İslâm ahlâkı üçe ayrılır

İslâm ahlâkı üçe ayrılır

Ahlâk bilgilerini öğrenmek, istekle olur. Zor ile olmaz. İslâm ahlâkı üçe ayrılır: 1 - İnsan yalnız iken, başkasını...

Kâinattan haberimiz var mı?

Kâinattan haberimiz var mı?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan vücuduna ait hiçbir şeyden haberimiz olmadığı gibi, kâinattan da haberimiz yoktur. Allahü teâlâ...

İnsanların en iyisi ve en kötüsü

İnsanların en iyisi ve en kötüsü

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir insan, herkesin ne düşündüğünü anlasa, kaybolan şeylerin nerede olduğunu bilse, her ettiği dua kabul olsa, bu...

Latif bir şikayet

Latif bir şikayet

İstanbul’dan Hacca giden İbrahim efendi adındaki bir zat, yolda yüzü kızararak sadaka isteyen bir dilenciye, başakları gibi beş on kuruş vererek başından...

Cennette beraber olma müjdesi yeter

Cennette beraber olma müjdesi yeter

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Günler su gibi geçiyor, ramazan ayının sonuna geldik. İnşallah hakkımızda hayırlı olur, kıymetini de bilmemiz nasib olur ve...

İmanın temeli

İmanın temeli

İmam-ı Gazali hazretleri “Kimyâ-i saadet” kitabında diyor ki: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “İmanın...

Ümm-i Hânî

Ümm-i Hânî

Hazret-i Ali’nin kızkardeşi. Peygamber efendimiz hicretten bir yıl önce Tâif’e gidip, Tâif halkına bir ay nasîhat edip, onları...

İmanı korumak

İmanı korumak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmanın muhafazası çok zorlaştı. Allah korusun, insan, yanlış bir söz söyler, yanlış bir iş yapar veya bozuk bir şeye...

Sehl Bin Sa'd

Sehl Bin Sa'd

Medîne'de en son vefât eden sahâbî. Sehl bin Sa'd çok genç yaşta olduğundan Peygamberimizle hiçbir savaşa katılamadı,...

Kardeşinin yaptığı daha kıymetli!

Kardeşinin yaptığı daha kıymetli!

Hazret-i Îsâ birine, “Ne iş yapıyorsun?” dedi. İbâdetle vakit geçiriyorum deyince, “Nereden yiyip geçiniyorsun?” diye...

Allah tevbe edeni affeder

Allah tevbe edeni affeder

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her gaflet ve hatanın kefareti vardır. Müminlerin günahlarının kefareti, tevbe istiğfardır. Kur’an-ı kerimde mealen,...

Osmanlılarda kılıç usta…

Türkler, kılıç kullanmakta da ustaydılar. Bu...

Bütün mesele imanı koru…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Her ülfetin...

İhlâs ve dua

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Yarına çıkacağımız...

İki yolun farkı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir din...

Kendini beğenmek, şirke…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Yaptığımız iyilikleri...

Sofu Baba

Aşağıda Silsile-i aliyye büyüklerinden Seyyid Fehim...

Kainatin Efendisi

Bahira’nın beklediği mis…

Efendimiz on iki yaşlarında iken...

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra...

O, bu ümmetin Peygamberi…

Şam yönüne gitmekte olan kervandakiler...

Eshab-ı kiram

Sâbit Bin Kays

Peygamber efendimizin hatîblerinden. 630 senesinde henüz...

Fâtima Binti Esed

Hazret-i Ali’nin annesi. Fâtima binti Esed...

Hatîb Bin Ebî Beltea

Peygamber efendimizin elçilerinden. Hazret-i Hâtib, genç...

Hikmetli Sözler

Maksat imanı korumaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Resulullah...

Orucun ve iftiraya uğrama…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Günlerin...

Yolumuzun esası

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Silsile-i...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (Cemaatte rahmet, ayrılıkta azab-ı ilahi vardır) buyuruyor. Müslümanların başına ne geliyorsa, hep birbirimize kusur, kabahat bulmaktan geliyor. Kur’ân-ı kerimde mealen, (Allah’ın dinine sarılın, ayrılmayın) buyuruluyor. Müslümanlar bir vücut gibidir. Bir insanın kolunu, bacağını ayırırsanız, gözünü çıkarırsanız, kulağını keserseniz, o artık normal bir insan olmaktan çıkar. Ayrılan parçalar da kısa zamanda çürür ve hiçbir şeye yaramaz. Artık ne uzuvlarda, ne de vücutta hayır kalır.

Hadis-i şerifte, (İnsanların hayırlısı, Kur’ân-ı kerim öğrenen ve öğretendir) buyuruluyor. Bu, Kur’an-ı kerimin bizzat kendisi olduğu gibi, aynı zamanda içindeki emir ve yasaklardır. insanların hayırlısı, Kur’ân-ı kerimin ilimlerini bilen ve o ilmi yayandır. Doğru yazılmış bir ilmihâli yaymak, Kur’an ilimlerini yaymak olur. [Bunun için, Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerinden hazırlanan Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitabını okumalıdır.]

Din, Kur’ân-ı kerim, hadis-i şerifler ve bunların açıklaması demektir. Dolayısıyla Kur’ân-ı kerime ulaşmayan ve onun kaynağından çıkmayan hüküm, din olmaz. Çünkü dinin aslı odur. O hâlde Kur’ân-ı kerimi anlamak isteyen, ilmihâl okumalı, yani dinini öğrenmelidir. Yoksa, ya anlatan kişi yüzünden veya kendi anlayışı yüzünden bir kelimesine yanlış inanmış olsa dinden çıkar. Çünkü Kur’ân-ı kerim, Allah kelamıdır. Peygamber efendimiz, (Kur'an-ı kerimi kendi anladığına göre tefsir eden kâfir olur) buyuruyor. Böyle bir meali, tefsiri, yazıyı okuyup kabul eden de kâfir olur.

Dinin aslı nakletmektir, yani (Ben mürşid-i kâmil olan hocamdan duydum, size onu bildiriyorum) demektir. Hocası da aynı şekilde kendi hocasından öğrendiğini bildirmiştir. Onun da hocası derken bu silsile Peygamber efendimize kadar gider. Çünkü kaynak orasıdır, bu mübarek su oradan çıktı. Daha sonra, tıpkı bir barajdan şehirlere suyun gittiği gibi, o kaynaktan dağılan su bize kadar gelmiştir. Bunu hiç bozmadan, bozdurmadan, içine hiç yabancı madde koymadan, koydurmadan ancak ve yalnız Ehl-i sünnet âlimleri getirmişlerdir. Maalesef diğerleri kendilerine göre bir şeyler ilave etmiş veya çıkarmışlardır.