İmam-ı Züfer hazretleri

İmam-ı Züfer hazretleri

İmam-ı Züfer, dinde büyük müctehid idi, Sadece fakih değil, abid ve zâhid idi. Hastalandığı zaman, yatağa girer hazret, Arkadaşları gelip...

Korkulu zamanlarda okunacak

Korkulu zamanlarda okunacak

Korkulu zamanlarda, “Kelime-i temcîd”, yâni “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azîm” (9)...

Büyük zatları inkâr etmek felakettir

Büyük zatları inkâr etmek felakettir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Müslümanlar bir araya geldikleri zaman, bilseler de bilmeseler de, anlasalar da anlamasalar da, konuşsalar da konuşmasalar da,...

Din nedir?

Din nedir?

Din, insanları sonsuz saadete götürmek için Allahü teâlâ tarafından gösterilen yol demektir. Din ismi altında insanların uydurduğu...

Bir zaman gelir ki...

Bir zaman gelir ki...

Alışverişte, şübheli şeylerden kaçınmalıdır. Harama yaklaşan zâten âsî, günahkâr olur. Şübhe ettiği şeyleri, Ehl-i sünnet...

İlk insanların dağılması

İlk insanların dağılması

Âdem aleyhisselâmın evlâdı çoğalarak Arabistân, Mısır, Anadolu ve Hindistâna yayılmıştı. Nûh “aleyhisselâm”...

Başarının yolu gönül almaktan geçer

Başarının yolu gönül almaktan geçer

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize hizmet ederken başarının yüzde sekseni gönül almak, kalb incitmemektir. Maiyetini, yani ailesini ve emri altında...

Boş eve hırsız niye girsin!..

Boş eve hırsız niye girsin!..

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Kim, kimi severse, âhirette onunla beraber olacaktır. Bütün arzumuz ve ümidimiz, yollarında dinimize hizmetle...

Hizmette birlik olmak

Hizmette birlik olmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize, Ehl-i sünnete hizmet edenler, bir vücut gibi olmalıdır. Sadece bir parmak acısa, rahatımız kaçar. O parmağın...

İnsanların en büyük ihtiyacı

İnsanların en büyük ihtiyacı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlânın bize nasıl muamele etmesini istiyorsak, biz de Onun kullarına öyle davranmalıyız. Eğer Onun kullarına...

Sıkıntı giderenin sıkıntısı giderilir

Sıkıntı giderenin sıkıntısı giderilir

Müslümanların ihtiyâçlarını karşılamak ve onları sevindirmek ve güzel ahlâklı olmak çok kıymetlidir. Bunun kıymetini bildiren ve...

Allah'ın takdirine kulu…

Vehb b. Münebbih’ten rivayet edilmiştir, diyor...

İcâzetin sırrı

Akşemseddin hazretleri, Fâtih Sultan Mehmed Hân...

Mübarek göğsünün y…

Süt anne Halime Hatun anlatır: Server-i âlem...

Osmanlılarda silah kull…

Okçuluk  Osmanlıların ünlü sporlarındandır. Çok eski...

İnsan âciz bir varlık…

Allahü teâlâ, insanları olgunlaştırmak ve kalblerindeki...

Ümm-i Hiram

Hala sultan olarak tanınan kadın sahabi. Ümm-i...

Kainatin Efendisi

Muhterem annenin vefatı

Sevgili Peygamberimizin, üç-beş yaşlarında bile...

O, bu ümmetin Peygamberi…

Şam yönüne gitmekte olan kervandakiler...

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

Eshab-ı kiram

Ukbe Bin Âmir

Eshâb-ı suffadan. Ukbe bin Âmir, Medîne...

Muaz bin cebel

Helâl ve harâmı iyi bilen...

Hâlid Bin Sa'id Bin Âs

İlk Müslüman olan sâhabilerden. Resûlullah efendimiz...

Hikmetli Sözler

Üç şeyi yerine getiren, k…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Resulullah...

Kurtulacak olan fırka

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Ümmetim...

İnsanların en iyisi ve en…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir...

Allahü teâlâ insanda üç ey yarattı: Akıl, kalb ve nefs. Bunların hiçbiri görülmez. Varlıklarını eserleri ile, yaptıkları ilerle ve dînimizin bildirmesi ile anlıyoruz. Akıl ve nefs dimâgımızda, kalb gösümüzün sol tarafındaki yüreimizdedir. Bunlar, madde deildir. Yer kaplamazlar. Buralarda bulunmaları, elektriin ampulde, miknâtisin endüksiyon bobininde bulunması gibidir.

Akıl, fen bilgilerini anlamaa çalıır. Bunları anlar. slâmiyete uygun olanlarını, fenâlarından, zararlı olanlarından ayırır. yileri, fenâları, slâmiyet ayırmaktadır. slâmiyeti bilen ve uymak istiyen akla “Akl-ı selîm” denir. Aklı az olan, hep aıran kimseye “Ahmak”, aklı hiç olmıyana “Deli” denir. Selîm olan akıl, slâmiyetin bildirdii iyi eyleri kalbe bildirir. Kalb de, bunları yapmaı irâde ederek, dimâgdan çıkan hareket sinirleri vâsıtası ile, a’zâlara, organlara yaptırır.

İşte bu, iyi veya kötü eyleri yapmak arzûsunun kalbe yerlemesine “Ahlâk”, “Huy” denir. Nefs, bedene tatlı gelen eylere dükündür. Bunların iyi, kötü, faydalı, zararlı olduklarını düünmez. Arzuları, slâmiyetin emirlerine uygun olmaz. slâmiyetin yasak ettii eyleri yapmak, nefsi kuvvetlendirir. Daha beterini yaptırmak ister. Kötü, zararlı eyleri, iyi gösterip, kalbi aldatır. Kalbe bunları yaptırarak, zevklerine kavumak için çalıır.

Kalbin nefse aldanarak, kötü huylu olmaması için, ahkâm-ı islâmiyyeye uyarak kalbi kuvvetlendirmek ve nefsi zayıflatmak lâzımdır. Aklı kuvvetlendirmek, islâm bilgilerini okuyup, örenmekle olduu gibi, kalbin kuvvetlenmesi, yani temizlenmesi de, ahkâm-ı islâmiyyeye uymakla, islam ahlakı ile ahlaklanmakla olur.

slâmiyete uymak için, ihlâs lâzımdır. hlâs, ileri, ibâdetleri, Allahü teâlâ emir ettii için yapmak, baka hiçbir menfeat düünmemektir. slâmiyete uymak, kalbi kuvvetlendirdii gibi, nefsi zayıflatır. Bu sebep ile nefs, kalbin slâmiyete uymasını, slimiyeti, güzel ahlâkı anlatan kitaplarını okumaı,örenmeyi istemez. Dinsiz, imansız olmasını ister. Akıllarına uymayıp, nefslerine uyan kimseler, bunun için, dinsiz olmaktadır. Nefs ölmez. Fakat, gücü kuvveti kalmayınca, kalbi aldatamaz. Nefsin zaylıflaması için de dinin emirlerine uymak, kötü huyları bırakıp güzel huylarla ahlaklanmak gerekir.