Dinimizin yayılmasında, devamında gençlerin önemli bir rolü vardır. İslâm dînine karşı olanlar da, bu mühim noktayı anladıkları içindir ki, asrımızın en tehlikeli dinsizlik ocağı olan örgütler, “Gençliğin ele alınması birinci hedefimizdir. Çocukları dinsiz olarak yetişdirmeliyiz” diyorlar. Siyonistler, İslamiyeti yok etmek ve Allahü teâlânın emrlerinin öğretilmesini ve yaptırılmasını engellemek için “Gençlerin kafalarını yormamalıdır. Din bilgilerini büyüyünce kendileri öğrenirler” ve “Hepimiz bütün kudretimiz ile, iman hürriyyeti fikrini dünyaya yaymağa sarılmalıyız ve verdiğimiz kararları her memlekete yerleştirmeliyiz. Din kardeşliğini yok edip, bunun yerine mason kardeşliği getirmeliyiz. Dinleri yok etmekten ibâret olan mukaddes gayemize, bu sûretle kavuşacağız” diyorlar.

Bunun için, Müslümanlar din câhillerinin hîlelerine, yalanlarına aldanmamalı, onların okşayıcı, aldatıcı, yardımsever sözlerine inanmamalıdır. Müslümanlar, birbirlerine “Emr-i ma’rûf” ve “Nehy-i münker” yapmalı, dinimizin emirlerini yaymalı ve yasaklarına mani olmaya çalışmalıdır.

Bugün, her memleketde gençlere, kemiklerinin, adalelerinin, ellerinin, ayaklarının, hâsılı her uzvunun kuvvetlenmesi, güzelleşmesi ve âhenkli olması için, beden hareketleri, kültür-fizik öğretiliyor ve yaptırılıyor. Beyin çalışmalarının ve rûhî faâliyetlerinin gelişmesi ve yenilenmesi için matematik ve psikoloji kâideleri ve tatbîkâtı ve kanlarını harekete getirerek hücrelerini temizletecek ekzersiz fizikler ezberletiliyor ve yaptırılıyor.

Bütün bunlar ve dünya işlerinde lâzım olacak bilgiler, bir ders ve vazîfe hâline konup çalıştırılırken; dünya ve âhıretin hakîkî saadetini ve insanların rahat, huzur ve her türlü gelişme ve ilerlemesini ve Allahü teâlânın rızâsını ve sevgisini kazandıracak olan imanın, islâmın, farzların, vâciblerin ve sünnetlerin ve helâlin öğretilmesi ve yapdırılması ve haramların ve kâfirliğe sebeb olan şeylerin öğretilip, bunlardan sakınılması bir kabâhat ve vicdânlara tecâvüz şeklinde gösterilir ise, doğru mu olur?

Bugün, bütün hıristiyan memleketlerinde, bir çocuk dünyaya gelir gelmez, buna kendi dinlerinin îcâblarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, yehûdîliği ve hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Fakat Müslümanların imanlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, sandık doluları kitap, broşür ve filmleri islâm memleketlerine gönderiyorlar. Bu yapılanlar Batı’nın inanç özgürlüğünde samimi olmadığın göstermektedir.