Doğup büyüdüğüm Çaltılıçukur köyü oldukça engebeli, etrafı dağlarla çevrili ve ormanlarla kaplı bir Türkmen köyüdür... Köyümüz adından da anlaşıldığı gibi çukur bir vadinin içindedir. Biz o yıllarda köyümüzü dünyanın merkezi sanır, hatta çok yağmur yağarsa dünya su ile dolarsa köyümüzün de sular içinde kalacağını düşünürdük!..
Bunun da ötesinde, ilkokula giderken dünyanın döndüğünü duyunca, onun bizim köyün etrafında döndüğünü düşünmüştük.
O yıllarda ormanlarda yaşayan pek çok vahşi hayvan, bu arada kaplan bile vardı. Hatta bir kaplan avı sırasında babamı kaplan başından yaralamıştı da, bundan dolayı kendisine, köylülerden bazıları “Kaplan Ahmet” de derlerdi.
Benim küçüklüğümde, insanlar yalnız doğaya değil, vahşi hayvanlara karşı da mücadele etmek zorundaydı. Hayvanları kurtlardan, sebzeleri domuzlardan, tavukları tilkilerden, bağları çakallardan, elma ve incirleri ayılardan, kavun ve karpuzları tavşanlardan, meyveleri, darıları ve ekinleri kuşlardan korumak için sürekli mücadele etmek zorunda kalıyorduk.
Geceleri her birimiz bir tarlanın başında yarı uykulu bekler ya da yabani hayvanlar kokusundan kaçsın diye gübre yakarak bağ, bahçe ve tarlalardaki meyve, sebze ve tahılları korumaya çalışırdık.
Tarla deyince, Akseki yöresini bilmeyenler için biraz açıklamada bulunmak gerekir. Bu yöre oldukça dağlık ve taşlık bir coğrafi yapıda olduğundan, araziler düz değildir. Yörenin çalışkan insanları aç kalmamak için dağların ve tepelerin yamaçlarını tarla yapmak zorunda kalmışlar, arazilerdeki toprakları yağmur sularının götürmemesi için de teraslar oluşturmuşlardır.
Bu teraslar ve tarlalar bazen o kadar küçüktür ki, sabanla çift sürerken öküzlerin dönmesi için bile imkân yoktur. Bundan dolayı bazı teraslarda bilek gücüyle kazmayla ekim yapılırdı. Hatta bununla ilgili bir fıkra bile türetmişlerdir.
Bir Aksekili öküzlerini alarak çift sürmeye gitmiş. Gittiği yerde 13 tane teras şeklinde tarlası varmış. Akşama kadar sabana koşulmuş öküzleri ile tarlalarını sürmüş. Akşam vakti sürdüğü tarlaları saymış fakat 12 tarla olduğunu görmüş. Hâliyle 13. tarlasını aramış ama bir türlü bulamamış. Çaresiz köyüne dönmeye karar vermiş. Ceketini giymek için yerden alınca 13. tarlanın ceketinin altında kaldığını görmüş!..