Ramazân ayında yapılan bütün nâfile ibâdetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevap gibidir.

Üç ayların üçüncüsü, hicrî-kamerî ayların ise dokuzuncusu olan ramazân ayı bütünü itibâriyle çok kıymetli ve şerefli bir aydır.

Ramazân ayında yapılan bütün nâfile ibâdetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevap gibidir. Bu ayda yapılan bir farza, başka aylarda yapılan 70 farz sevâbı ihsân olunmaktadır. Bu ayda iyi iş ve ibâdet yapanlara, bütün sene boyunca da, bu işleri yapmak nasip olur.

Kur’ân-ı kerîm, Resûlullah Efendimize, Kadir gecesinde inmeye başlamıştır. Kadir gecesi, Kur’ân-ı kerîmde medhedilen, en kıymetli gecedir. İmâm-ı Şâfiî, "Kadir gecesi, Ramazân-ı şerîf ayının onyedinci gecesi", İmam-ı A'zam Ebû Hanîfe ise, "yirmiyedinci gecesi olması çok vâki olur" demişlerdir.

Sevgili Peygamberimiz, büyük sahâbî Selmân-ı Fârisî’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiğine göre bir hutbelerinde, Ramazân-ı şerîf ayı hakkında şöyle buyurmuşlardır:

“Ey Müslümânlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece -ki bu Kadir gecesidir- bin aydan hayırlıdır [daha faydalıdır]. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda müminlerin rızıkları artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem âteşinden âzâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona da sevap verilir.”

Resûlullah’ın (aleyhisselâm) bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) dediler ki: “Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftâr verecek [onu doyuracak] kadar zengin değiliz. Biz, bu büyük sevaptan mahrûm mu kalacağız?”

Resûlullah (aleyhi’s-salâtu ve’s-selâm), Eshâbına şöyle cevap verdi:

“Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevâplar verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu da Cehennem’den âzâd olmaktır. Allahü teâlâ, bu ayda, emri altında olanların vazîfelerini hafîfletenleri affedip Cehennem âteşinden kurtarır…”

Peygamber Efendimiz, hutbelerinin devâmında ise şöyle buyurmuşlardır:

“Bu ayda şu dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, ‘Kelime-i şehâdet söylemek’ ve ‘istiğfâr etmektir.’ İkisini de, zâten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da, ‘Allahü teâlâ’dan Cennet’i istemek’ ve ‘Cehennem âteşinden O'na sığınmaktır.’ Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmayacaktır.”