Namazı vaktinde kılmak
Sual: S. Ebediyye’de, (Vaktin içinde olduğunu bilerek, vaktin farzı diyerek başladığı namazı kılarken, vakit çıksa ve çıktığını bilmese, sahih olmaz. Bu günün farzı deseydi, sahih olup kaza olurdu) deniyor. Kitabın namaz vakitleri kısmında ise, (Vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri alınca, Mâlikî’de ve Şâfiî'de ise, bir rekât kılınca, namazı vaktinde kılmış olur) deniyor. İftitah tekbiri alınca namaz sahih olduğuna göre, vakit çıkınca niye namaz sahih olmuyor? Bugünün farzı ile vaktin farzı demek arasında ne fark vardır?
CEVAP
Vaktin farzı denince, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı vaktinde, hangi vakit farz kılınıyorsa kılınan o farz kast ediliyor, bugünün farzı denince de, gün içinde kılınması gereken farz anlaşılıyor. Mesela öğlenin farzını, öğle vaktinde kılmak gerekir. Öğle vaktinden çıkınca, ifa edilmesi gereken günün farzı oluyor. Günün farzı, ikindi vakti girince kılınırsa kaza edilmiş olur. Vaktin farzı demekle günün farzı demek bu bakımdan önemlidir. Günün farzı denirse, vakti içinde kılınırsa eda olur, vakit çıkmışsa kaza olur.
Birinci ifadede, vaktin çıktığını bilmediği için namaz sahih olmuyor. Çünkü namazın şartlarından biri de, eda olması için, vaktinde kıldığını bilmektir. İkincisinde ise, vaktin çıktığını biliyor. Yani Allahü ekber dedikten sonra vaktin çıkacağını biliyor. Bilince, vakit çıkmadan iftitah tekbiri aldığı için namazı sahih oluyor.
Vaktin çıkmasına çok az kaldığını bilerek, (Bugünün öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden kimse, vakit çıkmışsa, öğleyi kaza etmiş olur. Eğer öğle vakti çıkmadığı hâlde, çıktı sanarak, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet ederek kılsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. Her ikisinde de aynı namaza niyet etmiş, yalnız vaktin çıkmasında yanılmıştır.
Fakat geçmiş öğle namazını kaza etmeye diye niyet ederek kıldığı namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez. Çünkü bugünün namazına diye niyet etmemiştir. Böylece, eda niyeti ile kılınan öğle namazı geçmişte kılınmamış bir öğle namazının yerine geçmez.
Bunun gibi, bir kimse, hazır olan imam için Ali hocaya uymaya niyet etse, imam başka biriyse, mesela Veli hocaysa, Veli hocayla kıldığı namaz sahih olmaz. Onun için hocanın ismini söylemeyip uydum hazır olan imama demelidir.
Bir kimse, yıllarca, öğleyi vaktinden önce kılmış olsa ve hepsine (Üzerime farz olan öğleyi kılmaya) diye niyet etse, o günkü öğleyi düşünmese, her gün bir evvelki öğleyi kaza etmiş olur. Yalnız son öğleyi ayrıca kaza etmesi lazım olur. (Bugünkü öğle namazına) diye niyet etse, eda dese de, demese de, her gün o günkü öğleyi eda etmiş olup, vaktinden önce oldukları için, hiçbiri öğlenin farzı olmaz, nafile olur. Hepsini kaza etmesi lazım olur. Görülüyor ki, namazların vakitlerini bilmek gerektiği gibi, vaktin içinde kılmış olduğunu da bilmek gerekir.
Vakit çıkarsa
Sual: Öğle namazını cemaatle kılarken ikindi ezanı okunsa, yani ikindi vakti girse, öğleyi kılmamış olanlar, gelip bu cemaate uyarak o günkü öğleyi kılsalar, kıldıkları namaz kaza mı, yoksa eda mı olur?
CEVAP
Vakit çıkmadan cemaate uyanlarınki eda, vakit çıktıktan sonra uyanlarınki kaza olur. Çünkü Tam İlmihal’de deniyor ki:
(Bugünkü öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden, vakti çıkmışsa öğleyi kaza etmiş olur. Öğle vakti çıktı zannederek, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet ederek kılarsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. (S. Ebediyye)
Sonradan gelenler, İmam-ı a'zamın kavline uyarlarsa, öğleyi asr-ı evvelde eda etmiş olurlar. O zaman da, ikindiyi asr-ı sanide kılmak gerekir.
Vakit çıkmadan önce
Sual: Bir namaz, vakti çıkmadan ne kadar önce kılınırsa, o namaz vaktinde kılınmış olur?
CEVAP
Sabah namazında, güneş doğmadan önce selam vermiş olmak gerekir. Diğer vakitlerde ise, vakit çıkmadan, Hanefî ve Hanbelî'de iftitah tekbiri alınca, Malikî ve Şafiî'de ise, bir rekât kılınca, namazı vaktinde kılmış olur. Hanefî'de namazın hepsi vakit içinde tamam olmazsa, küçük günah olur. (Redd-ül-muhtar, Tahtavi, M. Erbaa)
Sabah namazı kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih olmaz. İkindiyi kılarken güneş batarsa, bu namaz sahih olur.
