Sual: (Dört mezhepteki âlimler, taraflı hareket etmişler, âyetleri kasten kendi mezheplerine göre tefsir etmişler, hattâ kendi mezheplerini desteklemek için, âyetlere yanlış mâna vermişlerdir) deniyor. Böyle bir suçlama uygun olur mu?
CEVAP
Çok çirkin bir suçlamadır. Müfessir, kelam-ı ilahiden, murad-ı ilahiyi anlayandır. Müfessir olmayan, Kur’an-ı kerimi tefsir edemez. Hiçbir Ehl-i sünnet âlimi de, kendi görüşüne göre tefsir yazmamıştır. Bunun aksine bir örnek gösterilemez.

Tefsir, Peygamber efendimizin mübarek lisanından, Eshab-ı kirama ve onlardan Tabiîn ve Tebe-i tabiîne ve böylece sağlam, kıymetli insanların söylemesiyle gelen haberlerdir. Yani tefsir, yorum değildir, nakle dayanan sağlam bilgidir.

Resulullah, Kur’an-ı kerimin hepsinin tefsirini Eshab-ı kirama bildirmiştir. (Hadika)

Tefsir, murad-ı ilahiyi anlamak demektir. Kendiliğinden verdiği mânâ doğru olsa bile, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata olur. Verdiği mânâ yanlışsa, kâfir olur. (Berika)

Üç hadis-i şerif meali:
(Kur’an-ı kerimi kendi görüşüyle açıklayan, doğru olsa da, hata etmiştir.) [Nesai]

(Kur’ana ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizi]

(Kur’anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [Deylemi, M. Rabbani]

Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık da, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi toprak kabul eder, hangi gök beni gölgeler?) buyurmuştur. (Şir’a)

Dört mezhebin âlimleri, Allah’tan korkmuyor muydu da, kendi mezheplerine uygun tefsir yaptı iftirası ortaya atılıyor? Böyle asılsız iftiralara, mezhep düşmanlarına asla itibar etmemelidir.