Büyük hadîs âlimlerinden Mis'ar bin Kedam hazretleri, 155 (m. 772)’de Mekke-i mükerremede vefât etti.

Allah’tan çok korkardı!

Kıyâmet günü hâtırına gelince ağlar, orada bulunanlar onu tesellî ederlerdi!

Bir annesi vardı.

Yaşlı ve hastaydı.

Hizmetinden ayrılmaz ve;

"Eğer annemin hizmeti olmasaydı, o zaman yardıma muhtaç olan insanları arar, bulur ve onlara hizmet ederdim" derdi.

● ● ●

Ölüm hastalığında ağlıyordu!

Süfyân-ı Sevrî ziyârete gelip;

“Niçin ağlıyorsun?" diye sordu.

Cevâben;

"Nasıl ağlamıyayım, günâhım çok, amelim yok!" dedi.

Bu cevâbı beğendi.

Ve çok duygulandı!

Hattâ çok ağlayıp;

“Ne mutlu sana kardeşim, sendeki bu Allah korkusu, sana dünyâda da, âhirette de yeter!" dedi.

● ● ●

Bir gün de bu zâta;

“En zor iş nedir efendim?” diye sordular.

Cevâbında;

“En zor iş, hakkı bâtıldan ayırmaktır. Yâni hangisi doğru, hangisi yanlış? Hak nedir, bâtıl nedir; kim sevilir, kim sevilmez? Bunu ayırabilmektir. Bunu da, ancak mürşid-i kâmiller anlar” buyurdu.