Allah’ın adı ile oku!..

Allah’ın adı ile oku!..

Peygamber efendimiz kırk yaşında... Ramazanın onyedinci Pazartesi günü, Hira Dağı’ndaki mağarada... Tefekküre dalmış halde... Gece yarısından sonra...

Bu gaflet niye?

Bu gaflet niye?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her işini Allah için yapandan, hem Cenab-ı Hak razı olur, hem de dünya ona hizmetçi olur. Eğer dünya için,...

Ana-babanın sorumluluğu

Ana-babanın sorumluluğu

Dinin, sonraki nesillere intikalinde çocukların, gençlerin rolü büyüktür. Bunun için çocuklara önem verip, İslam dini...

Zat-ı şahaneye ılık hoşaf mı verilür?

Zat-ı şahaneye ılık hoşaf mı verilür?

İkinci Mahmud Han döneminde iki defa Şeyhülislamlık makamına gelen Dürrizade Seyyid Abdullah Efendi, mübarek bir şahsiyet olmasına mütekabil...

Vermezse Mabut

Vermezse Mabut

Sultan Mahmut han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer. Yaşlı çaycıya herkesin tıkandı baba diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini...

Birlik ve beraberlik için

Birlik ve beraberlik için

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize ihlâsla hizmet edenler, bir vücut gibi olmalıdır. Bu birliğin esası, bu yolun büyüklerine dil uzatmamaktır....

Söyle de sinekler üzerinden gitsinler

Söyle de sinekler üzerinden gitsinler

İmam-ı Şarani hazretleri, Hükümdar Kayıtbay’ın ziyaretine gider. Sohbet esnasında, hükümdarın üzerine sinekler konar. Bunun üzerine,...

Nur’un yaratılması

Nur’un yaratılması

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın habibi, sevgilisi, yaratılmış bütün insanların, mahlukatın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisidir....

Ebû Ubeyde Bin Cerrâh

Ebû Ubeyde Bin Cerrâh

Cennetle müjdelenen ümmetin emîni. Araplar arasındaki nâdir okuma-yazma bilenlerden olan Ebû Ubeyde bin Cerrâh ve arkadaşları Osman bin...

Üzülmeyiniz, Allahü teâlâ sizi kurtardı

Üzülmeyiniz, Allahü teâlâ sizi kurtardı

Hacı Ferhad adında bir zât şöyle anlatmıştır: "Mısır'dan gelirken, Akdeniz'de gemimiz sâkin sâkin yol alıyordu. Peşimize bir korsan gemisi...

Nevfel Bin Hâris

Nevfel Bin Hâris

Hâşimoğullarının en yaşlısı. Nevfel bin Hâris, Kureyş kervanını kurtarmak ve Müslümanlarla savaşmak için hazırlanan müşrik ordusuna...

Makam, mevki arzusu

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz...

Abdullah Bin Revâha

Resûlullahın şâiri. Hicretin yedinci senesi idi... Sevgili...

Kıymetli beş nasihat

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Merhum hocamızın...

Doğruyu yanlışı öğrenm…

“Allahümme erinel hakka hakkan verzuknâ ittibâ'ahu...

Vücudun her organı kıym…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize yapılan...

Kadın aklı

Vaktiyle,  bir derviş bir Ramazan akşamı...

Kainatin Efendisi

Hoş geldin ya Resulallah

Yedi kat yer, yedi kat...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

Kavmini azab ile korkut!

Sevgili Peygamberimize, peygamberliği bildirildi ve...

Eshab-ı kiram

Cafer-i Tayyar

Cennete uçarak giden sahâbî. Peygamber efendimiz...

Mugire-Tebni Su’be

Meşhûr beş dâhiden biri olan...

Es'ad Bin Zürâre

Câhiliye devrinde de tek bir...

Hikmetli Sözler

Ameller, niyete bağlıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimizde...

Akşam mümin, sabah kâfir!

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Hakiki...

Her hayrın anahtarı, her …

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmandan...

Sual: Takvimler ve Ramazan imsakiyeleri neden farklıdır, niye hepsi aynı değil?
CEVAP
Bugün ülkemizde, iki çeşit takvim ve imsakiye yayınlanmaktadır. Bir kısmı, yüz senedir kullanılmakta olup, doğruluğunda en ufak bir şüphe, tereddüt hasıl olmamış namaz vakitleri cetvelini aynen muhafaza eden takvimler; bir kısmı da, 1983'ten sonra, çok oruç tutuyoruz diyenleri susturmak gayesiyle, imsak vaktini uzatan takvimlerdir.

1983 yılından önce bütün takvimler aynı idi. Fakat 1983'ten itibaren Diyanet İşleri temkin vakitlerini kaldırdığından, böyle farklı iki durum ortaya çıkmıştır. 1983 tarihinden önceki takvimlerin yanlış olmadığını herkes kabul etmektedir. Bu hususta bir ihtilaf yoktur. Nitekim, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 30 Mart 1988 tarih ve 234-497 sayılı müftülüklere gönderdiği tamimde şöyle denilmektedir:
(1983 öncesi takvim ile yeni uygulama arasında sadece temkin farkı bulunmaktadır. Buna göre 1983 öncesindeki uygulama yanlış değildir.)

Türkiye Takvimi ile diğer bazı takvimler, doğruluğunda ittifak olan 1983 öncesine göre hazırlanmaktadır. Diyanet'in tamiminde bildirdiği gibi, 1983 yılından önceki uygulamaya göre hazırlanan takvimler ile bu takvimlere dayanılarak hazırlanan Ramazan imsakiyeleri yanlış değil, sadece temkinlidir. Yani Türkiye Takvimi’nin yanlış olmadığını Diyanet de bildirmiştir. Çünkü, ecdadımız takvimin başlangıcından beri, bu vakitleri esas almış, Diyanet de daha önce, uzun yıllar, Türkiye Takvimi'ndeki vakitleri uygulamıştır.

