Geriye dönük taklit
Sual: S. Ebediyye'de, (Hanefi mezhebindeki bir kimsenin, dişleri kaplama ve dolguluyken gusül abdesti sahih olmadığından, namazları da sahih olmaz. Şâfiî veya Mâlikî mezhebini taklide başlayıncaya kadar kılmış olduğu namazları kaza etmelidir) deniyor. Yine S. Ebediyye'de, (Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra bile, taklit yapmak caiz olur. Mesela Ebu Yusuf hazretlerine, Cuma namazını kıldıktan sonra, gusül abdesti aldığı kuyuda, fare ölüsü görüldü dediler. "Şâfiî mezhebine göre guslümüz sahihtir" dedi) deniyor. Hanefî mezhebindeki bir kimse, dolgu dişi varken, Malikî'yi taklit etmeden, yıllarca kıldığı namazları için, bu hükme uyarak, (Bu namazlarımı Mâlikî mezhebine göre kıldım) diye niyet etse, kaza etmeye lüzum kalmadan, bu namazları sahih olur mu?
CEVAP
S. Ebediyye'nin müellifi merhum hocamıza, otuz yıl sual sordum. Bu suali de sormuştum. Sual ve cevaplardan birkaçı şöyleydi:
Sual 1: On yıldır dolgu dişle namaz kılan, şimdi bunları Şâfiî veya Mâlikî'ye göre kıldım derse, hepsi kaza edilmiş olur mu?
CEVAP: Evet.
Sual 2: S. Ebediyye'de, dolgusu olan kimse için, (Şâfiî veya Mâlikî mezhebini taklide başlayıncaya kadar kılmış olduğu namazları kaza etmelidir) buyuruluyor. (Beş on senelik de olsa, sahih olmayan bu namazlar için, "Bu namazları Mâlikî veya Şâfiî mezhebine göre kıldım" denirse, hepsi kaza edilmiş olur ve kaza edilmeleri lazım gelmez) ifadesi, başka bir kavil midir?
CEVAP: Aynı kavlin devamıdır. [Yani aynı hükümdür.]
Sual 3: Dolgu dişten dolayı mezhep taklit edileceğini bilmeyen biri, beş sene önce hacca gidip geliyor. Şimdi Mâlikî'yi taklit etmeden kıldığı namazlar için, (Beş yıldır dolgu dişle kıldığım namazları, Malikî mezhebine göre kıldım) diyerek bu namazları kaza etmesine lüzum kalmadığı gibi, (Beş sene önce yaptığım hacda, gusülde, abdestte ve namazda da, Malikî'yi taklit ettim) dese haccı sahih olur mu?
CEVAP: Evet, sahih olur.
Sual 4: Unutarak necasetli elbiseyle namaz kılan, namazdan sonra hatırlasa, (Bu namazı Mâlikî'ye göre kıldım) diye niyet etse, kıldığı namaz sahih olur mu?
CEVAP: Evet, sahih olur.
Sual 5: Mâlikî'yi taklit eden Hanefî, mukimken unutup mestlere iki gün mesh etse, bu mestle kıldığı namazlar için, (Bu namazları Mâlikî'ye göre kıldım) dese, namazları sahih olur mu?
CEVAP: Evet, unuttuğu için sahih olur.
Sual 6: On yıl önce Hacca gittim. Şâfiî mezhebini taklit ediyordum. Kadınlara dokununca abdesti bozduğunu bildiğim için, tekrar Hanefî'yi taklit ederek haccımı yaptım. Haccım sahih oldu mu?
CEVAP: Tekrar hacca lüzum yoktu. Hacdan sonra taklidi niyet caizdi. Tekrar gitmek, takva olmaz. İyi olmuş.
