Ömer-ül Faruk

Ömer-ül Faruk

Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe. Hazret-i Hamza’nın Müslüman olması üzerine, Mekkeli müşriklerin telâş ve...

Abdullah Bin Zübeyr

Abdullah Bin Zübeyr

Medîne'de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî. Abdullah bin Zübeyr, Medîne’de muhâcirlerden ilk dünyaya gelen...

Kolesterolü düşürüyor

Kolesterolü düşürüyor

Yapılan araştırmalarda; ramazan boyunca total kolesterolde yüzde 8 ile yüzde 12 civarında düşme gözlenmiştir. Kolesterol, bilindiği gibi damarlarda...

Büyüklerin gözünden düşmek

Büyüklerin gözünden düşmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri, (Mürşidinin gözünden düşmek, yedi kat göklerden düşmekten daha...

Bütün insanlar dört sınıfa ayrılmıştır

Bütün insanlar dört sınıfa ayrılmıştır

Büyük islâm âlimi İmâm-ı Gazâlî hazretleri insanları dört kısma ayırmaktadır: Bunlardan birinci kısmdakiler, dünyada yimek...

Oruç, kanserin DÜŞMANIDIR

Oruç, kanserin DÜŞMANIDIR

Kanser üzerinde yapılan bir araştırmada oruçlu kimselerin adrenalin ve kortizon hormonlarının kana daha kolaylıkla karıştığı gözlenmiştir. Bu hormonlar...

Maksat imanı korumaktır

Maksat imanı korumaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Resulullah efendimiz, (Ey Eshabım, siz öyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda birine uymazsanız helak olursunuz....

Namaz ve kurtulan tüccar

Namaz ve kurtulan tüccar

Atlı bir eşkıya, Şam ile Medine arasında ticaret yapan bir tüccara bağırır: - Davranma öldürürüm. - İşte malım. Hepsini al ve beni serbest...

Bu bedeli kullar ödeyemez

Bu bedeli kullar ödeyemez

Evliyalardan birine bir gün, (Efendim, İhlas hususunda en çok etkilendiğiniz bir olay yaşadınız mı?) diye sorarlar. Evet yaşadım buyurur ve devam eder; Mekke-i...

Yıldırım Bayezid ve ihtiyar kadın

Yıldırım Bayezid ve ihtiyar kadın

Sultan Yıldırım Bâyezîd Han, Niğbolu zaferinden sonra kazanılan ganîmetler ile müslümanların ibâdet etmeleri için, Bursa'nın...

Fatıma-tüz-zehra

Fatıma-tüz-zehra

Peygamberimizin en sevgili kerimesi. Hazret-i Fâtıma, hicretten onüç sene önce, Mekke'de doğmuştu. Küçük yaşına rağmen,...

Kalbden gelen kalbe gid…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Seyyid Abdülhakîm...

Osman Bin Talhâ

Kâbe'nin hizmetinde olan sahâbî. Osman bin Talhâ...

Ahlâk ilminin dinimizd…

Müslümanların öğrenmeleri lâzım olan bilgilere “İslâm...

Sonunda orta yolu buldu…

Şam’ın fethinde, Müslümanların, tarihin şeref levhasına...

Herkes sahibiyle ve hoc…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kadı Iyad...

Rızıkların daralması

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanlar, dinimizin...

Kainatin Efendisi

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Güneş artık doğmak üzere!

Artık, sevgili Peygamberimizin yaşları kırka...

Hazret-i Hadice’nin rüya…

Sevgili Peygamberimiz yirmi beş yaşlarında...

Eshab-ı kiram

Bilâl-i Habeşî

Peygamber efendimizin müezzini. Bilâl-i Habeşî hazretleri...

Abdullah Bin Abbâs

Tefsîr âlimlerinin şâhı. Resûlullah efendimiz Mekke’de...

Sehl Bin Hanîf

Eshâb-ı kirâmın okçularından. Uhud gazâsında bir...

Hikmetli Sözler

Hizmette doğruluk esastır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: En...

İhlâs fedakârlıktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İhlâslı...

Allahü teâlânın mümine ve…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Hastalık...

