, ama bu nimet bana nasip oldu) der. Kimin duasıyla ne olacağı bilinmez. O hâlde dua almak için fırsatları kaçırmamalıdır.