Detaylı bilgi için buraya tıklayınız.

Temkin nedir?
Sual:
Temkin nedir, âlimler, bu temkini niçin koymuştur?
CEVAP
Bir namaz vakti hesaplanırken, hesabı yapılan şehrin arazisinin yükseklik ve alçaklık, doğu-batı, kuzey-güney, genişlik gibi durumları göz önüne alınması gereklidir. Ayrıca vakte tesir edecek atmosfer şartlarının da en anormal hâli düşünülerek, bütün bu şartların hepsini karşılayarak, vakti emniyet altında tutacak zamana, vaktin temkini denir. Bu vakit, ibadet vaktinin emniyeti bakımından zaruri olarak konulması şart olan bir zamandır. Temkinsiz yapılan ibadet, vaktin dışında yapılmış demektir.

Temkin hakkında teknik bilgi için buraya tıklayınız.

Birkaç dakika
Sual:
Birkaç dakika önce olmuş sonra olmuş ne fark eder?
CEVAP
Sonra olması fark etmez de önce olması çok şey fark eder. Çünkü namazları vaktinde kılmak şarttır. Birkaç dakika önce kılınsa namaz sahih olmaz. Oruç da böyledir. Güneş batmadan önce yiyip içilince, oruç sahih olmaz. Namazları vakit girdikten üç-beş dakika sonra kılmakta hiç mahzur yoktur. Güneş battıktan 5-10 dakika sonra orucu açmakta da mahzur yoktur. Hatta yıldızlar görülünceye kadar geciktirmek caizdir. Nur-ül izah şerhinde; "Bulutlu gecelerde, orucun bozulmasından korunmak için, ihtiyatlı davranarak oruç açmayı biraz geciktirmelidir. Yıldızlar görülmeden önce iftar eden acele etmiş olur" buyuruluyor.

İmsak vakti
Sual:
Yeni takvimlerde imsak vakti ne kadar sonraya alınmıştır? Sonraya alınması oruca zarar verir mi?
CEVAP
Yeni takvimlerde, imsak vakti 10-15 dakika geciktirilmektedir. Böyle olunca, oruç tehlikeye sokulmaktadır. Eğer imsak vaktinden sonra yiyip içilmeye devam edilirse, oruç tutulmamış olur. Bunun için imsak vaktinde yiyip içmeyi kesmek şarttır. İmsak vaktinde eski cetvelleri esas alıp, yeni takvimlerden 10-15 dakika önce yiyip içmeyi kesmekte hiç mahzur yoktur. Hatta çok iyi olur, tedbirli ve temkinli hareket edilmiş olur. Tedbirsizlik ve temkinsizlik sebebiyle namaz ve oruçları ifsat etmemek lazımdır.

Temkinli ve temkinsiz takvimler
Sual:
Eski takvimlerle yeni takvimler arasındaki en önemli fark nedir?
CEVAP
İki takvim arasında fark, biri temkinli, öteki temkinsizdir. Yeni takvimlerden Türkiye Takvimi, ehil kimseler tarafından, çok hassas bir şekilde hazırlanmaktadır. Bu hususta takvimimizde her sene, Mühim Tenbih başlığı altında ikaz yapılmaktadır. Mevcut takvimler içinde, Türkiye Takvimi ve bu takvim esas alınarak hazırlanan Ramazan imsakiyeleri temkinli olup, en uygun olanıdır.

İmsak vakti nedir?
Sual:
Takvimlerde yazılı olan imsak ne demektir? Bu vakitte sabah namazı kılınır mı?
CEVAP
İmsak, gecenin bitimi, Ramazanda yiyip içmenin yasak olduğu vaktin başlaması demektir. Türkiye Takvimi’nde yazılı olan imsak vaktinde, yiyip içmeyi kesmelidir! Türkiye'de bundan 15 dakika kadar sonra sabah namazı kılınabilir!

Yanlış takvime uymak
Sual:
Yeni takvimlere göre imsak vaktini uzatan kimsenin sorumluluğu olur mu?
CEVAP
Yanlış takvimlere göre hareket edip de, yiyip içmeye ezan okununcaya kadar devam eden kimsenin, suçu yanlış takvime bulması, kendini mesuliyetten kurtaramaz!

Temkinsiz takvime uymak
Sual:
(Deniz kenarındaki şehirlerde temkin gerekmediği için, Diyanet’in takvimi esas alınmalıdır. Bunun için, Türkiye Takvimi’ne göre ikindi vakti girmemiş olsa da, temkinsiz vakit girdikten sonra, öğle namazını kılan kimsenin, ikindiyi asr-ı sanide kılması gerekir) deniyor. Türkiye Takvimi, deniz kenarlarını hesaba katmamış mı?
CEVAP
Elbette katmıştır. Bir namaz vakti hesaplanırken, hesabı yapılan şehrin arazisinin yükseklik ve alçaklık, doğu batı, kuzey güney, genişlik, vakte tesir edecek atmosfer şartları gibi bütün durumları göz önüne alınmıştır. Bütün bu şartların hepsini karşılayarak, vakti emniyet altında tutacak zamana, vaktin temkini denir. Bu vakit, ibadet vaktinin emniyeti bakımından, konulması şart olan bir zamandır. Temkinsiz yapılan ibadet, vaktin dışında yapılmış demektir.

Deniz kenarı da olsa, Türkiye Takvimi’ndeki ikindi vakti girmeden önce öğle namazına başlayanın, ikindi vakti yani asr-ı evvel vakti girer girmez, ikindiyi kılmasında hiçbir mahzur yoktur. Asr-ı sani vaktini beklemesi gerekmez.