Sual: Evlenmek isteyen, çocuğu olmayan, bir hastalığı olan, evinde geçimi olmayan veya imtihana girmek isteyen yahut iş arayan kimse, muradının hâsıl olması için ne yapmalıdır?
CEVAP
İnsan, bir işin neticesinin iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Muhakkak şu işim olsun diye ısrar etmemeli, (Hayırlıysa olsun) demeli. Kur’an-ı kerim ve dua, şartları gözetilerek okunursa, fayda verir. Okuyanın ve hastanın buna inanması gerekir. Kur’an-ı kerimin her harfi şifadır, dileklere devadır. Allahü teâlâ, (Kur’an-ı kerim, müminler için şifa ve rahmettir) buyuruyor. Çocuğu olmayan, evlenmek isteyen veya herhangi bir dileği olan şunları yapmalıdır:
1- İstiğfar okumalı. (Malım çok, ama çocuğum olmuyor. Ne yapayım?) diyen kişiye, bir sahabi istiğfara devam etmesini söyledi. O da günde 700 defa istiğfar okudu. Nihayet on çocuğu oldu. Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlıktan, fakirlikten, çocuğunun olmadığından şikâyette bulunuldu. Hepsine de istiğfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, Kur’an-ı kerimden üç âyet-i kerime okudu. Meali şöyle:
(Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullarla yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10–12

Çocuklarını idarede sıkıntı çeken kişiye Peygamber efendimiz, (Neden istiğfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istiğfar ederim) buyurmuştur. İstiğfar edileceği zaman yüz defa (Estağfirullah min külli mâ kerihallah, Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) demeli ve manasını düşünerek söylemeli. Manası şöyledir:
(Razı olmadığın şeylerden, yaptıklarımı affet ve yapmadıklarımı yapmaktan koru! Kendisinden başka ilah bulunmayan Hay, Kayyum ve Azîm olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup O’na sığınırım.) [Azim, zatı ve sıfatları kemalde; Hay, ezelî ve ebedi bir hayatla diri olan; Kayyum, zatıyla kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]

2- Dileğine kavuşmak için, iki rekât namaz kılıp, sevabını Silsile-i aliyye denilen âlimlerin ruhuna hediye etmeli, bunların hürmeti için diye dua etmeli. Mesela, (Yâ Rabbi, hayırlı bir çocuk nasip eyle) diye dua edip, (Bu duamı Silsile-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle) demeli. (Mekatib-i şerife)

Sabah ve yatsı namazından sonra Silsile-i aliyye’nin isimlerini, sonra Fatiha okuyarak ruhlarına gönderip, onları vesile ederek yapılan dua kabul olur. Tecrübe edilmiştir.

3- Ayât-i hırz, usulüne uygun okunur ve yanında taşınırsa, murat hâsıl olur.
4- Adakta bulunmalı. Mesela, (Şununla evlenirsem veya şu işim olursa, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasin okumak nezrim olsun) denince, bu dileğin kabul olduğu tecrübe edilmiştir.

5- Duayı izinli okunmalı! Bir hacetin hâsıl olması için dua okunurken, tesir etmesi, mürşid-i kâmilin izniyle okumalı. Vefat etmişse, kitabından öğrenip okumak da izin almak olur. İzin alan, izin verenin vekili olur. Vekilin okuması, mürşidin okuması gibi tesirli olur.

6- Kör bir zat gelip, (Ya Resulallah! Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın) dedi. Peygamber efendimiz de, (Güzel bir abdest al! Sonra, “Yâ Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam, seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi, bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!”) duasını okumasını söyledi. O da, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı. (Tirmizi)
Bu duayı okuyanlar, maksatlarına kavuşmuşlardır.

7- Abdülehad Serhendi hazretleri buyuruyor ki:
(70 kere, “Yâ Allah, Yâ Rahman, Yâ Rahîm, Yâ Kaviyyü, Yâ Kadîr” okuyup da dua eden, ne isterse istesin, Cenâb-ı Hak duasını kabul eder ve ne muradı varsa verir.)

Allah rızası için okumalı. Bir seferde 70 defa okumalı, 71 olsa olmaz, yanına başka isim konsa olmaz, bu bir şifredir. İsm-i a’zam, ism-i Celal, Esma-ül Hüsna’dır. Her namazdan sonra okuyana ne mutlu! Hiç olmazsa günde bir defa okumalı. Dilek için kırk gün kadar okumalıdır.

Cuma günü İkindiden sonra, seccade üzerinde elinden geldiği kadar (Yâ Allah, yâ Rahman, yâ Rahîm, yâ Kavî, yâ Kadir) deyip, sonra dua etmelidir. (İslam Ahlakı)

8- Bir dileğe bir murada kavuşmak için, (Salâten tüncînâ) okumalıdır. (İslam Ahlakı)
(Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i seyyidinâ Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min cemî’il ehvâl-i vel-âfât ve takdî lenâ bihâ cemî’al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemi’isseyyiât ve terfe’unâ bihâ a’ledderecât ve tübelligunâ bihâ akselgâyât min cemî’il hayrât-i fil hayâti ve ba’del-memât.)

Böyle sayı bildirilmeyen duaları bir kere okumak yeter. 3,7 veya 40 kere okumak daha iyi olur.