Taklit ederken
Sual: (Mâlikî'yi taklit etmeden önceki namazları kurtarabilmek için, taklitten önceki namazlar, Hanefî'nin sünnetlerine de riayet ederek kılınmışsa, yani Mâlikî'nin farzlarına da uyulmuşsa, “Bu namazları Mâlikî'ye göre kıldım” denirse, sahih olur, kaza etmek gerekmez) deniyor. Geçmiş namazları nasıl kıldığımızı hatırlamamız imkânsız olduğuna göre, Hanefî'ye göre sahih olması yetmiyor mu?
CEVAP
Evet, yeter.
Taklit ne zaman yapılır?
Sual: Muteber kitaplardan naklederek değil de, kafadan atan ve mezhep taklidini bilmeyen, fakat (Sözüm kaynaksız olmasın) diye, Şevkanî, M. Ebu Zehra ve Kardavî gibi mezhepsizleri kaynak gösteren bir hoca, (Mezhep taklidi, iş yapıldıktan sonra olmaz, yapılmadan önce olur) diyor. Bir işi yaptıktan sonra da taklit caiz değil mi?
CEVAP
Muteber bir kitaba dayanmadan, aklına göre konuşmak veya mezhepsiz kişileri kaynak göstermek mezhepsizlik, hattâ dinsizlik olur. İşin durumuna göre, önce de, sonra da mezhep taklidinin caiz olduğu, Bahr-ür-raık, Mizan-ül kübra, Fetava-i Hayriye gibi birçok muteber din kitabında yazılıdır.
Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra da, taklit caiz olur. İmam-ı Ebu Yusuf hazretlerine, cuma namazını kıldıktan sonra, guslettiği kuyuda, (Fare ölüsü görüldü) dediler. (Şâfiî kardeşlerimize göre guslümüz sahihtir) diyerek yeniden gusletmedi. (Hadika, s. 709)
Hâlbuki gusledilen o su, Hanefî'ye göre necistir. Yeniden gusledilmesi harac olduğu için Şâfiî mezhebi taklit edilmiştir. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Mezhep taklidi için zaruretin olması şart değildir, bir ihtiyaç hâlinde de, taklid caizdir. (Redd-ül muhtar)
Bir Hanefî’nin, evlendiği kızla sütkardeş olduğu ortaya çıkarsa, eğer bir iki kere emmişse, Şâfiî mezhebi taklit edilip yani Şâfiî mezhebinin bildirdiği şartlara uygun olarak nikâh yapılıp evliliğe devam edilir. Çünkü Şâfiî’de sütkardeş olmak için ayrı zamanlarda 5 kere doya doya emmek gerekir. (S. Ebediyye)
Mezhep taklidi
Sual: On yıldır dolgulu dişle namaz kılan, fakat Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit etmek gerektiğini yeni öğrenen bir kimsenin, kıldığı bu namazları kaza etmeden sahih hâle getirebilmek için ne yapması lazımdır?
CEVAP
Başka bir mezhep, amelden sonra da taklit edilir. (Redd-ül-muhtar, S. Ebediyye)
Başka mezhebi taklit ederken, o işin o mezhepte sahih olmasına mani olan, fakat kendi mezhebinde veya diğer bir üçüncü mezhepte mani olmayan ikinci bir haraç hasıl olursa, bu işi her üç mezhebe göre yapmaya devam eder. Üçüncü mezhebi taklide imkân yoksa, kendi mezhebindeki özrü zaruret haline girerek ibadeti sahih olur. (S. Ebediyye)
Görüldüğü gibi, taklit ettiği bir mezhepteki şarta uyamasa bile, zaruret olunca taklit etmek caiz oluyor. Kıldığı on senelik namazı kaza etmek çok zor olduğu, yani bunda zaruret olduğu için, (Bu namazları Mâlikî’ye veya Şâfiî’ye göre kıldım) derse hepsi sahih olur. Artık yıllar öncesinde kılınan namazlar için Mâlikî veya Şâfiî’nin şartlarına riayet etme imkânı da yoktur. Bu zaruretten dolayı taklit etmek caiz görülmüştür.