Sual: Mezhepsizlerin övdüğü İbni Hazm kimdir?
CEVAP
Endülüs felsefecilerinden ve âlimlerindendi. Vezir [bakan] idi. Miladi 994 yılında Kurtuba’da doğru, 1064’de vefat etti. Felsefeye dalarak, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflere, kendi aklına göre mana vermiş, Ehl-i sünnetten ayrılmıştır. Selef-i salihinin, üstünlüğünü kavrayamamış, din büyüklerine saygısızlık göstermiştir. Bu sebeple, memleketinden sürülerek, çölde vefat etmiştir. (E. Kiram)

İbni Hazm, Selef-i salihini beğenmeyip, doğru yoldan ayrılmıştır, (Keşf-üz-zünun)

İbn-ül Arif diyor ki: İbni Hazm’ın dili ve Haccac’ın kılıncı, aynı şeyi yapmışlardır. İbni Hazm’ın, hadis-i şeriflere uymayan habis, sapık çok sözleri vardır. Haccac-ı zalim, 120 bin masumu sebepsiz ve suçsuz öldürdü. İbni Hazm’ın dili de, hadis-i şerifle bildirilen hayırlı zamanlardan sonra, 100 binlerce Müslümanı doğru yoldan saptırdı. (K. ve Ahiret)

İbni Hazm, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflerin zahir yani görünen manalarından başka hiçbir delil ve kıyası kabul etmeyen, [Davud-i Zahiri’nin kurduğu] Zahiriyye mezhebindeydi. Bu mezhep tutunamamış, kalmamıştır. (Eşeddül-cihad)

İbn-ül-Ehed, Zehebi ve İbni Hilligan diyor ki: İbni Hazm’a selam verenler, ondan nefret ederlerdi. Sözlerini beğenmezlerdi. Onun sapık olduğunda sözbirliğine vardılar. Onu kötülediler. Sultanlara ondan sakınmalarını bildirdiler. Müslümanlara ona yaklaşmamalarını söylediler. (M. Nasihat)

İbni Hazm, herkese ictihad yapmayı emredip, başkasına uymak haramdır diyordu. Hanefi âlimlerinden, Muhammed bin Abdülazim Mekki, buna cevap verirken buyuruyor ki:
Elhamdülillah biz, büyük islam âlimi imam-ı a’zam Ebu Hanife’ye uymak derecesinden dışarıda kalmıyoruz. O yüce imama, onun büyük talebelerine, daha sonra gelen, Şems-ül-eimme gibi dünyaya nur saçan derin âlimlere ve on asırdan beri yetişen böyle hakiki âlimlere uymakla şerefleniyoruz. (El-Kavl-üs-Sedid)

Üstad İbrahim Muhammed Neşat diyor ki:
Namazı bilerek terk etmenin büyük günah olduğunu ve farzları hemen kaza etmek farz olduğunu, cumhur-ı ulema bildirmektedir. İbni Teymiyye, (Namazı kasten terk edenin kaza etmesi lazım değildir. Kaza kılması sahih olmaz. Çok nafile kılması, çok hayrat, hasenat yapması ve istiğfar etmesi lazım olur) dedi. Daha önce İbni Hazm da, uzun yazılarıyla böyle uygunsuz fikirler ortaya atmıştı. (İslam kültürü 6/25)

İbni Teymiyye ve İbni Hazm, hükmü şüpheli olan âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri tevil ettiler. Yani yanlış manalar vererek, Ehl-i sünnetten ayrıldılar. Böylece, hayırlı işlerin, namaz yerine geçeceği sapıklığını da körüklemişlerdir. İslamiyet’te açtıkları yaraların en zararlı olanlarından biri de, bu olmuştur. (S. Ebediyye)