Kerahat vakti
Sual: İslam Ahlakı kitabında, öğleye 20 dakika kala, akşama ise, ortalama 40 dakika kala kerahat vaktinin başladığı bildiriliyor. Ama takvimde biraz farklılık gösteriyor. Hangisine uymak uygun olur?
CEVAP
İslam Ahlakı kitabında ortalama deniyor. Hem bu ifadede, İstanbul için olduğu bildiriliyor. Türkiye Takvimi’ne uymalıdır. Çünkü bu takvimde, her şehrin namaz vakitleri de, mekruh vakitler de, net olarak hesap edilmiştir.
Asr-ı sani
Sual: Öğle namazı, bir mazeretle vaktinde kılınamazsa, asr-ı sanide mi kılınıyor?
CEVAP
Hayır, asr-ı evvelde kılınır. Asr-ı sani, ikinci ikindi demektir. Bir mazeretle öğle namazı, öğle vaktinde kılınamazsa, asr-ı evvelde kılınır. Öğle, o vakte geciktirilerek kılınmışsa, o günkü ikindi de asr-ı sanide kılınır.
İkindiyi kılarken güneş batsa
Sual: Bir kimse ikindinin farzının iki rekâtını kıldıktan sonra güneş batsa, yani ikindi namazının vakti çıksa, üçüncü rekâtta seferî veya mukim ona uysa caiz olur mu?
CEVAP
Mukimin uyması caiz olur. İmam selam verince, mukim olan kimse, kalkıp iki rekât daha kılar. Başka bir mukimin de, ikindi namazı kazaya kalsa, ikindiyi kılan bu imama kaza niyetiyle uysa yine sahih olur. (İbni Âbidin)
Mukim ikindi namazının iki rekâtını kılınca güneş batsa ve bu sırada seferî bir kimse gelip ona uysa, seferînin, o mukime uyması sahih olmaz. (Hindiyye)
Çünkü seferî olanın ikindinin namazını iki rekât kaza etmesi farzdır. Seferî olana ikindinin son iki rekâtı nâfile olur, farz kılan nâfile kılana uyamadığı için namazı sahih olmaz. Şâfiî mezhebinde ise caiz olur.
Güneş batarsa
Sual: Bir kimse, akşam namazını kıldıktan sonra, dünyanın dönmesinden daha hızlı giden bir uçakla, doğudan batıya gitse, indiği şehirde henüz güneş batmamış olsa, güneş batınca yeniden akşamı kılması lazım olur mu?
CEVAP
Bu hususta iki ayrı kavil vardır:
1- Vakit namazın şartı olduğu için, güneş battıktan sonra tekrar görünürse, akşamı tekrar kılması gerekir. (Dürr-ül muhtar)
2- Akşam namazını kıldığı için tekrar kılması gerekmez. Evliya zatlar, kerametle az zamanda uzak yerlere gidebilir. Bu konuda Şâfiî ve Hanefî mezheplerinde, fıkıh meseleleri de yapılmıştır. İbni Hacer-i Hiytemi’nin fetvalarında, (Velî bir zat, akşam namazını kıldıktan sonra, batıya doğru gitse, gittiği yerde güneş batmamış olsa, burada güneş batınca, akşam namazını tekrar kılması lazım olmadığını söyleyenler çoktur) deniyor. (Kıyamet ve Âhiret)
Gerçekten böyle bir uçak yapılırsa, ihtiyaten kılmak iyi olur. Bazı kimseler, özellikle ateistler, kasten, Müslümanları zor durumda bırakmak için, cevap veremezler diye, böyle şeyler soruyorlar. Hâlbuki dinimizde İslam âlimlerinin cevap veremediği mesele yoktur.
Öğle ve akşam namazı
Sual: Mâlikî’yi taklit eden, İmam-ı a’zam hazretlerinin kavline uyarak, öğleyi asr-ı evvelde, akşamı da işa-i evvelde kılabilir mi?
CEVAP
İhtiyaç varsa kılabilir. Mâlikî'yi taklit etmeyen de, ihtiyaç olmadan kılamaz. Asr-ı sani, İmam-ı a’zam hazretlerine göre, ikindi namazının giriş vaktidir. İşa-i sani de, İmam-ı a’zam hazretlerine göre, yatsı namazının giriş vaktidir. Fakat bu iki vakitte fetva, İmameyn’in [İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Ebu Yusuf’un] kavline, yani asr-ı evvele ve işa-i evvele göredir. Her Müslümanın ibadet ederken, kendi mezhebindeki tercih edilen fetvaya uyması, yani öğleyi ve akşamı, Türkiye Takvimi’ndeki ikindi ve yatsı vaktinden önce kılması gerekir.
Sabahı geciktirmemeli
Sual: Bazı arkadaşlar, birbirine mail gönderip, (Sabah namazını Güneş doğmasına yirmi dakika kala kılmak efdaldir) diyorlar. Hâlbuki S. Ebediyye’de, (Sabah namazını her mevsimde ortalık aydınlanınca kılmak müstehabdır. Bu geciktirmeler, hep cemaatle kılanlar içindir. Evinde yalnız kılan, her namazı vakti girer girmez kılmalıdır) deniyor. Sabahı neden geç kıldırıyorlar?
CEVAP
Belki sabah namazını cemaatle kılanları kast etmiş olabilirler. Yalnız kılan, her namazı erken vaktinde kılmalıdır.