9- Enes bin Malik ve Ali bin Ebi Talib “radıyallahü teâlâ anhüma”, Resulullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ’den rivayet ederler. Buyurdular ki:
(Allahü teâlâdan dünyaya veya âhirete ait bir isteği olan kimse, gece kalkıp, gusül edip veya abdest alıp, iki rekat namaz kılsa, her rekâtında bir Fatiha ve üç kere İhlas okusa, selamdan sonra başını secdeye koyup, Ya Rabbi, benim isteğimi Ebu Bekr-i Sıddık “radıyallahü anh” hürmetine yerine getir, diye dua etse; Allahü teâlâ, Ebu Bekr-i Sıddık hürmetine isteğini verir.) [Menakıb-ı cihar yar-i Güzin]

10- Hacet namazı kılınmalıdır. Hacet namazı birkaç şekilde kılınır:
a- Eshab-ı kiramdan Osman bin Huneyf hazretleri anlatır: Gözleri görmeyen bir kimse, gözlerinin açılması için Resulullaha ricada bulundu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Abdest al, iki rekât namaz kıl ve şöyle dua et: “Allahümme innî es’elüke ve eteveccehü ileyke bi-Nebiyyike Muhammedin Nebiyyirrahmeti.” Sonra, gözlerinin açılması için, “Yâ Rabbi, Resulünün hürmeti için gözlerimi aç!” diye dua et!) [Nesaî]

O kişinin, namaz kılıp dua ettikten sonra, gözlerinin açıldığını gördük. (Tergib)

b- Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’tan veya insanlardan bir isteği bulunan, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılsın! Sonra Allahü teâlâya hamd etsin, Resulüne salevat getirip, şu duayı okusun!
(Lâ ilâhe illâllah-ül-halîm-ül-kerîm. Sübhânallahi Rabb-il-arş-il-azîm. Elhamdü lillâhi Rabbil âlemin. Es’elüke mûcibâti rahmetike ve azâimi mağfiretike vel ganîmete min külli birrin vesselâmete min külli ismin lâ teda’ lî zenben illâ gafertehü velâ hemmen illâ ferrectehü velâ hâceten hiye leke rıdan illâ kadaytehâ yâ erhâmerrâhimîn.) [Halebî] [Duanın orijinali için tıklayınız.]

Hacet namazı iki, dört veya on iki rekât olarak kılınır. Birinci rekâtta Fatiha ve üç Âyet-el kürsi okunur, diğer rekâtlarda Fatihayla birer kere İhlâs ve Muavvizeteyn [iki kul e’ûzü] okunur. Yahut her rekâtta Fatiha, Âyet-el-kürsi ve İhlâs okunur.

c- Bir başka hacet namazı da şöyle:
Yatsı namazını kılıp vitri kılmadan önce, dört rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta bir Fatiha, üç Âyet-el-kürsi okunur. İkinci rekâtta Fatihadan sonra üç İhlâs ve Muavvizeteyn [yani iki kul e’ûzü] okunur. Üçüncü rekâtta ilk rekâtta okunanlar okunur. Dördüncü rekâtta ise ikinci rekâtta okunanlar okunur. Namazdan sonra dileğini ister. (İmad-ül-islam)

Türkçe olarak şöyle dua etmek de olur:
(Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!)

Bu duayı müslümanlar, her zaman okuyup maksatlarına kavuşmuşlardır. Bu duaları bir kere okuyup bırakmamalı. Kırk gün ve daha fazla kadar devam etmek iyi olur.

d- Maddi veya manevi bir isteği olan kimse, gece, gusledip veya abdest alıp, iki rekât namaz kılsa, her rekâtında bir Fatiha ve üç İhlas okusa, selamdan sonra secdeye gidip, (Ya Rabbi, benim isteğimi Ebu Bekr-i Sıddık radıyallahü anh hürmetine yerine getir) diye dua etse; Allahü teâlâ, isteğini verir. (Menakıb-ı ciharı yari Güzin)

Duanın kabul olması için
Duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duanın kabul edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duanın kabul edilmesini beklemek uygun olmaz.

Önce çalışmak, sonra dua dinin esası,
Kabul edilir ancak, çalışanın duası!


Dualarım niçin kabul olmuyor dememelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allahü teâlâdan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]

İstenilen şeyin olmaması, duanın kabul olmadığını göstermez. Onun için duaya devam etmeli! Duanın kabulünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Bir hadis-i şerif meali:
(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebrail’e, “Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!” Facir [günahkâr] dua edince de, “Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir” buyurur.)

Şu halde, duanın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.

Bela gelmeden önce çok dua etmelidir.

Duaya hamd ve salevatla başlamalıdır.

Yalvararak dua etmelidir.

Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]

Günah işlemeyen dille dua etmelidir. Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dille dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. (Tergib-üs-salât)

Duayı yalnız namazlardan sonra ve belli zamanlarda yapmak mekruhtur. Her fırsatta dua etmelidir! Bilhassa şerefli vakitleri ve şerefli halleri kaçırmamalı, fırsat bilmelidir!