Merhum Enver Abimizin 2001 yılındaki taziye sohbetinden:
Allah adamları, vefat ettikten sonra kınından çıkmış kılıç gibi daha keskin, daha tesirli olur. Yani kendilerini sevenlere ve inanıp tâbi olanlara daha çok feyz verirler. Bu büyükleri sevenler, Peygamber efendimiz zamanında olsalardı Eshab-ı kiramdan olurlardı. Onlara düşman olanlar ise, o zaman yaşasalar Ebu Cehil gibi olurlardı.

Her şeyimizi, bütün bu hizmetleri, bir araya gelmemizi hep Hocamıza borçluyuz. Onlar olmasaydı, bir araya gelip bu yemekleri yesek bile, kötü yerlerde, içki sofralarında olurduk.

Hâlimizden şikâyetçi olmayalım. Büyüklerin ömürleri hep sıkıntıyla geçti. İmam-ı Rabbânî hazretleri, 3 yıl Guvalyar Kalesi’nde zindanda kaldı. Abdülhakîm-i Arvâsî hazretlerini, Menemen'e götürdüler, ne sıkıntılar çekti. Mübarek hocamızı da sıkıyönetim zamanında götürdüler. Bizim başımıza gelen, en hafifi. Eshab-ı kiram da çok sıkıntı çektiler. Peygamber efendimize durumlarını arz ettiklerinde, (Hâlinizden şikâyetçi olmayın, eski ümmetler çok daha fazla sıkıntı çektiler, fakat sabrettiler. Onları bellerine kadar kuma gömerler, sonra testereyle başlarından başlayıp ikiye ayırırlardı, yine de “Rabbimize hamdolsun” derlerdi) buyurdu.

Hocamız, (Enver Bey’in kalbinde zerre kadar dünya menfaati olsaydı, bu hizmetler nasip olmazdı) buyururdu. Elhamdülillah, kalbimde dünya sevgisi hiç yok. Yediğimi, içtiğimi de gördünüz. Sonunda bu kadar ameliyat, her gün bu kadar ilaç… İki böbreğim de gitti, ama din kardeşlerimize ve İslamiyet'e hizmet yolunda hepsi feda olsun! İftiralar, sıkıntılar, dert ve hastalıklar bu yolun şânındandır.

Merhum Hocamız vasiyetinde buyuruyor ki:
(Hiç param, borcum, alacağım yok. Kimseye dargın değilim. Herkese hakkımı helâl ettim. Tefrikaya düşmeyin, fitneye karışmayın, güler yüzlü, tatlı dilli olun!)

Son zamanlarındaki nasihatlerinde de buyurdular ki:
(Size iki emanet bırakıyorum. Biri Enver Bey, diğeri de kitaplarımızdır. Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye ve diğer kitaplarımıza ömrümü verdim. Büyük zatların kitaplarından hazırlanan, bu kitaplarımızdan her gün birkaç sayfa okursanız feyz alırsınız. Okudukça kalbiniz nurlanır ve okuduğunuzu da anlamaya başlarsınız. Siz benim gözüm, kulağım, elimsiniz. Siz olmazsanız, ben bir işe yaramam. Onun için kitaplarımızın dağılmasına yardım eden kardeşlerimi çok seviyor ve onlara dua ediyorum. Yolunu şaşırmış bir kimseyi doğru yola çevirmek, on kâfirin imana gelmesinden daha sevabdır.)