Büyük velî Abdülkadir Geylani hazretleri zamanında, Bağdat’ta bir Şeyh yaşardı. Beş yüze yakın da talebesi vardı…

Gavs-ül-A’zam Geylani hazretleri, bir mecliste vaaz verirken, “Bu ayaklarım, bütün velîlerin omuzları üzerindedir” buyurdu. O an bütün veliler bu sözü kabullendiler. Ancak Bağdat’taki o Şeyh, bu söze kibrinden itiraz etti! O anda bütün manevi makamları gitti... Sultan-ül-Evliya, yanındakilere şöyle dedi:

“Bağdat’ta bir Şeyh var. Omuzlarının üstünde hınzır (domuz) ayakları görüyorum!..”

Aradan kısa bir zaman geçti. Bağdatlı o Şeyh, diyar-ı Rum’a yolculuğa çıktı. Bizans sınırları içinde Hristiyan bir kız gördü ve âşık oldu. Onunla evlenmek istedi. Kız dedi ki: “Benim dinime girip, babamın çiftliğindeki domuzlara çobanlık yapman şartıyla seninle evlenirim!..”

Şeyh, bu teklifleri kabul etti. Artık o, domuz ağılında yatıp kalkıyordu... Öyle ki, sıcakta toprağa basamayan hınzır yavrularını omuzunda taşımak zorunda kalıyordu...

Bütün bu olanları duyan eski talebeleri büyük üzüntü içindeydiler. Bunun, Sultan-ül-Evliya’ya itirazdan dolayı olduğunu biliyorlardı...

Şeyh’in talebelerinden ikisi Abdülkadir Geylani hazretlerinin dergâhına gidip, hizmete başladılar. Maksatları hocalarını affettirmekti...

Hele o gençlerden biri vardı ki Geylani Dergâhı’na varır varmaz en ağır işlere koyuldu... Yağmurlu bir günde, bir kaba doldurduğu çöpleri, gübreleri başının üzerinde taşırken, tepesinden aşağı pislikler sızıyor, üstü başı perişan bir hâl alıyordu... Bu durum Gavs Hazretlerinin dikkatini çekti ve sordu:

-Derdin ne evlat?

Genç, gözyaşları içinde şöyle cevap verdi:

-Hocamı affedin efendim!..

Sultan-ül-Evliya Abdülkadir Geylani hazretleri murakabeye daldı... Bir müddet sonra gözlerini açarak buyurdu ki:

- Allahü teala şeyhinizi affetti... Haydi şimdi yanına gidin. O sizinle gelecektir!..

Dediği gibi yaptılar. Hocalarının bulunduğu domuz çiftliğinin yanına vardıklarında onun da kendilerine doğru geldiğini gördüler. Talebelerini görünce sevindi ve şöyle dedi:

- Gaflette bulundum... Şimdi ise o hâlime tövbe ettim. Şeyh Abdülkadir’in ayakları benim omuzlarım üzerindedir!..

Allahü teâlâ cümlemizi gıybet, iftira, suizan, dedikodu ve kibirden muhafaza eylesin!