Varna meydan muharebesi

Varna meydan muharebesi

Sultan II. Murad, şehzade Alaaddin Çelebi'nin vefat etmesi üzerine son derece üzüldü ve devlet işlerini on iki yaşındaki oğlu Sultan...

Ayrı düşünmek, şeytana yem olmaktır

Ayrı düşünmek, şeytana yem olmaktır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz, (Şeytan, bir topluluğun, bir cemaatin içine giremez) buyuruyor. Allahü teâlâ doğru yolda olan...

Pir-i fâninin murâdı!

Pir-i fâninin murâdı!

Vezirler ve fi’l cümle azalar yorucu bir sefer sonrasında hamama gitmeye karar verirler. Bunun için saray yakınında bir hamamı tamamen kapattırırlar. Sultan...

Otlukbeli Savaşı

Otlukbeli Savaşı

Karamanoğlu İbrahim'in 1464'te ölmesi üzerine oğulları birbirlerine düşmüşlerdi. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yardımıyla İshak...

Bir ağadır gidiyor!..

Bir ağadır gidiyor!..

Osmanlı’nın en önemli devlet adamlarından Sadrazam Koca Ragıp Mehmed Paşa’dan çok bahsedildi. Paşa, Devlet-i Osmani’nin neredeyse bütün...

Musul’un Osmanlı hâkimiyetine girmesi

Musul’un Osmanlı hâkimiyetine girmesi

Yavuz Sultan Selim Han, Safevîlerle yapılan Çaldıran Savaşı’nda elde edilen zaferden sonra, İran sınırını güvenlik altına almak maksadıyla, İdris-i...

Kullanma kılavuzu

Kullanma kılavuzu

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kendi kurallarımızı kendimiz koymaya kalkışırsak, huzur ve rahat bulamayız. Nasıl bir firma, bir makineyi ne şekilde kullanılması...

Kötü birine iyilik yapıldığında

Kötü birine iyilik yapıldığında

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İyilik eden, iyilik görür. Ancak kötü kimseye iyilik eden, ondan kötülük görür....

Mümin ilaç gibidir

Mümin ilaç gibidir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müminin yemeği, ikramı, siması, kelamı şifadır. Bir gün merhum hocamız, sohbet ederken, (Efendim, buraya gelmeden önce başım...

Ebû Hüreyre

Ebû Hüreyre

En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî. Ebû Hüreyre Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu. Gençliğinde...

Câbir Bin Abdullah

Câbir Bin Abdullah

Sahâbenin en çok hadîs bildirenlerinden. Câbir bin Abdullah'ın babası Abdullah bin Amr, ikinci Akabe bî'atında İslâmiyeti...

Habercinin vazifesi hab…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmanımızı muhafaza...

Sultan-ı selâtin-i zama…

Kanuni Sultan Süleyman, Atlas okyanusundan Umman...

Câbir Bin Abdullah

Sahâbenin en çok hadîs bildirenlerinden. Câbir bin...

Yanlışlık yoktur

Peygamberler, Allahü teâlâ tarafından kullarına gönderilmiş...

Kurbanlık oğul

Abdülmuttalib’in, Zemzem kuyusunu kazdıktan sonra şanı...

Hamza bin Abdülmuttalip

Şehîdlerin efendisi. Abdullah ibni Mes’ûd buyuruyor ki: Müşriklerden...

Kainatin Efendisi

Dünya karanlığa gömül…

Fahr-i kâinat efendimiz doğmadan önce...

Hazret-i Hadice ile evlen…

Hazret-i Hadice validemiz, Varaka bin...

En güvenilir kimse...

O; doğru, doğruların doğrusu... Hiçbir...

Eshab-ı kiram

Hubeyb Bin Adiy

Darağacında ilk namaz kılan sahâbî. Uhud...

Nevfel Bin Hâris

Hâşimoğullarının en yaşlısı. Nevfel bin Hâris...

Abdullah Bin Hanzala

Meleklerin Yıkadığı Sahâbînın Oğlu. Abdullah bin...

Hikmetli Sözler

İtaat yoksa, hiçbir şey y…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Mıknatıs...

Nefsanî işin sonu, Rahman…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir...

İki türlü ölüm

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İki...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Asıl maksadımız, Allahü teâlânın marifetini elde etmek yani Onu hakkıyla tanımak olmalıdır. Marifetullah iki çeşittir:
Birincisi, ilim yoluyla hâsıl olur. Bunu, âlimler tarif ederler, fakat bu unutulabilir. Çünkü nefs daima isyandadır, gaflettedir, vesvese verir. Bu yüzden de sadece ilim yoluyla marifet sahibi olanlar için imansız ölmek tehlikesi her zaman vardır.

İkinci çeşit marifet ise, hâl yoluyla kalbde hâsıl olur ve evliyadan gelir. Hâl yoluyla marifet sahibi olanlar için imansız ölmek tehlikesi yoktur. Nitekim bir insana baklavanın ne olduğu iyice anlatılsa, onu öğrenir, fakat gün gelir unutabilir. Ama baklavayı yerse, onun tadını artık unutmaz. Nefsine ve şeytana aldanmaz, (Ben bunun tadını biliyorum) der ve imanla ölür.

İşte Silsile-i aliyye büyüklerinin yolunda olanlar çok şanslıdır. Çünkü zülcenahayn olan, yani hem ilim, hem de marifet yoluyla Cenab-ı Hakk'ı bizlere tanıtan İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi bir büyüğü tanımış oluyorlar. Bu, Allahü teâlânın, dünyada bir kuluna vereceği en büyük nimettir. Ama bu nimetin elden gitmemesi için, o büyükleri üzmemelidir. Mevlana Hâlid-i Bağdadi hazretleri, (Büyüklerin nazarından düşmek, yedi kat gökten, yere düşmekten beterdir) buyuruyor.

Öyle kimse vardır ki, ilim yoluyla da, hâl yoluyla da marifet alamaz. Safrası bozuk kimse gibidir, baklavanın tadını alamaz, hattâ baklava ona acı gelir.

(El mer’ü mea men ehabbe) hadis-i şerifi, herkesin âhirette, dünyadayken sevdikleriyle beraber olacağını bildiriyor. Onun için, bir insan, hiç değilse bu büyüklerden birini severek kurtulmalıdır. Çünkü Allah’ın dergâhında, ehil ve nâ-ehil beraberdir. O kulların içerisinden biri, Cenâb-ı Hak tarafından sevilip kabul edilse, onunla beraber olanların hepsi Cennete alınır.

Kalb sevgi yeridir, kalbden kalbe sevgi akar, buna (Hubb-i fillah) denir. Bu sevgiye kavuşmanın şartı görmek değil, sevmektir. Mesela Veysel Karanî hazretleri, Resulullah efendimizi görmedi, ama çok sevdi, sevince de feyz aldı, nurlara ve marifetlere kavuştu. Tâbiînin en büyüğü oldu. Ebu Cehil ise, gördüğü hâlde, sevmediği için bu nimetten mahrum kaldı.