Kalbde imanın sabit kalması için

Kalbde imanın sabit kalması için

Bunun için, Resûlullah her zaman, “Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik” duâsını okurdu ki,...

Ameller, niyete bağlıdır

Ameller, niyete bağlıdır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimizde esas olan, niyettir. Güzel ve doğru niyet şarttır. Müminin niyeti, amelinden önce gelir. Peygamber efendimiz,...

Zemzem kuyusu

Zemzem kuyusu

Dede Abdülmuttalib’e, bir gün rüyasında bir kimse; “Ey Abdülmuttalib! Kalk Tayyibe’yi kaz!”diyerek kayboldu. Ertesi gün;...

İftiranın neticesi

İftiranın neticesi

Bir zaman Hasan Ünsî Efendiyi sevmeyen birisi gelip, devlet adamlarından Mustafa Paşa’ya onun aleyhinde sözler söyledi. Cezâlandırılmasını...

Muhammed Bin Mesleme

Muhammed Bin Mesleme

Resûlullah efendimizin fedâîlerinden. Bedir savaşından sonra Mekkeli müşriklerin ölüleri hakkında ağıtlar, şiirler söyleyerek...

Ammâr Bin Yâser

Ammâr Bin Yâser

Şehîd oğlu şehîd. Ammâr bin Yâser, ilk Müslümanların otuzuncusudur. Süheyb-i Rûmî ile birlikte, Dâr-ül...

Yağmur duası

Yağmur duası

Kânûnî Sultan Süleymân Hân devrinde, bir ara yağmurlar yağmaz olmuş, insanlar kuraklıktan çok muzdarip olmuşlardı. İstanbul halkı,...

Dert ve beladan zevk alanlar

Dert ve beladan zevk alanlar

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Büyüklerin başına gelen felaketler, sıkıntılar onları zerre kadar üzmez ve sarsmaz. Mesela bir tüccar olan Şeyh Ahmed-i...

Dıhye-i Kelbî

Dıhye-i Kelbî

Cebrâil aleyhisselâmın, şekline girdiği sahâbî. Dıhye-i Kelbî ticâretle meşgul olup, çok zengindi. Kabîlesinin reisiydi....

Mallarımız ve çocuklarımız

Mallarımız ve çocuklarımız

Dünya işleri, âhıret için çalışmağa mani olmamalıdır. Âhıret için ticaret yeri câmi’lerdir. Münâfıkûn...

Vücutta bütün organlar birbirine muhtaçtır

Vücutta bütün organlar birbirine muhtaçtır

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize, Ehl-i sünnet kitaplarını yaymak sûretiyle yapılan hizmetlerin maddi sahibi yoktur, bu hizmetler hepimizindir. Yani her...

Bizden ne öğrendin?

Mürşid-i kâmilin biri, bir talebesine sorar: -...

Başarının ana sırrı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Din büyüklerimiz...

Kur’ân-ı kerimi anlamak…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz...

Herkese şifa

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Dinimize uymak...

Vücut yenileniyor

Orucun sağlığa olan etkileri sadece Müslüman...

Padişahın işi ne

Sultan Murat Han o gün bir...

Kainatin Efendisi

Doğduğu geceki olaylar

Resul-i ekrem efendimiz, doğmadan önce...

O, bu ümmetin Peygamberi…

Şam yönüne gitmekte olan kervandakiler...

Muhterem annenin vefatı

Sevgili Peygamberimizin, üç-beş yaşlarında bile...

Eshab-ı kiram

Abbâs Bin Abdülmuttalib

Peygamberimizin amcası. Hazret-i Abbâs, gençlik zamanında...

Cüveyriyye Binti Hâris

Müminlerin annelerinden. Hazret-i Cüveyriyye, benî Mustalak...

Ebû Hüreyre

En çok hadîs-i şerîf rivâyet...

Hikmetli Sözler

Kendini tanıyan Rabbini t…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber...

İyilik etmenin zirvesi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Men...

Bilmiyorum diyen rahat ed…

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Şah-ı...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Arazilerin, binaların, altınların, yani dünyadaki bütün varlıkların, Allah indinde sivrisineğin kanadı kadar değeri yoktur. Olsaydı düşmanı olan kâfirlere bir yudum su vermezdi.

Bir handa sadece bir gece kalacak ve oraya bir daha hiç dönmeyecek olan bir yolcu, o hanın çevresindeki bahçelerin, tarlaların hepsine sahip olmak isterse, onun hâline herkes güler. (Sen deli misin, hâlâ tapuları saymakla meşgulsün, sabahleyin zaten buradan gideceksin!) derler. İşte insanlar da böyledir. Dünyada kalacakları birkaç gün, birkaç gece için, bin senelik yatırım yapar, bin senelik ticaretle uğraşırlar. Hâlbuki az zaman sonra, hepsini terk edip gideceklerdir.

Evet, din büyüklerinden çok zengin olanlar, ticaretle uğraşanlar vardı. Ama onlar zenginliği, Allahü teâlânın rızasına uygun işlerde kullanmak için isterlerdi. Büyüklerden zengin bir zata, (Sizin niyetiniz nedir, ne için bu kadar uğraşıyorsunuz?) diye sorduklarında o mübarek zat, şu iki maksat için uğraştığını söyler:
1- Bizi yoktan var eden, bizi her an varlıkta durduran, bizi insan yaratan, Müslüman yapan, büyüklere talebe eden, o büyükleri tanıtan Rabbime ibadet için. Yani Allah için.

2- Onun kullarına iyilik etmek için. Bu zamanda çok kimse, hem itikat, hem amel bakımından, karanlık gecede sağını solunu görmeden giden sarhoşlar gibidir. Önlerinde dere mi var, uçurum mu var, hiç farkında değiller. Ortalık çok karanlık olduğu için, yani bid’atler ve küfürler her tarafa yayıldığı için, Ehl-i sünnet âlimlerinin nasihatlerini, kitaplardan anlatmak suretiyle, insanların en azından gittikleri yolu, önlerindeki çukurları görecekleri kadar ışık tutmak istiyoruz.

Bundan sonrasında, ayağını atarken ihtiyatlı ve dikkatli mi, yoksa yine uyurgezer gibi dikkatsiz mi davranacağını kendisi bilir. Bunu takip etmek, bizim işimiz değildir. Çünkü hidayet Allah’tandır. Cenâb-ı Hak, bir âyet-i kerime mealinde Peygamber efendimize hitaben, (Ey Habibim! Sen kimseyi zorla Müslüman yapamazsın. O benim takdirimdir) buyuruyor. İşte bizim vazifemiz sadece, o karanlığa, o önünü görmeyen gözlere ışık tutmaktır. Karşımızdakinin de nasibi varsa, akıl ve idrakini kullanarak, kendisini uçurumlardan korur.